İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle13:06 İkindi16:57 Akşam20:07 Yatsı21:39 İmsak04:16 Güneş05:55 İşrak06:40
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 9°C Nem %51
Türkçe
3 Zilka'de 1446 1 Mayıs 2025 Perşembe
3 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
04:16 05:55 06:40 13:06 16:57 20:07 21:39
Giriş Yap

27.07.1996 Peygamber Efendimizin Soyu, Peygamber Özellikleri

Özel Gün Ve Geceler

Aziz ve sevgili Akra dinleyicileri;

Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühû.

Elhamdülillah bu akşam mübarek gecelerimizden biri. Peygamber sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz hazretlerinin, dünyaya teşrif eylediği günün sene-i devriyesi. Mevlid Kandili dediğimiz mübarek gece.

Biz de Peygamber-i zîşânımız'ın dünyaya teşrifinden, teşrifinin zamanından fevkalâde duygulanıyoruz ve O’nun her sene zamanı geldiği zaman çeşit çeşit sevgi tezahürleriyle Resûlullah Efendimiz'in dünyaya teşriflerini kutluyoruz. Mevlid kandilini canlı bir tarzda, ibadetlerle camilerde, evlerde güzel bir şekilde geçirmeye çalışıyoruz.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir bahar gününde dünyaya gelmiş. Takvimler biribirlerine dönüştürüldüğü zaman Rebîülevvel ayında dünyaya gelmiş. Enteresandır, ilginçtir; rebî' kelimesi Arapça'da ilkbahar manasına gelir. Yani Peygamber Efendimiz ilkbaharda dünyaya gelmiş. Rebîülevvel ayı da aylardan birisidir. O da ilkbahara her zaman rastlamaz, döner. Bazen bakarsınız yaza, bazen güze, bazen kışa rastlayabilir ama o zaman ikisi birden denk gelmiş.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yetiştiği mıntıkada çok iyi bilinen, çok sayılan, çok sevilen, muhteşem, mübarek, mukaddes bir aileden gelmiş olan bir kimse. Dedeleri de geriye doğru saygın kimseler; saygı sevgi duyulan, sevilen sayılan, Mekke'nin eşrâfı, yöneticileri olan kimseler.

Bir hadîs-i şerîfini okuyarak, Peygamber Efendimiz'in mübarek sözleriyle kendisinin soyu hakkında kendi ifadelerini hadîs-i şerîfinden takip etmiş olalım. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Enes radıyallahu anh'ten İbni Asâkir'in ve Deylemî'nin, Beyhâkî'nin Delâil'inde, Hâkim'in Tarih'inde rivayet ettiğine göre:

Ene Muhammedü'b-ni Abdillah. "Ben Abdullah'ın oğlu Muhammed'im." Peygamber Efendimiz'in babasının adı Abdullah, annesinin adı Âmine idi. Bizde hanım ismi olarak Âmine değil de, Mevlid'den herkes bilir. "Âmine hatun Muhammed ânesi." diye bilirler ama, Emine denmiş. Emine de Arapça'da bir mânâ verir; "güvenilen hanım" mânasına gelir. Emin, Emine. O da olur ama Peygamber Efendimiz'in annesinin adı a'sı uzun Âmine, babası Abdullah idi. Efendimiz kendi soyunu şöyle geriye doğru bildiriyor:

Ene Muhammedü'b-ni Abdillah. "Abdullah'ın oğlu Muhammed'im." Devam ediyor soyuna; Abdullah kimin oğlu, onun babası kim, onun babası kim? Böyle geriye doğru babasını, dedesini söylüyor; dedesinin babası, dedesinin dedesi... geriye doğru isimleri sayıyor.

Ene Muhammedü'b-nü Abdillahi'b-ni Abdilmuttalib. Demek ki dedesinin ismi Abdülmuttalib ibni Haşim. Onun da babası, Peygamber Efendimiz'in büyük dedesi Hâşim. Onun için Peygamber Efendimiz'in Kureyş kabilesi içinde grubuna Benî Hâşim, "Hâşimoğulları" derler.

Şimdi Ürdün devletinin başkanı Hâşim soyundan geldiği için el-memleketü'l-Ürdiniyyeti'l-Hâşimiyye diyorlar. "Hâşimî sülalesinden gelen bir şahıs tarafından hükmedilen, yürütülen, hükümeti sürdürülen memleket" manasına.

İbni Abdimenaf, İbni Kusayy, İbni Kilâb, İbni Mürre. Buradaki ibni kelimesi şunun oğlu demek. Yani İbni Mürre mesela Mürre'nin oğlu demek oluyor. İbni Ka'b, İbni Lüeyy, İbni Galip, İbni Fihr, İbni Mâlik, İbni'n-Nadr, İbni Kinâne, İbni Huzeyme, İbni Müdrike, İbni İlyâs, İbni Mudar, İbni Nizâr…

Buraya kadar dedelerinin isimlerini sayıyor.

Araplarda soy bilgisi çok önemliydi. Araplarda okuma yazma az olduğundan soylarını çok iyi ezberlerler, ezberlerinde tutarlar ve sayarlardı.

Bizim bugün çağdaş toplumumuzda bir kimseye baban kim desen söylerler, dedem kim desen söyler, dedenin babası, dedenin dedesi dediğiniz zaman bir noktada yorulur söyleyemez. Ama Araplar soylarını ezberlerinde tutmaya çok dikkat ederlerdi. O soy bilme ilmine -yani kim kimin oğludur, kim kimin akrabasıdır- çok önem verirlerdi. Buna ilm-i ensâb derlerdi. Ensâb, nesebler demek; yani insanların neseblerini, haseplerini, kimin kimin oğlu olduğunu, kimin kiminle akraba olduğunu bildiren bilgiler topluluğu.

Mesela sevgili büyüğümüz Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh ensâb ilminde çok bilgili bir kimse imiş. Kendisinin dedesini bilmek bir tarafa; ayrıca başka insanlar da kimlerdendir, kim kiminle akrabadır, kimin nasıl çocukları olmuş da kabileler nasıl grup grup bölünmüşler çok iyi bilirdi.

