Üniversite adaylarının tercih heyecanı sürüyor. Diğer yandan meslek seçimi için de araştırmalar yapılıyor.
Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, dijital beceriler, veri analizi ve yapay zekâ gibi alanlarda uzmanlık önem kazanıyor. Bu alanlarda yetkinlik sahibi olan bireyler, iş dünyasının taleplerine cevap verebilecek nitelikte olacaklar. Ancak insan odaklı meslekler de hiçbir zaman önemini yitirmiyor.
Öğr. Üyesi Mehmet Ali Akyurt, “İnsan tarafından üretilmiş teknolojik/kültürel ürünler, bazı faaliyetlerin insan tarafından gerçekleştirilmesini gereksiz kıldıkça, insan yeni meşguliyetler bulacaktır. Bunlar da insan bedeni ve insan ruhu etrafında öbeklenecek muhtemelen. İnsanın bedeninin (mesela el melekesinin) ve ruhunun (mesela muhayyilesinin) belki henüz keşfetmediğimiz yönleriyle ilgili olacak.
Buna göre önem kazanacak iki alandan söz edebiliriz:
İlki, insana dair, bilgi alanları.
Dil bilimi, filolojiler, edebiyat, felsefe, sanat, müzik, din, tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, arkeoloji, kültür, medya… Acilen meslek edinip hayata atılma ihtiyacı içinde olmayan ve bu alanlarla ilgi duyan öğrencilere, sayılan disiplinlerin bünyesinde yer aldığı bölümleri tercih etmeleri tavsiye edilebilir. İkinci önem kazanacak alan da bedenle ilgili sanatlar, zanaatlar olarak düşünülebilir.
Beden ve insan ürünü nesnelerin oluşturduğu dünyada kazanılan tecrübe, el melekelerinin de dahil olduğu ama daha geniş bir spektrumda, insan bedeninin doğal ve kültürel uzuvlarının ikame edilmesi güç incelikteki alanlarına yönlendirilebilir.
Zaten derinlemesine bakıldığında, bu iki alanın, bir başka deyişle insanın beden sahibi bir varlık oluşuyla muhayyile sahibi oluşunun ayrılamaz biçimde iç içe geçtiği de fark edilebilir” değerlendirmesinde bulundu.
AA