Amerika’da bir üniversitede yürütülen uluslararası araştırmada dünyanın ekilerek tarımı yapılan ilk mahsullerinden siyez buğdayının gen yapısı inceleniyor.
Binlerce yıldır insanın hayat serüvenine eşlik eden siyez buğdayı, özünü, genetik yapısını koruyan buğday olmasıyla dikkat çekiyor. Kavuzlu yapısı sayesinde diğer buğdaylarla melezlenmeyen; hastalıklara, kuraklığa ve sıcağa dayanıklı, besleyici ve lezzetli bir buğday türü.
Gernik, kavulca gibi melez ekmeklik buğdaylarda 42, durum gibi melez makarnalık buğdaylarda 28 kromozom bulunurken Siyez buğdayında 14 kromozom bulunuyor.
Siyezin gen yapısı, ekmeklik ve makarnalık buğdayların atası olan Urartu buğdayına akrabalığı dolayısıyla yalnızca ekmeklik buğday için değil; çavdar, arpa, yulaf gibi diğer tahıllar için de bir model ortaya koyuyor.
Siyezin ilk olarak ekilmeye başlandığı binlerce yıl öncesinden bugüne özellikle 1970’lerden sonrasında ekilen buğdaylar verim ve kolay harmanlanma gibi özellikler seçilerek ekildi. Biyoteknolojik yöntemlerle yapılan verim odaklı ıslah çalışmaları; ekmeklik buğdayların kuraklığa, sıcağa ve haşerelere karşı doğal direncini de zaman içinde azalttı.
Çalışma, bir bitkinin tabanından yukarıya gönderdiği filiz sayısını etkileyen genin her iki tahılda da aynı gen olduğunu göstererek, siyezin ekmeklik buğdaydaki özelliklerin haritasını çıkarmak için kullanılabileceğini gösterdi. Ardından tane boyutu gibi ekonomik açıdan önemli genler belirlenerek biyoteknolojik seçilimle ekmeklik buğday üretiminde kullanıldı.
Bu araştırmada referans genomu çıkarılan siyezin Anadolu’nun Bereketli Hilal Bölgesinden Avrupa ve Orta Asya'ya yayılırken birçok kez melezleştirildiği belirtilmesi oldukça ilgi çekici!
Araştırma ekibinin dört kıtada altı ülkede çeşitli uzmanlık dallarından oluşan proje ortakları bulunuyor.
Proje kapsamında ekmeklik buğdaya siyez genleri yetiştirmenin yanı sıra siyezleri daha kolay geliştirmek ve hasat etmek de amaçlanıyor. Zira ekmeklik buğdaydan daha sağlıklı ve daha besleyici.
Araştırmacılara göre genetik mühendisliğini içeren biyoteknolojik işlemlere yüksek oranda maruz kalan ekmeklik buğdayın asıl gen yapısına ulaşmak onlarca yılı bulabilirdi.
Modern ekmeklik buğdayın aksine Siyez buğdayının Karacadağ bölgesinde kendiliğinden yetişen üç farklı atalık çeşidi bulunduğu gibi Çanakkale’den Kastamonu’ya pek çok yöremizde ekilen çeşitleri ve doğal seçilim yoluyla çoğaltıldığı Ata siyez ve Mergüze gibi tescilli çeşitleri de bulunuyor.