Bu arada bu kadar dedesinin ismini geriye doğru Peygamber Efendimiz ifade buyurmuşlar, saymışlar, onların hepsini biliyoruz. Bir şeyi daha söyleyelim;

Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem annesi Hz. Âmine'nin de soyu bir noktada Peygamber Efendimiz'in babasının soyu ile birleşiyor, yukarıdaki dedelerinde. Peygamber Efendimiz'in mübarek vâlideyni, anne baba böylece aynı soydan gelmiş kimseler olmuş oluyorlar.

Efendimiz kendisini anlatmaya devam ediyor. Peygamber Efendimiz sohbete oturdu mu dakikalar, saatler unutulurdu. Sabaha kadar etrafında ashâb-ı kirâm Efendimiz'i can [kulağı] ile dinlerlerdi. Nasıl dinlediklerini tasvir hoşuma gidiyor. Buyruluyor ki rivayetlerde;

Peygamber Efendimiz'i dinlerken, dinleyenler sanki başlarının üstüne bir ürkek kuş konmuş da "Aman kıpırdamayayım! Kıpırdarsam kuş uçar, kaçar." Kaçmasın diye böyle başını kıpırdatmadan, o tarzda Resûlullah Efendimiz'i meclisinde hayran hayran dinleyerek, seyrederek, konuşmasına kendilerini tam olarak verirlerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bazen sorarlardı:

"Yâ Resûlallah! Kendin hakkında bilgi ver bize. Sen nasıl bir mübarek kimsesin, nerelerden gelmesin? Dünya hakkında bilgi veriyorsun, âhiret hakkında, kıyamet hakkında bilgi veriyorsun, Allah-u Teâlâ hazretleri hakkında bizi öğretiyorsun, eğitiyorsun, yetiştiriyorsun, ibadetler hakkında bilgi veriyorsun; kendinden de biraz bahsetsene Yâ Resûlallah?" dedikleri olurdu. O zaman da Efendimiz kendisinin nesebi, hasebi çok meşhur biliniyor ama herkes bilsin diye hakikatleri ifade ederdi.

Bir kere şunu çok kesin olarak sevgili dinleyiciler biliyoruz. Peygamber Efendimiz o kadar güvenilen bir insandı ki daha peygamber olmadan önce şöhret kazanmıştı. Muhammed el-Emin, Muhammed-i Emin. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in emin sıfatı vardı.

Ne demek?

Kendisine emniyet edilebilen, güvenilebilen insan.

Peki, bu emniyet sadece sözde mi kalmış?

Hayır! Peygamber Efendimiz'e herkes emanetlerini getirir, bırakırlardı. “Aman bir kese altınım var, bunu başka yere bırakamıyorum, bu sizin yanınızda kalsın yâ Muhammed, yâ Muhammed el-Emin, yâ Ebe'l-Kâsım” O zaman Peygamber olmadan önce yâ Resûlallah demiyorlardı herhalde, tahminime göre böyle bir hitapta bulunuyorlardı. Araplar, asaletli kimselere ismini de söylemezler; filancanın babası diye, bir evladının ismiyle isimlendirip söylerlerdi. Peygamber Efendimiz de Kâsım'ın babası olduğu için Ebe'l-Kâsım diye künyelenmişti. “Yâ Ebe'l-Kasım! Şu altın kesem senin yanında mahfuz kalsın, ben Şam'a gideceğim, ya dönerim ya dönemem” vesaire. Kıymetli şeylerini Peygamber Efendimiz'e emanet ederlerdi; emin kimseydi, soylu kimseydi. Mekke'yi idare eden ailedendi. Asâleti biliniyordu eski devirlerden, İbrahim aleyhisselam'ın soyundan, İsmail aleyhisselam'ın neslinden geldiğini biliyorlardı. Sordular, dedelerini bu kadar saydı. Devamını buyurdu Peygamber Efendimiz:

Ve meftereka'n-nâsu firkateyni illâ ce'aleniya'llâhu fî-hayrihimâ. İnsanlar tarihin akışı içinde kabileler olarak büyüyorlar, nüfus artıyor, ayrılıyorlar. Birisi bir başka tarafa yerleşiyor, ötekisi bir başka tarafa göç ediyor. İki kabile oluyor. İşte, "İnsanlar ikiye ayrıldıkları zaman Allah beni daima en hayırlısı tarafından eyledi." Yani geriye doğru hangi kabileye mensupsa Peygamber Efendimiz, [o daha] hayırlı. O kabilenin akraba kabileleri vardır ama Efendimiz'in kabilesi en hayırlı kabile. Öyle... Peygamber Efendimiz'in soyunu en hayırlısına sevk etmiş Allah-u Teâlâ hazretleri celle celâlüh ve amme nevâlühü. Her şeyi hikmetli olan Mevlâ'mız. Hiçbir kimsenin, bir zerre kadar tereddüdü kalmayacak kadar şerefli.

Fe-uhrictü min-beyni ebeveyye. "Ben anne ve babalarımın, dede ve ninelerimin, ecdâd-u ceddâtımın arasından, soylu bir aileden çıkartıldım, dünyaya getirildim."

Fe-lem yusibnî şey'ün min-ahdil câhiliye. "Cahiliye zamanından hiçbir şey bana isabet etmedi." "Hiçbir şey bana isabet etmedi." diyor ama ne olduğunu söylemiyor, "şey" diyor.

Ne demek istiyor?

Cahiliye devrinde her zaman nikâh yoktu, insanlar keyfine göre bazen zina ediyorlardı. Hırsızlık yapıyorlardı, o kabileye saldırıp onun koyunlarını, develerini çalıyorlardı vesaire. Peygamber Efendimiz'in kabilesine, ailesine ne soy bakımından ne de davranış bakımından kötü şeyler isabet etmemiş. Ağır başlı, soylu bir aile, eşraf... Kavmin şereflileri. Herkese iyilik yapan, fakirleri gözeten, keselerinin ağzını açıp etrafa iyilik yapan insanlar.

Hatta Hâşim ne demek?

Hâşim kelime mânası olarak, ekmeği parçalayıp parçalayıp, kabın içine koyup, et suyuyla ikram [yapana derler.] Tabii o da güzel bir ikram. Böyle et suyuna insan kuru ekmeği [doğradığı] zaman hoş lezzetli bir şey olur. Böyle fakirleri doyururlarmış, ziyafetler çekerlermiş.

