Hz. İbrahim’e oğlunu “kurban” etme emri geldiğinde, tereddüt etmeden oğlu İsmail’i şakağı üzerine yatırıp hazırlıyor. Hz. İsmail, tam bir teslimiyet içinde, hoşnutsuzluk göstermiş olmamak için kıpırdamıyor bile. İkisi birden teslim olmuşlar…
Hakk’a güven, boyun eğiş, iç huzur, hoşnutluk, teslimiyet ve uygulama... Bu yüzden “kurban”, İbrahimî ve İsmailî bir teslimiyettir…
Kurban bu yönüyle, çok derin mesajlarla yüklü, son derece anlamlı bir ibadettir. Nitekim bir ayet-i kerimede, Cenab-ı Hak kullarına şöyle seslenmiştir;
“İyilik ederek/işi güzel ve doğru yaparak kendini, Allah’a teslim eden ve İbrahim’in ‘Allah’ı birleyen dinine’ uyan kimseden, din bakımından daha güzel kim vardır? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir.” (Nisa: 125)
İmanın gerçek yüzü ve teslimiyetin büyüklüğü için bir meşale olarak yükselen bu büyük olay vesilesiyle, kurban kesme geleneği devam etmektedir.
Mana büyüklerinin ifadesiyle kurban, “Allah’la kurbiyet kurmaktır.” Kurbiyet; Allah’la yakınlık kurma, Rabb’e yakınlıkla istikamet ve huzur bulma makamına kavuşmadır. Zaten kurban kesmenin temel amacı da, Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na yaklaşmaktır.
Yüce Allah (c.c.) Hac suresinde şöyle buyurmaktadır;
“O (kurban)ların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat sizden O’na (yalnız) takvânız (saygı ve itaatiniz) ulaşır. Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir edesiniz (büyüklüğünü anasınız) diye onları sizin fayda ve hizmetinize verdi. (Resûlüm!) Güzel hareket edenleri (cennetle) müjdele!” (Hac: 37)
Bu ayet-i kerimeyle, kurban ibadetinde temel ilkenin, et kesmek ya da kan akıtmak olmadığı, esas maksadın takvaya ulaşmak olduğu bildirilmektedir.
Takva, “haramlarından kaçma hususunda kulun Rabb’ine sığınması, O’nun yasaklarından sakınması ve O’nun himayesi altına girmesi” demektir.
Yavru kuşların, anne kuşun merhamet kanadının altına sığınması gibi, biz de Rabbimizin merhametine sığınırız. Böylece olumsuz duygu, düşünce ve arzularımızı Allah yolunda ve Allah için kurban etmiş oluruz.
İbn Arabi ve Mevlana’ya göre; “en büyük kurban nefistir, esas mesele olumsuz fikir ve fiilleri, Allah yolunda ve Allah için kurban etmektir.”
Cüneyd-i Bağdadi aynı manada; “Mina’da kurban kesen bir mü’min, eğer nefsinin bütün arzularını boğazlamazsa kurban kesmiş olmaz.” buyurur.
İnsanoğlu, nefsini kurban etmedikçe ve hakiki teslimiyeti yakalamadıkça, gerçek mutluluğa erişemez.
İmanın en önemli göstergelerinde birisi, kişinin Allah’a olan güveni ve teslimiyetidir. Kur’an-ı Kerim’de, teslimiyetin önemini ve bu vasfı taşıyan kullara verilen mükâfatları dile getiren, pek çok ayet-i kerime mevcuttur.
