Yeni bir Hicrî yılın eşiğinde, takvimdeki bir değişimden çok daha fazlasına tanıklık ediyoruz. Bu özel dönem, bireyler ve toplumlar için zamanın değerini yeniden hatırlatan, manevi muhasebe ve içsel dönüşüm fırsatlarını beraberinde getiren önemli bir kilometre taşıdır. Hicrî yılbaşı, Müslümanlar için sadece tarihsel bir hatırlatma değil; aynı zamanda yaşamı yeniden anlamlandırma, niyetleri tazeleme ve zamanla kurulan bağları güçlendirme çağrısıdır.
Modern çağın sunduğu imkânlar, beraberinde büyük bir dikkat dağınıklığı ve zaman israfını da getirmiştir. Sosyal medya, ekran bağımlılığı ve plansız yaşam biçimi, insanın elindeki en kıymetli sermaye olan zamanı fark etmeden tüketmesine yol açmaktadır. Oysa Peygamber Efendimiz (S.A.S.), “İki nimet vardır ki insanların çoğu onların kıymetini bilmez: Sağlık ve boş zaman.” buyurarak zamanın ihmal edilen bir nimet olduğunu hatırlatmıştır.
Yüce Allah (C.C.), insana zamanı emanet etmiş ve bu emaneti nasıl kullandığını soracağını bildirmiştir. Bu nedenle, her Müslüman, vaktini bilgiye, ibadete, hayra, aileye ve topluma faydalı işlere yönlendirerek ahiret yurdu için sermaye biriktirmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (S.A.S.), "Akıllı kişi, nefsini sorgulayan ve ölümden sonrası için çalışan kişidir." buyurarak bu farkındalığın öncüsü olmuştur.
Zaman Yönetimi ve Namazın Getirdiği Disiplin
Hicrî yılbaşı, bireyleri sadece kendileriyle değil; aynı zamanda Yaradan ile olan ilişkilerini de gözden geçirmeye davet eder. İbadetlere yönelme, ruhsal derinleşme ve içsel arınma gibi manevi süreçler bu dönemde ön plana çıkar. Aynı zamanda, bireyin sadece kendisini değil, ailesini, çevresini ve yaşadığı toplumu da daha iyi bir hâle getirme sorumluluğunu hatırlatır.
İslam, sadece ruhani değil, aynı zamanda düzenli bir hayat sistemidir. Beş vakit namaz ile zaman dilimleri ibadetle örülmüş, Müslüman’a planlı yaşamanın örneği verilmiştir. Günlük ve haftalık planlamalar, bireyin hem dünya hem de ahiret işleri arasında denge kurmasına yardımcı olur. Bu bağlamda, beş vakit namaz Müslüman bireyin hayatında sadece ibadet değil; aynı zamanda zamanı düzenleyen bir çerçevedir. Günün farklı dilimlerine yayılan bu ibadetler, kişiye disiplin, farkındalık ve düzen kazandırır.
Namazın vaktinde ve bilinçle eda edilmesi, günün diğer alanlarında da planlama ve verimlilik alışkanlığını pekiştirir. Hicrî yeni yılın getirdiği farkındalık, bu ibadet pratiğiyle birleştiğinde, bireyin sadece manevî değil; aynı zamanda yaşamsal anlamda da bir dönüşüm yaşamasına katkı sağlar.
Bu bilinçle hareket eden Müslüman, her yeni yılı; geçmişin tevbesi, şimdinin şükrü ve geleceğin hayırlı hedefleriyle karşılamalıdır.