Cahiliyle zamanının kötü âdetlerinden, ananelerinden veya kötü işlerinden, fiillerinden hiçbir şey bana isabet etmedi. Öyle günah, kötülük olacak şeyleri benim soyuma mensup insanlara Allah yaptırmamış. Babadan dedeye geriye doğru hep soylu, eşraftan, ağırbaşlı, herkesin hürmet ettiği kimseler. Hakikaten tarih kitabından biliyoruz, Peygamber Efendimiz'in dedesine Kureyş'in nasıl hürmet ettiğini, nasıl sözünü dinlediklerini biliyoruz.

Ve haractü min nikâhin ve lem ahruc min sifâhin. Nikâh "evlenmek", sifâh "zina" demek. "Ben daima evlilik sonucu nikâhlanmış iki eş arasından, onların meşrû evlâdı olarak dünyaya gelmiş insanların devamıyım ve benden geriye doğru dedelerimin içinde zinadan gelmiş hiçbir kimse yoktur." Yani benim ecdâdım daima evlilik yoluyla, kanunî meşru yolla gelmiş olan soylu ailelerin evlatları olmuşlardır.

Min-ledün Âdeme. Yani "Âdem aleyhisselamdan", Hattenteheytü ilâ ebî ve ümmî. "Anne ve babama iş gelip varıp sonuçlanıncaya kadar." Âdem aleyhisselamdan ebeveynime kadar hep böyle nikâhla evlenerek, meşru bir yolla dünyaya gelmiş insanlardır benim ecdâdım. Ben böyle soylu bir ailedenim.

Fe-ene hayruküm nefsen. "İşte bu sebeple Allah beni böyle takdir buyurmuş..." Habîbullah! Allah'ın en sevgili kulu, soyunda da küçük bir zerre miktarı bir tereddüt ve leke yok. Hayruküm nefsen. "Can olarak, kişi olarak sizin en hayırlınızım." Ve hayruküm eben. "Ve âbâ, ecdat, baba olarak da sizin en hayırlınızım ve en soylu ailedenim."

Evet, geriye doğru Peygamber Efendimiz'in soyu İsmail aleyhisselam vasıtası ile İbrahim aleyhisselama giderdi. İbrahim aleyhisselam da Allah'ın halîli; Halîlullah. Peygamber Efendimiz Habîbullah, Halîlullah; herşeydir de Peygamber Efendimiz'in şöhreti Habîbullah, "Allah'ın sevgili kulu." Dedesi, çok eski büyük dedesi İbrahim aleyhisselam da Halîlullah. Halil; "Çok samimi arkadaş" demek. Halîlullah. "Allah'ın arkadaşı, samimi, sırdaş dostu" mânasına. O sıfatı almış bir mübarek insan. Putlara tapmamış, putlara tapmayı reddetmiş, putları kırmış, putlarla mücadele etmiş bir insan.

Evet, Peygamber Efendimiz işte böyle mübarek bir aileden. Dedeleri tertemiz; Hz. Âdem'e kadar insanoğullarının en soylularına bağlı. Peygamber Efendimiz'in şeceresi böyle güzel, pırıl pırıl nurânî bir şecere. Mekke'de dünyaya geldi.

Benim Anadolu'daki gezilerimde; çocuklar arabalarımızın yanına geliyorlar, merak ediyorlar; arabanın markası ne, bu gelenler niye buraya geldiler, niye durdular? Ben de onlara selam veriyorum, soruyorum:

"Söyle bakalım senin peygamberinin ismi ne?" diyorum.

Bazısı doğru söylüyor, bazısı da bilemiyor. Bu da annelerinin babalarının kusuru, toplum olarak bizim kusurumuz; dinimizi öğretemiyoruz, insanın bilmesi lazım peygamberini. Bazen de soruyorum:

"Peygamber Efendimiz nerede doğdu, nerede vefat etti, nerede yatıyor?" diye.

Biliyorlar Mekke'de doğduğunu, evet Mekke-i Mükerreme'de dünyaya geldi.

Nerede dünyaya geldi? Yerini düşünelim:

Hacca gidenler göz önüne getirsin. Hani Mescid-i Haram'ın bir köşesinde Safâ Tepesi var. Mescid-i Haram'ın içine bağlanmış durumda şu anda. Direklerin arasından geçtiğiniz zaman aynı mekânın bir köşesi gibi Safâ Tepesi var, yüksekçe bir yer. Düz bir yol halinde 400 küsur metre öbür tarafa doğru meyilli, inişli çıkışlı bir yol. Öbür tarafı da Merve Tepesi. Safa ile Merve. İşte bu Safa Tepesi'nde Merve'ye döndüğümüz zaman sağ tarafta, hemen oraya yakın bir yerde, Peygamber Efendimiz Benî Hâşim Yurdu denilen -dedesinin mıntıkası, arazisinin olduğu yerlermiş- yerde dünyaya geldi. Evi muhafaza ediliyor. Evinin mıntıkası tabii... Evinin ilk hali keşke bir zerresine dokunulmadan korunsaydı! Evinin olduğu yerde şimdi bir kütüphane mevcut. Orada, Mekke'de dünyaya geldi.

Peki, "Peygamber Efendimiz nerede medfun, kabri nerede bulunuyor?" diye sorduğumuz zaman bu sefer bu soruya yalan yanlış cevaplar veriliyor.

Peygamber Efendimiz Medîne-i Münevvere'de medfun. Mekke'de doğdu, Medine'ye hicret etti. Medîne-i Münevvere'de vefat etti, kabr-i şerîfi Medîne-i Münevvere'de.

Kabrinin, vefat ettiği yerin bitişiğinde, Peygamber Efendimiz kendi hayatında mescidini yaptırmıştı: Mescid-i Nebevî'si. O zamanın ölçülerine göre küçük bir mescit idi. Şimdi o ilk alana göre kaç 100 misli büyüdü. Peygamber Efendimiz'in kabri o mescidin içinde kaldı, sol tarafta.

