Tüm dünyada gençler anadillerinden uzaklaşıyor, kısaltmalar, emojiler kelimelerin yerini alırken argo konuşmalar artıyor.
Uzmanlara göre bu durumun çözümü için önce yetişkinlerin konuşmalarında dikkatli olmaları gerekiyor. Çocukların ve gençlerin kelime dağarcığı artık çok dar, birkaç kelime hatta kısaltmalarla konuşuyorlar. Ancak daha da vahimi argo ve küfür dillerinden eksik olmuyor. Öğretmenler de bu konudan çok dertli. Öyle ki kötü konuşmanın ilkokullara kadar indiğini belirtiyorlar.
Prof. Dr. Metin Pişkin, bunun nedenlerini “Bazen dikkat çekmek; artık büyüdüm demek; küfürlü konuşan arkadaş grubuna uyum sağlamak, çoğu zaman da yetişkinleri model aldıkları için küfretmeyi öğrenirler.” şeklinde özetledi. Bu şekilde konuşan bir çocuğa, anne-babası tepki vermiyorsa, evde de zaman zaman böyle konuşuluyorsa, çocuğun bunu onaylanan bir davranış olarak kodladığına değinen Pişkin, çocuğun eğer küfretmek yanlışsa 'babam neden böyle konuştu' diye düşüneceğini vurguladı.
“Son yıllarda filmlerde, dizilerde ve özellikle komedi programlarında argo konuşmaların daha çok yer alması, bunun normal bir davranış gibi gösterilmesi de teşvik edici bir unsur olarak görünmekte” diyen Pişkin, şu önerilerde bulundu:
“Anne-babalar, yetişkinler ve medyada ön planda olan figürler çocuk ve gençlere küfürlü konuşarak değil, daha olumlu mesajlar vererek rol modeli olmalı. Nezaketi, erdemi bir değer olarak benimsemediğimiz sürece küfürlü iletişimi engelleyemeyiz.
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretmeni Barış Uluocak, "Öğrenciler, öfkeli ya da kızgın anlarında değil rutin yaşayışlarında bir ünlem belirteci gibi küfür kullanıyor. Bu, çok fazla kontrolsüz kalıp, sosyal medyadaki videoları izlemekle, çocukların genel bir etik anlayıştan yoksun kalmasıyla açıklanabilir.
Çocuklar birbirlerine karşı acımasızca davranabiliyor; fiziki ya da başka özellikleriyle dalga geçebiliyorlar. Küfürleşme de kavganın tetikleyicisi olarak karşılaştığımız bir sorun; çözümü için de aile, öğretmen ve öğrencilerin iş birliği yapması gerekiyor” diyor.
Milliyet