İslam'ın beş şartından biri olan Hacc ibadeti Kur'an-ı Kerim'de nasıl anlatılıyor?
Hacc nedir?
Arapça’da “gitmek, yönelmek; ziyaret etmek” anlamlarına gelen hac kelimesi, fıkıh terimi olarak imkânı olan her müslümanın belirlenmiş zaman içinde Kâbe’yi, Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmek ve belli bazı dinî görevleri yerine getirmek suretiyle yaptığı ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine getirenlere Arapça’da hâc (çoğulu huccâc), Türkçe’de hacı denir.
Kur'an-ı Kerim'deki Hacc ayetleri nelerdir?
Haccetmek Farzdır
Şüphesiz insanlar(ın ibadet ve ziyareti) için kurulan çok mübarek ve âlemlere hidayet kaynağı olan ilk ev (ilk mâbed), Mekke’deki (Kâbe’)dir.
Orada, (Kâbe’nin mâbed olduğunu gösteren) apaçık deliller ve İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse emniyette olur. Oraya (gitmeye) bir yol (imkân) bulabilen kimseye, Beyt(ullâh)’ı haccetmesi, Allah’ın hakkı (olarak o kimseye farz)dır. Kim de (bunu reddeder de) küfre saparsa (küfrü kendi aleyhinedir ve) şüphesiz Allah, bütün âlemlerden müstağnîdir (kimseye ihtiyacı yoktur). ( Ali İmran Sûresi 96 - 97)
Hacc ve Kurban
Allah, hürmete lâyık ev olan Kâbe’yi, (içinde haccın yapıldığı) hürmet gereken ayı, (hacılara ait gönderilen) kurbanı ve gerdanlık (takılan)ları, insanlar(ın din ve dünyaları) için bir kıyam (nizam tesisi) sebebi yaptı. Bu da, Allah’ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah’ın (her şeyi) hakkıyla bilici olduğunu bilmeniz içindir. (Maide Sûresi 97)
Bir zaman Beyt(ullah)’ın yerini İbrahim’e belirlemiş (ve O’na şöyle vahyetmiş)tik: “Bana hiçbir şeyi eş tutma, tavaf edenler, (ibadet için) duranlar, rükû ve secde edenler için evimi temiz tut.”
(Resûlüm!) İnsanlar içinde haccı ilan et; gerek yaya gerekse uzak yoldan (hızlı yol alan) zayıf/arık develer üzerinde sana gelsinler.
Gelsinler de, böylece kendileri için (dünya ve âhirete ait) birtakım faydalara şâhit olsunlar ve o belirli günlerde de (Allah’ın) kendilerine rızık olarak verdiği (bilinen dört ayaklı) kurbanlık hayvanlar (boğazlanırken) üzerine Allah’ın ismini ansınlar. Onların etinden hem kendiniz yiyin hem de darlık içinde olan fakirlere yedirin.
Sonra (maddî ve mânevî) kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler. Beyt-i Atîk’i (en eski ev olan Kâbe’yi) tavaf etsinler. Hacıların kirlerini gidermelerinden maksat saçlarını tıraş etmek, bıyıklarını kısaltmak, tırnaklarını kesmek, koltuk altlarını, avret yerlerini tıraş etmek ve genel bir temizlik yapmaktır.
İşte (durum/emir) bu(ndan ibaret). Kim Allah’ın hürmet (edilmesini istediği hüküm)lerine saygı gösterirse işte o (saygı), Rabbi nezdinde kendisi için hayırlıdır. Size (âyetlerde) okunanlar dışında (kalan) hayvanlar, sizin için helal kılındı. Artık murdardan/pislikten, evsân (put ve putlaşanlar)dan ve yalan sözden kaçının. (Hac Sûresi 26 - 30)
Hacc ve Umre
Haccı da, umreyi de Allah (rızası) için tam yapın. Eğer (bir engelle hac ve umreden) alıkonulursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban (gönderin). Kurban yerine (Mina’ya) varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Aranızda hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulun(up da tıraş olan) varsa ona fidye gerekir ki o (fidye) de ya (üç gün) oruç tutmak, ya sadaka (altı fakire fitre)vermek ya da bir kurban kesmektir. Güven (ve sağlık) içinde olduğunuz vakit hac zamanına kadar, umre ile faydalanmak isteyen kimseye (hacc-ı temettü yapana), kolayına gelen kurbanı kesmesi; kurban bulamayana da hac günlerinde (ihramlı olarak) üç gün, (memleketinize) döndüğünüz zaman da yedi (gün) oruç tutması gerekir; bunlar tam on (gün)dür. Bu, ailesi Mescid-i Haram (civarın)da oturmayanlar içindir. Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/aykırı davranışlardan sakının (hac hükümlerinde dikkatli olun) ve bilin ki Allah’ın cezası çok şiddetlidir.
