Kış mevsimiyle birlikte etkisini gösteren soğuk hava, astım hastalarını zorluyor. Uzmanlar özellikle çok soğuk havalarda astım hastalarının dışarı çıkmamasını öneriyor. Eğer çıkmaları gerekiyorsa da mutlaka önlem almaları tavsiye ediliyor.
Astım dünya genelinde en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalığı olarak biliniyor.
Astım hastalığının sürekli semptom gösteren bir hastalık olmadığına dikkat çeken Göğüs Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Şehnaz Olgun Yıldızeli şu açıklamalarda bulundu.
“Göğüste sıkışma, nefes darlığı, aldığı nefesin yetmemesi hissi, dışarıdan duyulabilen hırıltı görülebiliyor. Daha nadir olmakla birlikte öksürükle de karakterize olabiliyor. Gelen ataklar hastayı etkileyen faktör neyse, ona maruz kalındığında ortaya çıkar. Hastalığın tanısı koyulduktan sonra tedavide ilk adım, neyin astıma yol açtığını tespit etmek oluyor. “Hastaya ilk önerdiğimiz şey, astımı tetikleyen maruziyetten uzak kalması. Örneğin mesleki maruziyetler hastalığa sebep olabiliyor. Aşçılar, boyacılar, metal sanayiinde çalışanlar, dumana maruz kalanlar ya da çiftçiler gibi organik veya inorganik unsurlara maruz kalanlarda astım ortaya çıkabilir. Böyle bir durum olduğunda mümkünse alan ya da iş değiştirmesini öneriyoruz. Onun dışında daha sık rasyonel olarak toz, ev akarları, bitki ve polenlere karşı alerjileri olabiliyor. Evde hayvan besleniyorsa tüylere karşı alerjiler görülebiliyor. Bunlara maruz kalmakla da alevlenme olabiliyor.”
Özellikle hava sıcaklığının sıfır veya eksi dereceye indiği durumlarda hastaların dışarı çıkmasını çok önermiyoruz. Soğuk hava astım hastalarında ‘bronş spazmı’ denilen, havayolu kaslarının kasılarak daralmasına yol açarak ciddi ve ani ataklara sebebiyet verebiliyor.