“Ey Rabbimiz! İkimizi de sana teslim olanlardan kıl; soyumuzdan da sana boyun eğen (müslüman) bir ümmet meydana getir; bize ibadet yer (ve usul)lerini göster, (kusurlarımızı affedip) tevbemizi kabul buyur. Çünkü sen, tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet edensin.” (Bakara: 128)
“Rabbi ona: “(Hakka) teslim ol!” buyurduğunda o da: “Âlemlerin Rabbine teslim oldum.” dedi.” (Bakara: 131)
“(Ey mü’minler!) Onlara deyin ki: “Biz Allah’a ve bize indirilen (Kur’ân-ı Kerîm’)e, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene; Musa ve İsa’ya verilenlere, diğer peygamberlere Rableri tarafından verilen (kitap ve sayfa)lara iman ettik. Biz onların hiçbiri arasında (inanç yönünden) asla ayırım yapmayız. Biz ancak O’na teslim olan (Müslüman)larız.” (Bakara: 136)
“…De ki: “Şüphesiz Allah’ın yolu (İslâm) tek doğru yoldur. Biz, âlemlerin Rabbine teslim olmakla emredildik.” (En’am: 71)
Peygamber Efendimiz’in (SAS.) dilinden, şu mübarek dualar dökülmüştür;
“Ya Rab! Yalnız senin hükmüne teslim oldum, yalnız sana iman ettim, yalnız sana tevekkül ettim, yalnız sana döndüm, yalnız senin için mücadeleye girdim. Ya Rab! Dalâlete düşmekten izzetine sığınırım, senden başka ilâh yok. Sen ölümsüz, daimâ diri olansın. Oysa cinler ve insanlar ölümlüdür.” (Buhari- Müslim)
Hz. Ömer (r.a.) demiştir ki: Allah Rasulü’nün şöyle dediğini işittim:
“Eğer siz Allah’a nasıl tevekkül etmek lazımsa öyle tevekkül etseniz; açlıktan karınları çekilmiş olduğu halde, sabahleyin yuvalarından çıkan ve akşamları karınları doymuş olarak yuvalarına dönen kuşlara rızık verdiği gibi, hiç şüphesiz size de rızık verirdi.” (Tirmizî)
Başka bir hadis-i şerifi de, Ebû Umâre el-Berâ b. Azib (r.a.) rivayet eder;
“Ey filanca, yatağına girdiğinde: “Allah’ım kendimi sana teslim ettim, yüzümü sana yönelttim, işimi sana bıraktım, senden ümitvâr olarak, azabından korkarak sırtımı sana dayadım. Senden sığınacak ve korunacak yer yine sanadır. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim.'” de. Eğer o gece ölürsen, iman üzere ölürsün. Eğer sabaha çıkarsan hayra ulaşırsın.” (Buhari - Müslim)
Ümmü Seleme (r.a.) anlatıyor;
“Rasulullah (SAS.) evinden çıkarken şöyle derdi: “Bismillah. Allah’a tevekkül ettim. Allah’ım! Sapmaktan, saptırılmaktan; (senin yolundan) kaymaktan, kaydırılmaktan; zulüm yapmaktan, zulme uğramaktan; saygısızlık etmekten, bana karşı saygısızlık edilmesinden sana sığınırım.” (Ebû Dâvud - Tirmîzî)
Efendimiz (SAS.), tevekkül ve teslimiyet sahibi olmayı her fırsatta tavsiye etmiş ve bir hadis-i şerifte de, ümmetine şu cümlelerle seslenmiştir;
“Kim insanların en şereflisi olmak isterse Allah’tan korksun. Kim insanların en güçlüsü olmak isterse, Allah’a tevekkül etsin. Kim de insanların en zengini olmak isterse, kendi elindekinden çok, Allah’ın nezdindekine bel bağlasın.”
“Bir şey istediğin zaman yalnız Allah’tan iste. Yardım dilediğin zaman Allah’tan dile. Şunu iyi bil ki, bütün yaratılmışlar elbirliği ile sana bir menfaat bahşetmek isteseler, Allah’ın sana yazdığından daha fazlasını bağışlayamazlar. Yine yaratılmışların tümü elbirliği ile sana bir zarar vermek isteseler, Allah’ın sana takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar.”
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin mısraları da teslimiyetin zarif bir örneğidir;
“Hakk şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sen Hakk’a tevekkül kıl
Teslim ol da rahat bul
Her işine razı ol
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Deme niçin şu şöyle
Yerindedir ol öyle
Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bir işi murad etme
Olduysa inat etme
Hak’tandır o, redetme
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma
incitme, gönül yıkma
Sen, nefsine yan çıkma
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.