Kendi mescidinin sol tarafında kapısı vardı. Peygamber Efendimiz o kapıdan mescide girerdi. O kapının öbür tarafı kendisinin eviydi. Hz. Âişe validemizin odasında vefat etti, oraya defnedildi. Orası şimdi Peygamber Efendimiz'in mescidinin içinde. Üstünde de bir kubbe var; ucu sivri, uzaktan baktığınız zaman görünüşü miğfer gibi. Savaşçıların başına giydikleri miğferin orta yeri yüksek oluyor. Belki tarih kitaplarında görmüşsünüzdür. Öyle bir kubbe var ve rengi yeşil. Arapça'da yeşil ahdar, veya hadrâ kelimesiyle ifade edilir: el-Kubbetü'l-hadrâu. Yani, yeşil renkli türbenin gösterdiği mekânın altında Peygamber Efendimiz'in kabr-i saadetleri.

Hacca gidenler Mekke'de hac vazifelerini yapınca, Medine'ye gelip Peygamber Efendimiz'in kabr-i şerîfini de ziyaret buyuruyorlar. Çünkü Peygamber Efendimiz'in kabrini ziyaret etmek, hayatında kendisini ziyaret etmek gibi sevaplı, güzel bir şey.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i sevmek dinimizin temeli. İmanımızın temeli de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Peygamber olduğunu ifade etmek.

Eşhedü en lâ ilâhe illallah diyoruz. "Şehadet ederim ki, şahit olurum ki, şüphesiz bilirim bildiririm ki; Allah'tan başka tanrı yoktur, tek tanrıdır Allah. O’nun şeriki ve benzeri yoktur." Eşhedü en lâ ilâhe illallah diyoruz, imanımızın bir bölümünü ifade etmiş oluyoruz.

Ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve resûluhû. "Yine şehadet ederim ki Muhammed de O'nun bize gönderdiği mübarek resulüdür, elçisidir, ama kuludur." diyoruz.

"Ama kuludur" diye niye söylüyoruz?

İnsanlar yanılıp şaşırıp da peygamberlerini tanrı edinip tapınmasınlar, sapıtmasınlar, Allah'ın sevmediği bir bâtıl inanca düşmesinler diye bunu özellikle Peygamber Efendimiz üstüne bastıra bastıra söylemiş olduğundan biz de söylüyoruz. Kulu... Peygamber Efendimiz Allah'ın kulu ama müstesna kulu, Allah'ın bir kulu ama en sevgili kulu. Hani, "Yakut da bir taştır ama..." diyor bir Arap şâiri. Yakut da kırmızı renkli bir taştır. Yüzüğün üstünde yüzüğün taşı yakut. Yakut da bir taştır ama öbür taşlardan çok farklı.

Yakut ne kadar kıymetli bir taş! Sokaktaki taşlar ne kadar olağan bir taş! Peygamber Efendimiz de bir beşer ama o ne kadar üstün bir beşer! Öteki insanlar nasıl olağan bir insan ama Peygamber Efendimiz ne kadar mübarek, ne kadar şerefli, ne kadar olağanüstü bir insan! Tarif edilemez, kıyas kabul etmez. Fevkalâde, tarifsiz derecede, mukayese edilemeyecek kadar yüksek bir şahsiyet.

İmam Bûsîrî hazretlerinin Peygamber Efendimiz hakkında yazdığı Kasîde-i Bür'e'si var. Orada diyor ki;

Da' medde'athü'n-nasârâ fî-nebiyyihimi vahküm bimâ şi'te vahdekimi. "Hristiyanların kendi peygamberi hakkında yanılıp da söylediği sözü bir tarafa bırak, öyle deme, tanrıdır deme. Ama ne kadar medih cümlesi söyleyebilirsen Resûlullah hakkında hepsine şâyestedir, layıktır, o kadar yüksektir." diye söylemiş oluyor.

Peygamber Efendimiz'in kendisini anlattığı başka hadîs-i şerîfler de var. Onlardan da bir iki tanesini sizlere aktarmak istiyorum. Çünkü Resûlullah'ı kendisinden tanımanın tadı mutlaka başka türlü olur. Bir de, bir dua var benim hoşuma gider. Onu hatırıma getirdi.

Lâ uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike. "Yâ Rabbi! Ben seni layıkıyla methedemem, sen kendini nasıl tavsif etmişsen sen öylesin!" buyurmuş Peygamber Efendimiz. Biz Allah'ı tarif edemeyiz; O kendisi nasıl tarif ederse, isabetli tarif odur. En güzel söz odur. Biz Allah'ı bilemeyiz, Allah bildirirse biliriz.

Biz Resûlullah'ı ne kadar anlatmaya çalışsak, kelimeler kendi duygularımızı bile anlatmaya yetmez. Zaman yetmez, sözler yetersiz kalır. Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in o eşsiz, engin güzel ahlakını, o müstesna tevazu ile nasıl kendisini anlattığını dinlemek, tabii onun tadı başka...

Câbir radıyallahu anh'ten İbni Asâkir ve Dârimî'nin -Sünen-i Dârimî'yi biliyorsunuz; hadis alimi bu.- naklettiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Ene kâidü'l-mürselîn ve lâ fahra. "Ben peygamberlerin serveriyim, komutanıyım, başkanıyım. Ve-lâ fahr “övünme yok." Allah beni böyle bir makama oturtmuş, Makâm-ı Mahmûd'u bana ihsan etmiş, bütün peygamberler benim mâiyetimde, arkamda.

Ve ene hâtemü'n-nebiyyin ve lâ fahra. "Ben peygamberlerin sonuncusuyum, onu en son mühürleyip bir seriyi tamamlayan en sonuncuyum. Peygamberlerin hâtemiyim, övünme yok."

Ve ene evvelü şâfi'in ve müşeffa'in ve lâ fahra. "Ben de kendisine Allah tarafından âhirette ilk defa şefaat hakkı verilecek, şefaatçiliği kabul edilecek, o makam kendisine ihsan edilecek kimseyim; övünmek yok ama gerçek budur." diye bildiriyor.

Peygamber Efendimiz mütevazı idi ama Allah'ın kendisine, "Bildir Ey Resûlüm!" dediği şeyleri bildirmesi gerektiğinden bildiriyor. Kendisi tanınsın diye bildiriyor, arada da ve lâ fahr “övünmek yok” diye ifade ediyor.

Burada bir sahih hadîs-i şerîfi size nakletmek istiyorum; Peygamber sallallahu aleyhi ve selllem Efendimiz buyurmuş ki;

Vellezî nefsî bi-yedihî. "Canım elinde olan, beni yaratan, yaşatan, dilerse hayatıma son verecek, öldürecek olan, canım elinde olan Allah'a, nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki..."