Hac, bilinen aylar(da)dır. Kim o aylarda (niyetle ihrama girip) haccı yerine getirmeye azmederse (bilin ki) hacda (eşiyle) cinsî ilişki kurmak, günah sayılan davranışlarda bulunmak ve kavga etmek/ ağız dalaşı yapmak yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Bir de (yol için) kendinize azık edinin. (Bilin ki) azığın en hayırlısı takvâdır (günaha sebep olan hareketlerden sakınmaktır). Ey akıl sahipleri! Yalnız benim emirlerime uygun yaşayıp karşı gelmekten sakınarak azabımdan korunun.
(Hac mevsiminde, ticaret yaparak) Rabbinizden bir lütuf (bir rızık) aramanızda size bir vebal yoktur. Arafat’(taki vakfe)den (Müzdelife’ye) akın ettiğiniz zaman, Meş’ar-i Haram’ın yanında (Müzdelife’de) Allah’ı (dua ve telbiye ile) anın. Ve sizi doğru yola hidayet ettiği gibi (siz de), aynı şekilde O’nu (tevhid ve tâzimle) öylece anın. (Biliyorsunuz ki) siz, bundan evvel (cahiliye döneminde) cidden yanlış yolda olanlardan idiniz.
Sonra, insanların (sel gibi) aktığı (döndüğü) yerden, (Arafat’tan) siz de akın edin, Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, vaktiyle (orada) atalarınızı (sevgi ve övgü ile) andığınız gibi artık bundan böyle daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın. İnsanlardan kimi; “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) dünyada ver!” der. Artık (böyle diyen) o kimseye âhirette hiçbir nasip yoktur.
Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik, âhirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından (ateşinden) koru.” der.
İşte onlara, kazandıklarından (hem dünyada hem de âhirette) büyük bir nasip (rahmet, hayır ve bereket) vardır. Allah hesabı çok çabuk görendir.
(Teşrik günleri diye bilinen) sayılı günlerde (tekbir getirmek suretiyle) Allah’ı zikredin. Kim iki günde (Zilhicce’nin on bir ve on-ikinci günlerinde Mina’dan Mekke’ye dönmek için) acele ederse ona günah yoktur. Kim de acele etmeyip geri kalırsa günahlardan korunması halinde ona da vebal yoktur. Allah’a ‘saygılı olup emrine uygun yaşayın’ ve bilin ki siz şüphesiz O’nun huzurunda toplanacaksınız. ( Bakara Sûresi 196 - 203)
Safa, Merve, Hac, Umre
Şüphesiz “Safâ” ile “Merve” Allah’ın (emrettiği haccın) nişânelerinden (unsurlarından)dır. Kim Beyt’i (Kâbe’yi) hacceder veya umre yaparsa, bu iki (tepe olan Safâ ve Merve’)yi tavaf etmesinde (gidip gelmesinde) bir beis yoktur. Kim gönülden bir hayır yaparsa (bilsin ki) Allah, muhakkak mükâfatını verir ve (kimin ne yaptığını) bilir. (Bakara Sûresi 158)
Arafat ve Müzdelife
(Hac mevsiminde, ticaret yaparak) Rabbinizden bir lütuf (bir rızık) aramanızda size bir vebal yoktur. Arafat’(taki vakfe)den (Müzdelife’ye) akın ettiğiniz zaman, Meş’ar-i Haram’ın yanında (Müzdelife’de) Allah’ı (dua ve telbiye ile) anın. Ve sizi doğru yola hidayet ettiği gibi (siz de), aynı şekilde O’nu (tevhid ve tâzimle) öylece anın. (Biliyorsunuz ki) siz, bundan evvel (cahiliye döneminde) cidden yanlış yolda olanlardan idiniz.
Sonra, insanların (sel gibi) aktığı (döndüğü) yerden, (Arafat’tan) siz de akın edin, Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. (Bakara Sûresi 198 - 199)
Hac İbadetini Bitirirken Yapılan Dua
Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, vaktiyle (orada) atalarınızı (sevgi ve övgü ile) andığınız gibi artık bundan böyle daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın. İnsanlardan kimi; “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) dünyada ver!” der. Artık (böyle diyen) o kimseye âhirette hiçbir nasip yoktur.
Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik, âhirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından (ateşinden) koru.” der. (Bakara Sûresi 200 - 201)
Hacc ile ilgili âyet-i kerimelerin mealini sesli olarak buradan dineleyebilirsiniz.