İnsanoğlunun aradığı gerçek huzur ve mutluluğa çağrı olan ilahi kitap ve onun mesajı olan İslam, tüm insanlığı kuşatacak bir rehber niteliğinde.
Sesli Dinlemek İçin:
Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz Mahmud Es’ad Coşan bu gerçeği şöyle ifade ediyor:
“İslâm o kadar güzel ki, bütün insanlığı kucaklıyor. Bütün insanların büyük çoğunluğunun inandığı mübarek kimselerin mübarek olduğunu, kutsal olduğunu, iyi olduğunu bildiriyor”. Böylece biz o peygamberlere indirilen vahiylere inanıyor ve onları seviyoruz.
Bu peygamberlerin ilki atamız Âdem (AS)’dır. İbrahim (AS), Kur’ân-ı Kerîm’de hakkında bilgiler verilen mübarek peygamberlerin birisidir. Nuh (AS), sevdiğimiz peygamberlerimizden bir tanesidir. Musa (AS), Harun (AS), İsa (AS) sevdiğimiz peygamberlerdendir. Bu peygamberlerin sonuncusu ahir zaman peygamberi, efendimiz, serverimiz, önderimiz Muhammed-i Mustafa (SAS)’dir.
Kur’ân en kapsamlı ilahi kitaptır. İslâm dini insanoğluyla, inancın ilk başladığı insanla beraber günümüze kadar gelen hak inançtır. İslam dini insanlığın dinidir. Dün olduğu gibi bugün de öyledir. İslam dini bütün insanlığı birleştirecek dindir. Çünkü İslam dini bütün peygamberleri tanır.
“Hangi peygamberlere hangi suhuf indirilmişse, eski peygamberlere indirilmiş olan bütün mâlumat”, bütün malzeme, bütün bilgiler ve hakikatler; “Tevrat, İncil ve Zebur'da ne varsa hepsinin hakâiki Kur'ân-ı Kerîm'in içinde” yer almaktadır.
İlâhî kitabımız Kur'ân-ı Kerîm bütün semavî dinlerin hakikatlerini, bütün eski kitapların içeriğini içinde toplamıştır. Kur'ân-ı Kerîm bütün eski kitapların özüdür.
İslam’dan “önceki semavi dinler ise Kur’ân’ın nüzulü ile hükmünü kaybetmiş, hepsi de İslâm dîniyle birleşmiştir. Bu dinlerin kitapları da yine geçersiz olmuş, tahrif edilme(sin)den önceki hükümleri de Kur’ân’da toplanmıştır.”
“Şüphe yok ki Allah katında (hak) din İslâm’dır. Ancak kitap verilen (yahudi ve hıristiyan)lar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerine karşı küfre saparsa, bilsinler ki Allah, hesabı çok çabuk görendir.” (Âl-i İmrân, 3/19.)
“Kim artık (son hak din) İslâm’dan başka (İlâhî veya beşerî) bir din arar (onları önemser)se asla ondan kabul edilmeyecek ve o, âhirette de hüsrana (büyük zarara) uğrayanlardan olacaktır.” (Âl-i İmrân, 3/85)”
Mahmud Es’ad Coşan, İslam’ı geçmiş ilahi kitapların hükümlerini ve haberlerini kapsaması yönüyle bir müzeye benzetir. “Bütün eski ilâhî vahiylerin ve dinlerin hepsinin aslı, esası, özü bizim şu anda bulunduğumuz İslâm'da. İslâm, hepsini çatısında toplamış olan din. Hülâsası, sonucu, özü ve müzesi. Müze! Hepsi İslâm'ın içinde mevcut.”
İslam ilk insan Adem (AS) atamızdan beri aynı inanç esaslarını günümüze kadar koruyarak taşıyan, bir yönüyle yaşayan bir müzedir. “İnsanlığa lâzım olan bütün malzeme Kur'ân-ı Kerîm'dedir. İslâm'ın öğrettiği hususlar bozulmadan bize kadar gelmiştir.”
İslâm cihanşümul bir dindir
Mahmud Es’ad Coşan, konferanslarında, Kur’ân’ın mesajının evrensel olduğuna, her devir ve coğrafi konumdaki insanlara rehberlik ettiğine vurgu yapar. O’na göre: “İslâm cihanşümul bir dindir. Onun mesajı bütün insanlaradır. Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevası ve Hz. Peygamber’in sünnet-i seniyyesi her çağdaki ve her yerdeki insanlara en güzel yol göstericidir. İslâm dîni ırk, renk, din, cins farkı gözetmeksizin topyekûn insanlığa hitap eder; onun ahkâmı her asırda en mantıkî, realist ve en güzel hususları getirmiştir.”
