Obezitenin dünya genelinde hızla arttığını ve salgın boyutuna geldiğini vurgulayan uzmanlar obezitenin kilo sorunu değil bir hastalık olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, "Dünyada gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler dahil hepsinde büyük bir sorundur. Türkiye obezite sıklığı konusunda maalesef Amerika ile yarışır hale geldi, oranlar neredeyse birbirine yakın. Obezite riskini gösteren haritalandırmaya göre, Amerika'da biz de kırmızı işaretliyiz. Verilere göre, toplumumuzun yüzde 30'u obez." diye konuştu.
Cindoruk, obezitenin, sadece estetik bir kaygı değil, aynı zamanda kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, solunum problemleri, eklem sorunları ve psikolojik problemler gibi birçok ciddi hastalığın temelinde yatan önemli bir risk faktörü olduğunu kaydetti.
"Batı tarzı beslenme, bağışıklık sisteminin dengesini bozuyor"
Prof. Dr. Aykut Ferhat Çelik ise inflamatuar bağırsak hastalıklarının giderek arttığına işaret etti.
Bu hastalığın sebebinin tam olarak bilinmediğinin, ancak oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığının altını çizen Çelik, "Çevresel faktörler tetikleyici. Çevrede artık çok fazla toksin var, Antartika'ya kadar toksinler, mikroplastikler yayılmış durumda ve ister istemez her şeyin içinde bunlar alınıyor. Vücut da bunları farklı bir antijen olarak gördüğünden reaktif davranış gösteriyor ve bu toksinler bağırsaklardaki yararlı floraya da zarar veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
İnflamatuar bağırsak hastalıklarının Türkiye'de görülme sıklığında ciddi bir artış gözlemlendiğini aktaran Çelik, modern yaşam tarzı, hastalığın genetik yatkınlığı olan bireylerde tetiklenmesine neden olan önemli risk faktörlerini beraberinde getirdiğini ifade etti.
Çelik, "Batı tarzı beslenme, yüksek oranda işlenmiş gıdalar, endüstriyel kirlilik ve toksinlere maruz kalma, sigara, kronik stres gibi çevresel faktörler bağışıklık sisteminin dengesini bozarak hem hastalığın ortaya çıkmasında hem de şiddetinde etkili olabilmektedir." dedi.
AA