Uzun bir geçmişi ardında bırakarak bugüne ulaşmayı başarmış yazma eserler, Kitap Şifahanesi'nde hassas ve usta dokunuşlarla restore ediliyor.
Asırlar süren tarihi yolculuğun yıprattığı, bir kısmı Anadolu Selçuklu Devleti döneminde 800 yıl öncesinde yazılan, bazıları Fatih Sultan Mehmet'in kütüphanesinde yer alan, bir bölümü de Kanuni Sultan Süleyman döneminde kaleme alınan kitaplar ile Abbasiler ve Memlük dönemine ait eserler, cilt restorasyonunun ardından gün yüzüne çıkacak.
İstanbul Rami Kütüphanesi'nin ev sahipliği yaptığı Kitap Şifahanesi'nde, yazma eser, nadir matbu kitaplar ve hat levhalar, onarımları yapılarak gelecek nesillere bırakılıyor. Şifahanedeki aylar süren onarım çalışmaları, özgün yapı korunarak en az müdahaleyle her bir eserin ihtiyacına göre yapılıyor.
Restorasyonları tamamlanan eserler, belgelendikten sonra kutulanarak uygun depolama alanlarında muhafaza ediliyor, sonrasında da periyodik bakımları ve kontrolleri sağlanıyor.
Kitap Şifahanesi'nde, gün yüzüne yeni çıkmış ciltler ile 800 yıldan fazla zamanı geride bırakarak bugüne ulaşan Anadolu Selçuklu Devleti'ne ait eserlerin titiz işlemler sonrası yeniden hayat bulacağı hummalı çalışma başladı. Aylar sürecek çalışmanın ardından eserler, ait oldukları kütüphanelere yollanacak.
Eserler eksi 40 derecede dondurularak böcek önlemi alınıyor
Dr. Nil Baydar, uzmanlarla toplam 102 kişinin çalıştığı şifahanede, restoratörler tarafından çeşitli işlemlerden geçirilen yazma eserlerin, kimya ve mikrobiyoloji uzmanlarınca analiz edilerek neden bozulduğunu anlamak için kağıda, mürekkebe ve pigmentlere bakıldığını söyleyerek çalışma sürecini şöyle anlattı:
"Öncelikli olarak eserlerin acil koruma ihtiyacı olup olmadığına bakıyoruz. Eserler için önce zararlılarla mücadele kapsamında eksi 40 derecede dondurularak böcek önlemi alınıyor. Daha sonra mikroorganizmayla ilgili bir sorun varsa, öncelikle dezenfekte ediliyor, sonrasında belgelemeye geçiliyor. Belgelemede kitabın cildine, metin kısmına bakıyoruz, nasıl birleşmiş, nasıl dikilmiş, şirazesi nasıl, hangi mürekkeple yazılmış ve neden bozulmuş, bunları teşhis ediyoruz."
Eserlerin muhafaza koşulları çok önemli
Baydar, onarılan eserlerin yıllar içinde bozulmaması için öncelikle muhafaza edilecek depoların düzenlediğini, ortam koşullarının ayarlandığını ve yangın önlemlerinin alındığını belirterek, "Eserlerin toplu olarak ve uzun yıllar kalacağı mekanların sağlıklı olması en önemli mesele. Depo koşullarının sürekliliği ve takibi çok önemli. Uzun süren restorasyon işlemlerinden sonra koşulları uygun olmayan bir depoya göndermek tabii ki hiç sağlıklı değil. Sıcaklık ve bağıl nem değerleri çok önemli. Yangınla mücadele, malzemenin dayanıklılığı çok önemli." ifadelerini kullandı.
AA