Uluslararası bir kalp hastalıkları kuruluşunun iki kapsamlı araştırması, aşırı işlenmiş gıdaların kalp krizi ve felç riskini artırdığını gösteriyor.
Uzmanlar, işlenmiş gıdalar hakkında farkındalıklı hareket etmeye çağırıyor. Aşırı işlenmiş gıdaların yüksek tansiyon, kalp hastalığı, kalp krizi ve felç riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyan sonuçlar birer uyandırma çağrısı.
Son yıllarda mısır gevrekleri, yulaf ezmeleri, granola ve protein barları, gazlı içecekler, hazır yemekler ve fast food gibi ağır işlenmiş ürünlerin dünya çapında tüketimi hızla arttı. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde artık günlük beslenmenin yarısından fazlası aşırı işlenmiş gıdalardan oluşuyor.
Gençler, refah seviyesi düşük ya da gıda erişimi kısıtlı bölgelerde yaşayanlar için bu oran %80’i buluyor.
İşlenmiş gıdaların çarpıcı sağlık etkileri
10.000 kadını 15 yıl boyunca izleyen ilk çalışma, günlük beslenmelerinde işlenmiş gıdalara en fazla yer verenlerin yüksek tansiyona yakalanma riskinin en az yer verenlere göre %39 daha fazla olduğunu buldu. Gıdalardaki tuz, şeker ve yağın etkisi araştırmacılar tarafından bertaraf edildiği halde.

Yüksek tansiyon veya hipertansiyon; kalp hastalığı, periferik arter hastalığı, aort anevrizmaları, böbrek hastalığı ve vasküler demans gibi ciddi kalp rahatsızlıkları riskini artırır.
325.000'den fazla erkek ve kadının katıldığı altın standartlı bir meta-analiz olan ikinci çalışma, en fazla işlenmiş gıda tüketenlerin kalp krizi, felç ve anjina gibi kalp-damar olaylarına yakalanma olasılığının %24 daha fazla olduğunu gösterdi.
Kalori alımında günlük işlenmiş gıda tüketiminin %10 artması, kalp hastalığı riskinde %6 artışla ilişkilendirildi. Günlük beslenmenin %15'inden azını işlenmiş gıda oluşturanlarsa bir kalp sorunu riskiyle daha az karşılaşmakta.

Aşırı işlenmiş gıdalar, üretim sırasında birden fazla işlemden geçmiş ürünler. Genellikle tuz ve şeker oranı yüksek olan bu ürünler katkı maddeleri ve koruyucular da içerebilir. Genellikle lif bakımından düşük ve çeşitli besin maddelerinden yoksun olurlar. Taze meyve ve sebzeler, sade yoğurt ve ev yapımı ekmek gibi taze veya az işlenmiş gıdalar ise söz konusu besin maddelerinden zengindir.
İşlenmiş gıdaların etkisi bununla sınırlı değil. Önceki çalışmalar yüksek düzeyde işlenmiş gıda yemeyi obezite, tip 2 diyabet ve kanser gibi bir dizi sağlık sorunuyla ilişkilendirmişti.

Araştırma heyetindeki bir uzman, birçok kişinin hazır satın alınan sandviçler, dürümler, çorbalar ve az yağlı yiyecekler gibi yiyeceklerin sağlık etkisinin farkında olmadığını söyledi. "Sağlıklı olduğunu düşündüğünüz yiyecekler aslında yüksek tansiyon geliştirmenize katkıda bulunuyor olabilir" dedi.
Sağlıklı beslenme hakkında kitapları bulunan bir yazarsa: "Çoğunluğu 'abur cubur' olarak bilinen, ancak sağlıklı, besleyici, çevre dostu veya kilo kaybı için yararlı olarak pazarlanan pek çok paketli gıda söz konusu. Aslında paketlenmiş her gıda az çok işlem görmüştür” yorumunda bulundu.

"Artık bu ürünlerin bağırsakları iltihaplandırdığına, iştah düzenlemesini bozduğuna, hormon düzeylerini değiştirdiğine ve muhtemelen sigara içmeye benzer şekilde kalp-damar ve diğer hastalık riskini artıran sayısız başka etkilere neden olduğuna dair önemli kanıtlar var." dedi.
Farklı ülkelerden i kısıtlama tedbirleri
Halihazırda Şili ve Meksika'da işlenmiş gıdalar etiketlerinde siyah uyarı etiketlerine yer veriliyor. İşlenmiş gıdaların pazarlanmasında özellikle de çocuklara yönelik reklamlara kısıtlama getirilmesi gerektiği değerlendiriliyor.
İngiltere’de ise sağlıksız yiyecek seçimlerini caydırmak amacıyla belirli ürünlerin marketlerde yerleştirilmesini ve tanıtımını kısıtlayan bir yasa yeni uygulamaya girdi.
İşlenmiş gıdaların kalp-damar hastalıklarına yol açmasında yapay katkı maddelerinin, yüksek tuz, şeker ve yağ içeriğinin ve uygulanan işlemlerin hangi oranda etki ettiği ilerleyen araştırmaların konusu.
Sağlıklı gıda seçeneğini erişilebilir, uygun fiyatlı hale getirecek; insanların uzun ve sağlıklı yaşamalarını destekleyebilecek bir kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç duyuluyor.