Kur’ân: En etkili söz
Mahmud Es’ad Coşan, “Kutsî kitabımız Kur’ân-ı Kerîm”i “bir edebiyat mucizesi” olarak da nitelendirir. Kur’ân’ı “tebliğ, tefsir, talim ve tatbikle görevli” olan sevgili Peygamberimiz (SAS)’e, Allah (CC) tarafından “az sözle çok mâna ifade etme” kabiliyeti, “az sözle veciz, çok derin söz söyleme meziyeti”, yeteneği anlamında “cevâmi’ü’l-kelîm” vasfı bahşedilmiştir. (Ahmed b. Hanbel, II, 250, 264, 314, 411, 442, 455, 501; Buhârî, “Cihâd”, 120; Müslim, “Mesâcid”, 5)
“Özü güzel, yüzü güzel, sözü güzel” Peygamber Efendimiz (SAS) “kelama, beyana, ilme, söze, yazıya, ifadeye, hitabete, şiire, hikmete, büyük önem ve değer vermiş”tir. O’nun (SAS) hadîsi şerifleri, “dinin temeli”, İslam inanç ve ibadet hükümlerinin kaynağı, maddî ve mânevî ilim ve irfan hazinesi, emsalsiz fesahat ve belagat numunesi”, eşi benzeri bulunmayan birer güzel ve etkili söz örneğidir. Yüce Peygamberimiz’in (SAS) “en büyük mucizesi, Kur’ân-ı mu’cizü’l-beyân” beyanı, açıklaması ve ifadesi mucize olan Kur’ân-ı Kerîm’dir.
Mahmud Es’ad Coşan, insan sözünün öneminden kıyasla “dinimizin kaynağı, imanımızın dayanağı; başımızın tacı, maddî-mânevî-dünyevî-uhrevî dertlerimizin ilacı” olarak tanımladığı Cenâb-ı Hakk’ın sözünün çok daha önemli olduğuna vurgu yapar.
“(Kur’ân’ın) her kelimesi, hatta her harfi özel bir önem taşır, bir harften bazen tüm mâna (anlam) değişir, ahkâm (hükümler) farklılaşır, işin çehre ve veçhesi başka yöne döner”. “Bir âyet-i kerîme nice gayrimüslimin hidâyete ermesine, doğru yolu bulmasına; nice tarafsız ve insaflı bilim insanının İslam inancını benimsemesine sebep olabilir. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm esrar hazinesi, ilimler membaı ve layık olanlar için hidâyet kaynağıdır.”
Kur’ân’ı Kerim’in gelmiş geçmiş en etkili sözlerden oluşan âyeti kerimelerine kulak veren insanların hayrete gark olması ve İslam’a yönelmesine şu örnekleri verir: “Bir Batılı, (muhtemelen ülkemizde) bir çeşme taşında yazılı güzel bir yazıyı göstererek mânasının ne olduğunu sormuş, onlar da: “Kur’ân-ı Kerîm âyetidir”, “Her canlı şeyi sudan yarattığımızı bilmediler mi? Onlar hâlâ inanmazlar mı?” (Enbiyâ, 21/30) yazıyor demişler, hayretler içinde kalmış ve “Ne kadar bilimsel, ne kadar çağdaş, ne kadar doğru!” diye hayranlığını ifade etmiş.”
Din bilimlerinde akademik çalışmalar yürütmüş, eski dinleri incelemiş bir Alman, İhlas sûresini okuyucunca Müslüman olmuştur. Mahmud Es’ad Coşan, söz konuşu şahsın “Yüce Allah’ı şirkten, küfürden tenzih eden ve O’nu bundan daha güzel tarif eyleyen hiçbir metin, dünyada, başka hiçbir din kitabında mevcut değil.” Şeklinde hayranlığını ifade ettiğini, bu mübarek sureyi her okuyuşta coştuğunu ve yeniden duygulandığını anlatmıştır.
Kur’ân: Eskimeyen, dipdiri doktrin
Mahmud Es’ad Coşan, tüm insanlığa hitap eden Kur’ân-ı Kerîm’in hem ifade tarzı hem içerik itibariyle güncelliğini peygamber (AS) efendilerimizin devirlerinden ve günümüzden örnekler vererek açıklar. “Allahu Teâlâ “Hâdî”dir, hidâyet vericidir; layık olan kullarını Hak yola iletir. Şefkat ve rahmetinden dolayı peygamberler göndermiş, kitaplar indirmiş ve her çağ, her beldede insanlara iyiyi, doğruyu, faydalıyı, güzeli bildirmiştir.
“Yüce Allah bugün de aynı ilahî kanun ile kullarına lütfediyor; zamane insanının yanında en değerli ve en geçerli olan yönden ışık tutarak, ipuçları vererek yol gösteriyor.” diyen Mahmud Es’ad Coşan yaşadığımız devrin özelliklerini şöyle tarif ediyor: “Maddî ilimlerin fevkalade geliştiği, çoğaldığı, teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği bir çağda; atom, füze ve uzay çağında yaşıyoruz. Batılı münevverlerin, araştırıcı ve mütefekkirlerin Müslüman olmaya başladıklarını hayret ve şaşkınlıkla duyar ve görür oluyoruz."
İlahi mesaj, Kur'an-ı Kerim'in mealini bölümler halinde buradan dinleyebilirsiniz
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.