Lâ yü'minu ehadüküm. "Sizden biriniz hakiki mü'min olamaz, tam inanmış sayılamaz."

Hattâ ekûne ehabbe ileyhi min vâlidihî ve veledihî ve'n-nâsi ecmaîne. "Ben ona, o mü'mine babasından da, evladından da, bütün diğer insanlardan da daha sevgili olmadıkça mü'min olamaz."

Bir mü'min Resûlullah'ı tanıyacak, kemâlâtını, kerâmâtını, ikrâmâtını; evsâfının, cemâlinin yüceliğini bilecek, tanıyacak resûlunü; sevecek, âşık olacak, muhibb-i resûl, Resûlullah'ın muhibbi olacak. Resûlullah'ın aşkı, sevgisi kalbine yerleşecek. O aşk ile benzi sarı, gözü yaşlı bir âşık-ı sâdık olacak; o zaman hakîki mü'min olur.

Süleyman Çelebi'nin Mevlid'inin dua bölümünde bir beyti vardır:

Gözü yaşı hakkı içün âşıkların

Bağrı başı hakkı içün sâdıkların.

İşte o âşıkların gözyaşları çok kıymetli oluyor. Aşktan, sevgiden dökülen gözyaşları çok yüksek duyguları ifade eden inci gibi, pırlanta gibi gözyaşları oluyor. Dua ederken de Süleyman Çelebi onu ölçü olarak koymuş önümüze. Allah'a yalvarırken diyor ki;

Yâ Rabbi! Sana şu âşık-ı sâdık kulların divanına durup ibadet ediyorlar. Seni, Resûlullah'ı sevenler, âşık-ı sâdık mü'minler var ya! Hani gözyaşı döküyorlar ya seni zikrederken, Resûlune salât ü selâm getirirlerken! O gözyaşının ne kadar kıymetli olduğunu Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildirmiş ya! İşte o gözyaşının hürmeti için, onun hakkına benim dualarımı kabul et diyor. Öyledir, o gözyaşları gerçekten çok kıymetlidir.

Peygamber Efendimiz'in "övünmek yok" diye bildirdiği bir başka hadîs-i şerîfi de nakletmek istiyorum. Bu hadîs-i şerîf Ebû Saîd hazretlerinden radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Mâce tarafından nakledilmiştir. Tirmizî "hasen hadistir" buyurmuş.

Ene seyyid-ü veled-i âdem. Veya vüldi âdem. olabilir. Bu kelimenin birkaç okunuş imkânı var. "Ben âdemoğullarının seyyidiyim."

Seyyid ne demek?

Soylu, asil, efendi demek. "Ben âdemoğullarının en soylusu, en asâletlisi, efendisiyim." diyor.

Evet, Peygamber Efendimiz nerede?

Yevme'l-kıyâmeti. "Kıyamette âdemoğullarının seyyidiyim." Peygamber Efendimiz, "En yükseği, efendisi, başkanı, en yüksek derecelisiyim." diyor. Peygamber Efendimiz bütün insanların seyyididir. Bütün insanların değil peygamberlerin de seyididir:

Seyyidü'l-evveline ve'l-ahırîn, seyyidü'l-enbiyâi ve'l-mürselîn. "Kıyamet gününde Allah'ın sevgili kullarının da hepsinin başındadır."

Ve lâ fahr. "Övünmek yok." Burada da ve lâ fahr diyor. Böyle bir şeyi Allah bana vermiş diye böbürlenecek, kendini beğenecek bir duruma düşecek bir insan değilim. Övünmek yok, tevazu içinde Allah bana bu makamı vermiş. Tebliğ ediyorum, bilin diye bildiriyorum. Çünkü mü'minin, Resûlullah'ın kıymetini bilmesi lazım.

Ve bi-yedî livâü'l-hamdi, ve lâ fahra. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Ahirette elime livâü'l-hamd verilecek." Elimde livâü'l-hamd olacak.

Ne demek?

"Hamd sancağı" demek. Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in tanınması, işareti, remzi olarak elinde Hamd sancağı olacak. Livâü'l-hamd; Hamd sancağı. Ve bu öyle bir sancak ki, devam ediyor:

Ve mâ min-nebiyyin yevme izin âdeme fe-men sivâhu illâ tahte livaî. Mahşer gününde, öyle bir mekanda o zaman öyle olacak ki o gün Âdem aleyhisselam ve ondan sonraki bütün peygamberler... Yani, Adem aleyhisselamdan beriye doğru zaman ilerledikçe, insanların muhtelif bölgelerdeki toplumlarına Allah tarafından gönderilmiş bütün peygamberler... Adları bilinenler, bilinmeyenler, tarihin sayfalarında olanlar, Allah'ın bildiği de kulların bilmediği binlerce, yüz binlerce peygamber... Âdem aleyhisselam ve ötekilerin hepsi... "Hiçbir peygamber yoktur ki o gün benim bu Hamd sancağımın, bayrağımın altında, livâü'l-hamdimin altında olmasın. Hepsi orada olacak!" Âdem aleyhisselam da Peygamber Efendimiz'in sancağının altında olacak. Âdem aleyhisselamdan sonra yaşamış, gelmiş geçmiş bütün peygamberler de onun sancağının altında olacak.

İhtişamı bir düşünün! Peygamber Efendimiz'in Hamd sancağı yücelerde sallanıyor. Onun altında 124 bin peygamber, evliyaullah, salihler, şehitler, Allah'ın sevgili kulları, peygamberler ve sevgili kullarının hepsi Peygamber Efendimiz'in livâü'l-hamdi altında olacak. Sancak Peygamber Efendimiz'in elinde! Ne kadar heyecanlandırıcı bir manzara olduğunu anlamaya çalışın, tüyleriniz diken diken olsun.

Şu mübarek kandil gününde Allah'tan niyazımız, bizi de Rabbimiz o livâü'l-hamd altında, Peygamberimiz Hamd sancağı altında haşreylesin. Peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, salih kullarla beraber biz de orada olalım! O sancağın dışında âsîlerin, mücrimlerin ayrıldığı; öbür taraftaki kâfirlerin, müşriklerin, münafıkların, âsîlerin, mücrimlerin gruplarında olmayalım! Bu Hamd sancağının altında Allah bizi mahşer günü haşreylesin!

