Sağlıkla yaş almak, bedeni ağrı ve rahatsızlıklardan korumak için sağlıklı beslenmek kadar sağlıklı yaşamaya, duruş, oturuş, yürüyüş gibi günlük aktivitelerde kasları doğru kullanmaya ve çeşitli egzersizlere ihtiyaç var.
Öncelikli olarak elbette eklemlere en az yük bindiren, kolaylıkla ve ağrısız yol almaya yardımcı olan fizyolojik, fıtri açıda olmalı, dizilim doğal olmalı.
Kasların esnek ve güçlü olmasının yanı sıra eklemleri ve kasları uygun şekilde hareket ettirmek te önem taşıyor.
Bu basit kurallara uyulmadığında;
* Zamanından önce yaşlanırız.
* Boyun, sırt ve bel ağrılarımız olur.
* Merdiven inip çıkmakta, oturunca kalkmakta zorlanırız.
* Yürüme mesafemiz çok kısalır, kaslarımız ve kemiklerimiz buna bağlı olarak daha çabuk erir.
* Dirseklerimizdeki ve kollarımızdaki ağrılar sebebiyle poşet taşıma, ağırlık kaldırma, günlük ev işlerini yapma kapasitemiz azalır.
* Ellerimizde gece uyuşmaları olur, uykumuz bölünür, uyku kalitemiz düşer. Hem sinirlerimiz bozulur hem de maddi manevi tahammülümüz azalır.
Hayatımızı kolaylaştıran teknoloji, bazen de zorlaştırıyor!
Teknolojinin getirdiği kolaylıklar; cep telefonları, bilgisayarlar, oyun konsolları, hatta bulaşık-çamaşır makineleri, yürüyen merdivenler, asansörler faydaları çok olmakla birlikte, bazen farkına varmadan hayatımızı zorlaştırabiliyor.
Hareketsizlik sigara kadar zararlı!
“Sitting is new smoking!” diyor bazı araştırmacılar, oturmanın sigaranın yerine geçen yeni bir kötü alışkanlık olduğuna vurgu yaparak.
Sürekli oturmak kan dolaşımını yavaşlatıyor
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nalan Soydaş Engin, “Oturmak, kas ve kemiklerde erime veya zayıflama gibi sadece kas iskelet sistemi olumsuzluklarına yol açmıyor, organların dolaşımını bozuyor, kan akımını yavaşlatarak birime düşen kan debisini, dolayısıyla besin ve oksijenin azalmasına sebep oluyor, bunun karşılığı olarak iyileşme yavaşlıyor, organların performansları düşüyor.” Diyerek şu hatırlatmaları yapıyor:
“Duruş bozuklukları çok oturanlarda daha sık görülüyor: Kafa önde duruş (forward head), omuz başlarının öne dönüp sırttaki kamburluğun (kifoz) artması, boyun düzleşmesi, beldeki çukurluğun artması (lordoz), bacak arka ve kalça kaslarının kısalarak leğen kemiğini döndürmesi, basma problemleri vs...
Tekrarlayıcı hareketler; örneğin bilgisayarda yazı yazmak, cep telefonundan sürekli mesajlaşmak, mutfakta el bileğinin tekrar tekrar kullanılmasını gerektiren sarma, konserve kapağı açıp kapatmak gibi işleri belli bir zaman dilimine sıkıştırmak da tenisçi veya golfçü dirseği, bilek kanalı sıkışma sendromları gibi ağrılı ve tendonlara hasar veren durumlara yol açabilir.”
Peki kendimizi nasıl koruyalım, nasıl sağlıkla yaş alalım ve yaşam kalitemizi nasıl hep yüksek tutalım?
Dr. Engin günlük yaşama dair şu tavsiyelerde bulunuyor:
* Yarım saatten fazla oturmayalım, bir süre oturduktan sonra en azından ayağa kalkmayı, bulunduğumuz yerde birkaç adım atmayı alışkanlık haline getirelim.
* Günlük en azından yarım saat orta tempolu (hafif terleyecek şekilde) yürüyüş yapalım.
* Telefonla konuşurken oturmayalım, yürümeye çalışalım.
* İş yaparken önce duruşumuzu düzeltelim, eklemlerimizi hizalayalım, sonra tekrarlayıcı hareketleri kapasitemizi çok aşmayacak şekilde yapmaya çalışalım.
* Sabahları kalktığımızda önce biraz esneyelim, doğadaki hayvanları gözlemlediğimizde bunu neredeyse hiç atlamadığını görürüz.
* Kaldırabileceğimizden fazlasını taşımayalım.
* Spora, egzersize ve tekrarlayıcı hareket gerektiren bir işe başladığımızda, tekrar sayılarını azdan başlatıp, yavaşça artıralım.
* Gece yatarken bacaklarımızın ve kollarımızın arasına mümkünse yastık alarak omurganın hizalanmasını gece boyunca koruyalım. Bu arada boyun çukurumuzu dolduracak şekilde bir yastık veya havlu kullanmak da sabah bu bölgede oluşabilecek ağrılı durumları önleyecektir.
Doğal, abartısız, bedene saygı mantığıyla oluşturulacak bir yaşam şekli keyifli ve hasarsız yol almayı kolaylaştıracaktır.