Günlük hayatta bazı kişiler psikolojik olarak yorgun olduğunu söyler ve bu durum zaman zaman depresyonla karıştırılmaktadır.
Psikolojik yorgunluk, bütün dinamizmini, enerjisini yitirmiş, ‘parmağının ucunu bile kıpırdatmak’ istemeyen, isteksiz, umutsuz, uykuya eğilimli birini anlatır. Fiziksel yorgunluk ise kol ve bacaklarda ağırlık, bedende izahı zor bir tükenmişlik, hatta ağrılarla kendini hissettirir.
Psikolojik yorgun, birçok kişinin muzdarip olduğu bir ruhsal durum.
AKRA’da yayınlana Aynadaki İnsan programına konuk olan Klinik Psikolog Enes Kaban psikolojik yorgunluğun tanımı için şunları söyledi:
“Psikolojik yorgunluk klinik anlamda verilmiş, psikiyatrik bir tanı değildir. Kaygı bozukluğu, depresyon, bipolar bozukluk gibi bir tanı olmaktan ziyade, birçok alanın birleşip, kişiyi birçok farklı alandan belirtilere ittiği hale biz psikolojik yorgunluk diyoruz. Farklı psikolojik alanlardan üstümüze gelen yoğunluklar sonucunda oluşan bir durumdur. Bu bir hastalık değildir, rahatsızlık veya sendrom olarak adlandırabiliriz”
Bu duruma birçok sebebin yol açtığını söyleyen Kaban şöyle devam etti:
“Hayatın farklı alanlarındaki yükler arttıkça psikolojik yorgunluk ta artıyor. İş yerindeki stres arttığında veya iş yükü arttığında bu durum kişinin psikolojik yorgunluğa yakalanmasına sebep olabiliyor. Tek bir sebep psikolojik yorgunluğa sebep olmaz fakat üst üste gelen olaylar buna sebep verebilir.“
Psikolojik yorgunluk nasıl anlaşılır?
Bir kişi kendi ruhi halinin psikolojik yorgunluk olduğunu nasıl anlayabilir?
Kaban; “Psikolojik yorgunluğun birkaç belirtisi vardır. Bunlardan birincisi kişide fiziksel bir yorgunluk olur. Hareket etme isteği ve enerjisi azalır, bir şeyleri daha yavaş yapmaya başlar, fiziksel davranışları yavaşlar.
İkincisi, daha kızgın ve sinirli oluyor. Kişi her şeye kızabilecek bir ruh halinde olur.
Üçüncüsü, kişi çabuk yorulur. Ardından depresif veriler ortaya çıkmaya başlıyor: Mutsuzluk, bir şeylerden zevk almama başlama, üzgün ve ağlamaklı haller, yemek yeme alışkanlıklarında bozulmalar görülebiliyor.
Kimi kişide uykuda ve yemek yemede artış gözlemlenirken, bazı kişilerde uykuda ve yeme içmede azalma görülebilir. Dikkat dağınıklığı, kaygılarda artış olabilir ve günlük performans düşer. İşte psikolojik yorgunluğun ana belirtileri bunlar olabilir” dedi.
Psikolojik yorgunluktan kurtulmak için neler yapılabilir?
Fiziksel aktivitenin artırılmasına dikkat çeken Kaban şu önerilerde bulundu:
“Öncelikle şunun iyi bilinmesi gerekir: Bedenin yorgunluğu dinlenerek düzelirken psikolojik yorgunluk ancak fiziksel hareketlilikle iyileşebilir. Günlük hayatımıza yürüyüş yapmayı eklemek fiziksel sağlık kadar psikolojimize de iyi gelir.
İşleyen demir ışıldar, pas tutmaz atasözünün verdiği mesaj bu. Klinik anlamda depresyonda olan hastalar da bile günlük yürüyüş yapıyor olmak fayda veriyor, depresif belirtileri azaltıyor. Akademik araştırmalar bunu gösteriyor.
İnsan harekete geçtiğinde bir motivasyon oluşuyor. Hormonlar devreye giriyor. Harekete geçildiği anda beyin durağanlığından uzaklaşılıyor.
Otomatik düşünceler en çok kime gelir? Evden çıkmayan, hiçbir şeyle ilgilenmeyen, pasif kişilere gelir. Ama sistem boşluk kabul etmez, eğer kişi zihnini faydalı işlere yormazsa, zihin otomatik düşünemeye geçer ve kişi karamsarsa, o zaman hep kötümser düşünceler gelir.
O yüzden psikolojik yorgunluğu üzerinden atmak isteyenlere yürümek, yüzmek, basketbol, fiziksel olarak aktif olabilecekleri bir uğraşla meşgul olmalarını öneriyoruz. Bunlar hayatımıza disiplini sokuyor hem harekete geçiriyor. Böylelikle zihinle değil gündelik hayatla meşgul olmayı ve iyi şeyler görmeyi sağlıyor.”
Programın tamamını buradan dinleyebilirsiniz.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.