Peygamber Efendimiz, "O sancak benim elimde olacak, ama övünmek yok." diyor.

Allah'ın takdiri bu, Allah'ın O'na verdiği bir nimet. Bir nimet verildi mi Allah'a şükredilir, hamdedilir. Yoksa o nimet eline geldi diye başkalarına eza cefa verici kibir, gurur, ücup, kendini beğenmek, övünmek, böbürlenmek gibi şeyler güzel ahlakta, İslâm ahlakında yoktur.

Peygamber Efendimiz'e Allah her türlü güzellikleri vermiş, Efendimiz de en çok şükreden kul durumunda. Fakat övünüp, kibirlenip, kibirli davranıp kimseyi ezmemiş. Fukara çağırdığı zaman fukaranın sofrasına gitmiş, miskinlerle oturmuş kalkmış, tevazuyu tercih etmiş, yokluğu varlığa tercih etmiş. Cebrail aleyhisselam önüne el pençe divan durup da: "Allah beni sana gönderdi yâ Resûlallah! Dilersen şu karşıdaki dağları altın yapacak" dediği zaman onu kabul etmemiş. Tevazu içinde yaşamış.

Peygamber aleyhisselam Efendimiz'in eline para geçmemiş mi?

Çok, çok imkânlar geçmiş ama bir gün bekletmeden onları yoksullara, fakirlere hemen dağıtırmış. Evinde bir şey biriktirmeyi sevmezmiş, hazine etmeyi, depo etmeyi, saklamayı, ihtişamı sevmezmiş. Tevazu içinde, hurma lifinden yapılmış sert bir yatakta yatarmış, mütevazıâne giyinirmiş; Allah'ın en sevgili kulu olduğu, Allah'ın kendisine en yüksek makamı verdiği halde.

Devam edelim Efendimiz'in kendisini anlatan hadîs-i şerîfine:

Ve ene evvelü men tenşekku anhü'l-ardu ve lâ fahra. "İlk defa yeryüzünün, toprağın yarılıp üzerinden açılacağı kişi ben olacağım ama övünmek yok."

Bu ne demek?

Herkes ölüp de kabre konuluyor ya, ba'su ba'del mevt, ölümden sonra dirilme zamanında kabirler açılacak da insanlar kabirlerinden kalkıp mahşer yerinde toplanmayacaklar mı; toplanacaklar. İşte o kabirlerin, ilk kabri açılıp da mahşer yerine ilk gelen kimse Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz olacak. Kendisi bunu böyle bildiriyor. Topraktan, kabrinden kalkıp da mahşer yerine ilk gelecek kendisi olacak.

Ve ene evvelü şâfi'in ve evvelü müşeffe'in ve lâ fahra. "Ben ilk şefaatçi olacağım orada."

Müşeffe' ne demek?

Şefaat hakkı kendisine verilmiş, şefaat etmesine müsaade olunmuş, şefaati kabul olunmuş insan demek.

Peygamber Efendimiz şâfi, şefaatçi ve şefaati Allah tarafından kabul edilen; peki seni şefaatçi kabul ettim, buyur dilediğine şefaat et, diye şefaatçiliğine müsaade olunan şâfi' Peygamber Efendimiz. Şâfi' ayın iledir. Şâfi' ayın ile olunca şefaat eden demek. Şâfî, i ile olursa uzun i ile, ye ile yazılır. Şâfî. sonunda i olursa, ayın olmazsa o zaman “şifa veren” demek.

Allah Şâfî'dir, insanlara şifa veriyor. Buradaki kelime o Şâfî değil, bu Şâfi' ayın ile, şefa'at kelimesinden geliyor. Peygamber Efendimiz'in şefaati var.

Müjdeler olsun hepinize, Allah bizi Peygamber Efendimiz'in şefaatine erdirsin.

Peygamber Efendimiz ümmetine şefaat edecek. Mahşer yerinde müteaddit şefaatleri var. Din kitapları onları uzun uzun anlatıyor. Müteaddit yerlerde, mevkilerde, zamanlarda Peygamber Efendimiz Rabbimiz'in divanında ilerleyecek, huzûr-u Rabbi'l-İzzet'te secdeye kapanıp şefaat edecek, kulların arzuhallerini arz edecek. Arzuhalcisi olacak. Allah-u Teâlâ hazretlerine ricada, duada, niyazda bulunacak. Allahu Teâlâ hazretleri onun şefaatini kabul edecek. Onun şefaatini kabul edip, isteklerini yerine getirecek. Kullar hakkında şefaatini kabul edip, kulları bağışlayacak.

Allah-u Teâlâ hazretleri cümlemizi Peygamber Efendimiz'in şefaatine erenlerden, kurtulan bahtiyar kullarından eylesin. Afv u mağfiret olunanlardan eylesin.

Tabii Peygamber Efendimiz yine ve lâ fahra buyuruyor. Övünmek yok. "Övünmek için söylenmiş bir söz değil bu" diye Peygamber Efendimiz bunu böylece beyan buyurmuş.

Allah-u Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in şefaatine erdirsin!

Yine Câbir radıyallahu anh'ten Deylemî'nin bir başka rivayetini de okuyarak sözümü bitireyim. Tabii Mevlîd-i Nebî hakkında günlerce, aylarca, yıllarca konuşulur Peygamber Efendimiz'in evsâfı, güzellikleri bitmez. Onun hakkındaki bilgileri bitiremeyiz söyleye söyleye. Bir hadîs-i şerîfini daha söyleyeyim:

Ene eşrefünnasi haseben velâ fahr.

Bu hadis benim size okuduğum ve-lâ fahr geçen hadîs-i şerîflerin üçüncüsü oluyor.

"Ben soyca insanların en şereflisiyim." Ve-lâ fahra. Soyunun nasıl şerefli olduğunu ilk hadîs-i şerîfte size anlatmıştım. Hz. Âdem'den itibaren nikâhla, en asil insanların evlenmesiyle doğmuş olan kişilerden gelmiş Peygamber Efendimiz. Soyu böylece çok şerefli.

Ve ekremü'n-nâsi kadren ve lâ fahr. "İnsanların da kıymet bakımından en kıymetlisi, en soylusuyum, övünmek yok."

İnsanın bazen soyu güzel olur da kendisi o soya layık bir insan olmaz. İnsan kendisi layık olmazsa soyunun asaleti para etmez.

