Yaşadığımız çevreyi korumak, nimetlerinden istifade ettiğimiz doğanın sürekliliği için gerekli bir adım. Ekoloji bir diğer adıyla doğa bilimi ise bilim dalı olmakla birlikte çevreye karşı sorumluluk taşıyan herkes yani hepimiz için de önemli işlevler üstleniyor.
Çevre ekolojisi ne anlama geliyor?
Ekoloji, canlıların birbirleriyle ve doğadaki diğer varlıklarla ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji, insanın, yaratılışından itibaren yaşadığı çevreyle olan tüm etkileşimini kapsamaktadır.
Ekoloji; organizma, popülasyon, topluluk, ekosistem ve biyosfer düzeyinde ele alınmaktadır.
Ekoloji tek başına bir bütün değil. Ekolojinin bütün olmasında temel aldığı bazı ilkeler var. Bu ilkelerden bir kısmı şöyle:
1- Doğanın Bütünlüğü
Canlı varlıklar, yaşamlarını sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için birbirleriyle bağlı ve bağlantılıdırlar.
Besin zinciri piramidi ile anlamlandırılan beslenme halkaları varlıkların bağımlılıklarına etkili bir örnektir. Doğadaki her şey belirli bir denge ve düzen içerisinde olmaktadır. Doğanın dengesini bozmak “doğanın bütünlüğü” ilkesine ters düşmek demektir.
2- Doğanın Sınırlılığı
Doğada hiçbir madde sonsuz miktarda değildir ve belirli bir sınırı bulunmaktadır. Toplum olarak tüketim alışkanlıklarımızı doğanın dengesini bozmayacak şekilde tekrar gözden geçirmemiz ve düzenlememiz gerekmektedir.
3- Doğanın Çeşitliliği
Yeryüzünde biyotik ve abiyotik çeşitliliğin 30 milyonun üzerinde olduğu ve giderek arttığı bilinmekte. Bu çeşitlilik kendine has özelliklere sahip. Birbirleriyle olan bağlantıları doğanın devamlılığını sağlamakta. Herhangi bir türün insan eliyle yok edilmesi veya sayısının azaltılması, çevreye, topluma zarar veren başka türlerin ortama hâkim olmasına sebep olmakta.
4- Doğada Etkiye Tepki
Doğada bulunan hiçbir varlık, ekolojik dengenin bozulmasına yol açacak kadar müdahaleci değildir. Ancak insanoğlu hariç. İnsanoğlu doğaya negatif girişimlerde bulunmuş ve bulunmakta. Bu girişimlerin sonucunda kısa veya uzun vadede olumsuz etkiler meydana gelmekte.
Örneğin; yeşil ve ormanlık alanların azaltılması sebebiyle sel, heyelan, erozyon gibi doğal afetler meydana gelebilmektedir.
5- En Uygun Çözüm Doğada
Doğa, ortaya çıkan problemleri, kendine has mekanizması ve sistematik ilkeleri kapsamında çözebilmektedir. Ancak taşıma kapasitesi aşıldığı taktirde çözüm süreleri uzamakta veya meydana gelen zararların geri dönüşü imkânsız hale gelebilmektedir. Örneğin; bir su kütlesi az bir atıkla kirletildiğinde zaman içinde eski haline dönebilirken, atık miktarı çok fazla olduğunda eski haline dönememekte ve kullanışsız bir su haline gelebilmekte.
6- Doğa ile Birlikte Gitmek
Beşerî ve yaşamsal faaliyetler, doğa sistematiğine uygun gerçekleştirilmelidir. Aksi taktirde ekolojik problemler giderek artış gösterecektir.
Ekolojistler, modern sanayi ve teknolojinin çevreye yönelik olumsuz etkileri karşısında fiziksel çevrenin bütünlüğünün korunmasına odaklanır. Bu alandaki çalışmalar, doğal dengeyi yeniden kurmayı ve sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Çevre ekolojisi ile ilgili çalışmalar, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını ve gelecek nesillerin de aynı kaynaklardan faydalanabilmesini hedeflemektedir.
Çevre ekolojisi, farklı alanlarda gerçekleştirilen projelerde kritik bir rol oynar.
Ekosistem Restorasyon Projeleri, bozulmuş veya tahrip olmuş ekosistemlerin bozulan dengesini yeniden oluşturmak amacıyla restore edilmesini hedeflemektedir.
Kentsel Çevre Projeleri, şehirlerde çevresel sürdürülebilirliği artırmak için çevre ekolojisi ilkelerini uygular ve yeşil alanların korunması, atık yönetimi, enerji verimliliği gibi konulara odaklanır.
Su Ekosistem Yönetimi projeleri, deniz ve tatlı su ekosistemlerini koruma ve sürdürülebilir yönetim amacıyla çevre ekolojisi verilerini kullanır.
Biyoçeşitlilik Koruma Projeleri, tehlike altındaki türleri ve habitatları korumayı amaçlar.
Sonuç olarak; çevre ekolojisi, dünyanın doğal dengesini anlamak ve insan etkilerini değerlendiren kritik bir bilim dalı.
Ekosistemlerin sağlıklı işleyişi ve sürdürülebilir bir çevre için çevre ekolojisi prensiplerinin anlaşılması ve doğal dengeyi bozmayacak şekilde toplumun yaşam faaliyetlerini yürütmesi büyük bir önem taşımakta.
ÇEKUD