Günümüzde modern buğdaylar verimliliği yüksek buğday çeşitlerinin biyoteknolojik koşullarda melezlenmesiyle üretiliyor. Genellikle azot gereksinimi yüksek olan bu çeşitler tarımsal gübre ve ilaçlama ile yetiştiriliyor.
Modern buğdayların yetiştirildiği arazide zaman içinde mineral kaybı oluşuyor. Ayrıca ikinci nesilde verimi oldukça düşen hibrit tohumların her sene yeniden satın alınarak ekilmesi gerekiyor. Çiftçi için tohum, azotlu gübre ve tarım ilacı maliyeti her sene yeniden gündeme geliyor.
Diğer yandan siyez buğdayının Türkiye’nin pek çok bölgesinde kışın kar gören dağlık kesimlerde, kurak ve tarımsal verimi düşük arazilerde yerel ölçekte yetiştirildiği biliniyor. Tarım ilacı ve gübreye ihtiyaç duymadan önceki senenin hasadından bir kısmını tohumluk ayırarak geleneksel usülle ekilebiliyor. Doğal ve sağlıklı yönü gün geçtikçe daha fazla tüketici tarafından biliniyor ve talep ediliyor.
Verimi modern buğdaya göre daha düşük ve hasatı daha zahmetli görünse de katma değeri yüksek ürünlerle modern buğdaydan birkaç kat daha fazla kâr getiriyor.
Tüketiciler daha sağlıklı ve besleyici olan siyez ununu ülke genelinde market raflarında da bulabiliyor.
Bilinçli tüketiciler, siyez ürünlerinde %100 siyez ununun kullanıldığına, modern buğdayla karıştırılan ürünlerin siyez etiketiyle pazarlanmadığına dair beyanı paket üzerinde görmek istiyor. Tüm bileşenlerinden ve sağlık etkisinden faydalanmak için coğrafi işaret belgesini kontrol ediyor; tam tane öğütülmüş atalık tohum siyez unu tercih ediyor.
Siyez ununu ve unlu mamüllerini, TSE üretim belgesine sahip üreticilerden, paketinin sağlamlığına ve tavsiye edilen tüketim tarihine dikkat ederek temin ediyor.
Ülkemizin kendine has buğday çeşitlerine ve bu çeşitlilikten neşet ederek dünya çapında şöhret kazanan geleneksel Anadolu mutfağına sahip çıkıyor.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.