Türkiye'de geçen yıl 6-17 yaş grubundaki bazı çocukların diğerlerinin zorbalıklarıyla karşılaştığı tespit edilirken uzmanlar bu tip durumların önüne geçebilmek için iyi bir gözlem ve doğru bir iletişimin büyük önem taşıdığını belirtiyor.
Bu zorbalık türleri arasında farklı oranlarda; dalga geçme, kasıtlı olarak dışlama, dedikodu yapma, eşyalarına zarar verme gibi rahatsız edici durumlar görülüyor.
Bu konuda gerek ailelere gerekse eğitimcilere büyük görev düştüğünü belirten Prof. Dr. Hakan Türkçapar, ailelerin ve eğitimcilerin çocuklar üzerinde gözlem yapması ve onlarla doğru iletişim kurması gerektiğini bildirdi ve şunları kaydetti:
"Okullarda görev alan eğitimcilerin veya psikolojik danışmanların zorbalığa maruz kalan çocuğu fark etmesi önemli. Kimi zaman ailenin, çocuğunun zorbalığa uğradığını fark etmesi zor olabilir. Çünkü çocuklar, bunu ifade etmekte çekinebilir. Dolayısıyla ailenin de çocuğuyla etkin bir iletişim içinde olması, çocuğunun kendisine her türlü sıkıntısını açabileceği güveni ona vermesi gerekiyor.
Ailenin zorbalığa maruz kaldığını ifade eden çocuğa karşı da yapıcı bir dil kullanarak onunla iletişime geçmesi önemli. Sonrasında ailenin okullarda görev yapan psikolojik danışmanlarla iletişim kurması doğru olur."
Çocukların kendi hakkını korumayı öğrenmesinin de önemli olduğunu vurgulayan Türkçapar, "Çocuklarımızın her dediğimizi yapmasını veya uysal olmasını iyi bir şey sanıyoruz. Çocukları emir-komuta zinciri altında büyütmek doğru değil. Eğer bir çocuk her denileni yaparsa ileride de başkalarının her dediğini yapan biri haline gelir ve ezilir.
Dolayısıyla çocuğun da kendi haklarını korumayı öğrenmesi gerekiyor." dedi.
AA