Bir insanın ameli; men lem yüsri' bi-hî ameluhû lem yüsri' nesebuhû. "Ameli insana bir derece kazandırmazsa, ilerletmezse soyu, sopu, asâleti kazandırmaz."

Kendisi kötü ise babasının iyiliği kâr etmez. Misal; Nuh aleyhisselamın oğlu. Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor. Nuh aleyhisselamın oğlu babasına iman getirmemiş. Babasının nasihatlerini dinlememiş.

"Evladım gel, tufan olacak, benim gemiye aldığım kimselerle beraber sen de gir!" deyince;

"Hayır! Ben girmiyorum, bir dağa tırmanırım, selden kendimi korurum." diye inkâr etmiş, itiraz etmiş, reddetmiş Nuh aleyhisselamın davetini. O sırada bir sel dalgası gelip almış, yuvarlamış götürmüş, boğulmuş. Şimdi Peygamber oğlu ama, soyu temiz kendisi temiz değil fayda vermemiş; cehennemlik olacak. Allah-u Teâlâ hazretleri, "O senin ehlinden de değil." diyor.

İnnehû leyse min ehlike. "O senin ailenden de sayılmaz." diyor.

Demek ki peygamberin şânına layık evlatlık yapmayınca, Allah tarafından silinip atılıyor. Şimdi insanın soyu güzel olur, kendisi güzel olmazsa kıymeti yok.

Ene eşrefünnasi haseben ve-â fahr. "Ben soyca insanların en şereflisiyim, övünmek yok." Ama bu vaziyet böyle... Ve ekremü'n-nâsi kadren. "İnsanların da kıymet bakımından en soylusu, en kıymetlisiyim şahsen." Yani, soyu da güzel, şahsı da güzel, adı da güzel, kendi de güzel Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîmen kesîrâ. Ve-lâ fahr. "Övünmüyorum, övünmek için söylemiyorum." Allah emrettiği, siz sorduğunuz için söylüyorum. İş budur, diye bildiriyor.

Eyyühe'n-nas! Arkasından da kendisinin böyle olduğunu söyleyip hemen nasihate geçiyor. "Ey insanlar!" diye hitaba geçiyor.

Men etânâ eteynâhu. "Kim bize gelirse, biz de ona gideriz." İyiliğe iyilikle mukabele. Ve men ekremenâ ekremnâhu. "Kim bize ikramda bulunursa biz de ona ikram ederiz." Ve men kâtebenâ kâtebnâhu. "Kim bizimle oturup bir anlaşma yaparsa, yazışırsa biz de o yazışmaya uygun hareketi yaparız."

Bu mükâtebe bir de kölelerin efendisiyle anlaşma yaparak, bu anlaşmayı yazıya geçirerek kölelikten kurtulma mânasına da kullanılan bir kelime. Yani, "Kim, bizden birisi bir tarafta esir olmuş da savaşta onun kurtulması için anlaşma yapmaya razı olmuşsa, biz de onun bize esir düşmüş olan insanıyla anlaşma yaparız, göndeririz." O bizimkini salıverirse biz de onu salarız. O bizimkinin köleliliğini kaldırırsa, biz de onunkini kaldırırız mânasına da gelebilir.

Ve men şeyyea' mevtânâ şeyye'nâ mevtâhu. "Kim bizim cenazemize gelir, bizi teselli eder, cenazemizi teşyi' eder, kabre gömülme merasiminde bulunursa; biz de onun cenazesine gideriz." Ve men kâme bi-hakkınâ kumnâ bi-hakkıhî. "Kim bizim hakkımıza hukukumuza saygı gösterirse, riayet ederse biz de onun hakkına saygı gösteririz." diyor.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yanına yanaşan, iyilik elini uzatan herkese iyilik elini uzatırdı, aksilik çıkartmazdı, reddetmezdi, her güzel davranışı güzel davranış ile karşılardı.

Eyyühe'n-nas! Devam ediyor nasihatine; Câlisü'n-nâse alâ kadri ahsabihim. "İnsanlarla soyları derecesine göre oturup kalkın." Meclislerinizi ona göre ayarlayın, sözünüzü ona göre söyleyin. Riayet edin, hürmet edin, oturuşunuza kalkışınıza dikkat edin.

Ve hâlitu'n-nâse alâ kadri edyânihim. "Ve insanların dindarlıklarına göre onlarla ahbaplığınızı yakınlaştırın."

Bu da Peygamber Efendimiz'in çok önemli bir nasihati. İnsanlar soylu ise soyluluğuna uygun bir muamele yapılması lazım. Peygamber Efendimiz soyu çok şahane, çok şerefli; o halde Arabın da Peygamber Efendimiz'e, o zamandaki insanlarının o soyluluğunu anlayıp hürmet etmesi gerekir. Bizim de zamanımızda, etrafımızda böyle hatırlı, itibarlı, bir kavmin önderi insan olduğu zaman ona hasebine, nesebine uygun bir tarzda muamele etmemiz lazım.

 Ama; ve hâlitu'n-nâse alâ kadri edyânihim. İnsanlarla beraber olmak, düşüp kalkmak, karışmak, samimiyet kurmak ve iç içe olmak.

Hangi şartla?

Dindarlık şartı ile olacak.

Dikkat edin! Yanlış insanlarla arkadaşlık yapan mahvolur. İyi insanlarla arkadaşlık yapan kurtulur. Bu nasihati unutmayalım.

Ve enzilu'n-nâse alâ kadri müruvvâtihim. "Ve insanlara mürüvvetleri nispetinde muamele edin." Ne kadar mürüvvetli iseler siz de misafirperverliğinizi ona göre yapın. Siz onların memleketine, kavmine, kabilesine gittiğiniz zaman size nasıl güzel muamele etmişlerse siz de onlar geldiği zaman öyle yapın.

Ve dârü'n-nâse bi-ukûlihim. "Ve insanları akıllarınızı kullanarak müdârât ediniz, dirayetle idare ediniz." Aklınızı kullanın! İnsanlara muamelenizi akıllıca yapın, basîretli hareket edin, herkesi dost etmeye, doğru yola çekmeye çalışın. Aklınızı kullanın! İnsanların zararından kendinizi böylece korursunuz. Aklınızı kullanın! İnsanları hayırlı yola böyle sevk edersiniz; diyerek Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz çok şümullü, çok derin anlamlı güzel bir nasihatle bu hadîs-i şerîfini bitirmiş oluyor.

