Toplumun güzellik ölçütleri, sosyal medya ve aile tutumları… Çocuklar, büyürken bir yandan kimlik arayışında, bir yandan “ideal beden” baskısının altında eziliyor. Uzmanlar, özellikle ergenlik döneminde artan kilo kaygısının çocukların ruhsal gelişimini sessizce zedelediğine dikkat çekiyor.
Bu durum, çoğu zaman “obeziteyle mücadele” olarak düşünülse de aslında bambaşka bir tabloyu anlatıyor. Söz konusu olan, fazla kilo değil, “zayıf olma” baskısı. Yani çocuk, kilolu olduğu için değil, zayıf olmadığını düşündüğü için kaygı yaşıyor.
Prof. Dr. Meltem Erol, çocuklarda kilo kaygısının genellikle 14–17 yaş arasında ortaya çıktığını ve kızlarda daha yaygın görüldüğünü ifade etti.
Erol, ergenlik döneminde hormonal değişimlerle birlikte çocukların vücutlarına ve dış görünüşlerine daha fazla önem verdiklerini, bu nedenle kilonun bir sağlık göstergesi olmaktan çıkıp benlik algısının parçasına dönüştüğünü belirtti.
Toplumdaki zayıflığı güzellik ölçüsü olarak gören anlayışın çocuklarda kilo kaygısını artırdığını vurgulayan Erol, “Ailenin çocuğa kilosu üzerinden baskı yapması ya da kiloyla ilgili esprilerde bulunması, özgüveni zedeleyebilir. Sağlıklı olma mesajı, kilo değil beden algısı üzerinden verilmelidir. Aileler bu konuda çocuklarına rol model olmalıdır.” açıklamasında bulundu.