Kupa Terapi ya da Arapça deyimi ile "Hacamat", antik çağlardan beri dünyanın birçok ülkesinde uygulanmakta olan geleneksel tıbbi yöntemlerden biri.
Kupa Terapisi, herhangi bir hastalıktan dolayı veya sağlıklı kalmak maksadıyla vücudun belli bölgelerini hafifçe çizip üzerine kupa veya fanus oturtarak kan alma işlemine denir. Vücuttaki kan dolaşımını düzenlemek, toksinleri temizlemek ve genel sağlık durumunu iyileştirmek amacıyla yapılmakta.
Tarihsel süreci Çin literatüründe 2000 yıl öncesine dayanırken, Orta doğuda 5500, Antik Mısır'da 3500 yıl öncesine kadar gitmekte. Antik Yunan, Roma ve Makedonya’da ise Orta Çağda keşfedildiği söylenmekte olan kupa uygulaması ile ilgili en detaylı ve sistematik bilgi ıslam kaynaklarında bulunur. İslami gelenekte kupa terapisi için daha çok hacamat ismi kullanılmakla beraber Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (SAS) bir sünneti olarak kabul edilmekte. Hacamat ile ilgili birçok hadis rivayeti bulunmakta. Bu hadislerden en bilineni Buhari kaynaklı olan "Uyguladığınız tedavilerden en iyisi hacamattır" hadisidir.
Yine benzer Hadis-i şeriflerde şu şekilde geçiyor.
“Eğer sizin tedavi olduğunuz herhangi bir şeyde hayır varsa, o da hacamat yaptırmaktır” (Buhârî)
"Hacamat olmak aç karnına daha faydalıdır. Hacamat olmak aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır. Hâfız olanın da hıfzetmek kabiliyetini kuvvetlendirir. Artık kim hacamat olmak isterse Allah`ın ismini anarak perşembe günü hacamat olsun " (İbn Mâce)
Ülkemizde ise 2014 yılında kupa terapisi, Tamamlayıcı Tıp Yöntemleri olarak resmiyet kazanmıştır.
Kupa terapisi yurt dışında birçok üniversitede ders olarak okutulmakta, ayrıca akademisyenlerin her biri kendi üniversitelerinde kupa terapisi ile ilgili araştırma yürütmekte. Kore, Hindistan, Pakistan, Sudan, Nijerya, Mısır, Suudi Arabistan, Finlandiya, İsviçre, Almanya, İngiltere ve Amerika bunlardan bazıları denebilir.