Allah-u Teâlâ hazretleri hepinizden razı olsun, hepimizi sevdiği kulları zümresine dâhil eylesin. Sevdiği kul olmanın yolu Peygamber Efendimiz'e ittibâ etmektir. Âyet böyle bildiriyor:

Kul in küntüm tühibbûnellâhe fe-ttebi'ûnî yuhbibkümullâhu âyet-i kerîmesi çok önemli bir hakikati bize bildiriyor. Eğer Allah'ı seviyorsa bir insan Resûlullah'a tâbi olacak ve Allah'ın sevgili kulu olma derecesine varmanın yolu Resûlullah'a uymaktan geçiyor. Allah'a ulaşmanın yolu Resûlullah'a sımsıkı sarılmaktan geçiyor. Onun için Allah-u Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılanlardan eylesin.

Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesi, ehâdîs-i şerîfesi çok güzel. Okuyun derya gibi, uçsuz bucaksız bir umman gibi. Dalın o deryaya, onun içinde nice inciler, mercanlar var göreceksiniz, ne kadar tatlı bir âlem olduğunu anlayacaksınız. Resûlullah Efendimiz'in yolundan gideceğiz. Onun istediği bir müslüman olacağız. Resûlune has ümmet olacağız.

Allah bizi Resûlune has ümmet eylesin. Böylece kendisine has kul olabilmeyi nasip eylesin. Ömrümüzü, dünyamızı, zamanımızı, hayatımızı, imkânımızı, paramızı, pulumuzu, mesleğimizi, çalışmalarımızı Allah'ın rızasına uygun istikamette yapmayı nasip eylesin. Ömrümüzü Ümmet-i Muhammed'e ve bütün insanlara fâideli geçirmeyi nasip eylesin. Şu kandil gecesi hürmetine bizim kusurlarımızı affeylesin. Allah cümlemizi Tertemiz, pırıl pırıl, içi dışı nurlu, kalbi tertemiz, feyizli, mübarek, nurlu kullar eylesin. Nice nice nice mübarek gecelere, kandillere erişmeyi nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'in sünnetini şu asırda ihyâ eyleyip şehit sevapları kazanmış olmayı nasip eylesin.

Ahirete bir gün göçeceğiz, kabrimizi cennet bahçesi eylesin. Kabirden bir gün kalkacağız, bizi Peygamber Efendimiz'in livâü'l-hamdi altında peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, sâlihlerle haşreylesin. Bir gün nasip olur cennete girersek bir yerimiz olacak. Allah-u Teâlâ hazretleri bizi Firdevs-i Â'lâ'da (meskûn eylesin.]

Firdevs-i A'lâ cennetin en güzel yeri, en yüksek kısmı, en âlâ, en orta yeri. Firdevs-i A'lâ'da Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin, Peygamber Efendimiz'in komşusu olmak, cemalini dâimî görmek, sohbetinde dâimî olmayı nasip eylesin aziz ve sevgili Akra dinleyicilerim.

Es-selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 00.00.0000 - İyi Ve Kötü Huy, Toplum Ahlakı, Kullara İyilik, Kullara Kötülük 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 00.00.1987 - Berat Kandili, Berat Kandilini İdrak Etmek 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 00.00.1999 - Güzel Ahlak, Münafığın Alametleri 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.00.1999 - Ramazan, Orucun Faydaları 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.00.2000 - İftar Ettirmek, Oruçlunun Yanında Yemek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazan, İftar Ettirmek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazanda Sahura Kalkmak, Hilalin Görünmesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 14 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Cennetin Ramazan Ayında Süslenmesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 00.12.2000 - İftarı Suyla Açmak, Sahura Kalmak, Yalan Yere Yemin, Gıybet 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Orucun Önemi, Orucu Zedeleyen Şeyler, Oruçlunun Mükafatı 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 01.07.1990 - Arefe Günü, Arafatta Dua, Hac, Kalb Temizliği 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 02.11.2000 - Ramazanın İlk Gecesinin Fazileti, Kadir Gecesi, İftar Ettirmek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 03.01.2000 - Kadir Gecesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 03.12.1998 - Berat Kandilinde Duaların Kabul Oluşu 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 36 playlist like
playlist play 03.12.2000 - Orucun Mükafatı, Oruç Adabı 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 04.00.0000 - Allahın Seveceği Kullar 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 04.05.1985 - Berat Kandilinin Faziletleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 05.01.1998 - Ramazanda Takva Sahibi Olmak 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 05.02.1992 - Güzel Ahlakın Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 15 playlist like
playlist play 05.04.1992 - Ramazandan Sonra, Ramazanın Mükafatı, Sünneti Seniyye 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 05.04.1992 - Ramazandan Sonra, Ramazanın Mükafatı, Sünneti Seniyye, Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 56 playlist like
playlist play 05.04.1998 - Kurban Bayramı, Ziyaretleşme, Hediyeleşme 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 05.07.1990 - Hac, Mazlumun Günahını Almak, Dürüst Olmak, Güvenilir Olmak, Sözünde Durmak 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 06.00.0000 - Receb, Şaban, Ramazan, Regaip Kandili, Recebin İlk Günü ve Cuma Gecesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 06.04.1986 - Mirac Kandilinin Önemi, İsra Hadisesi, Oruç ve Nefis Terbiyesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 06.05.1990 - Bayram Eğlenceleri, Cumanın Önemi, Peygamber Efendimiz 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 06.05.1990 - Bayramda Def Çalınması, Cumaya Temiz Gitmek, Peygamber Sevgisi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 06.11.1997 - Recebin Önemi, Tevbe Etmek, Regaip Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 48 playlist like
playlist play 07.01.2000 - Ramazanın Son Günü 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 07.07.1983 - Dua 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 07.12.2000 - Oruç Tutmak, İftar Ettirmek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 08.01.2000 - Bayram Tebriği, Bayramdan Sonra Oruç Tutmak 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 08.08.1995 - Mevlid Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 08.12.1994 - Regaib Kandili, Recebin Önemi, İlk Cuması 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 09.01.1992 - Recep Ayının Faziletleri, Üç aylar 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 09.02.1997 - Bayram Tebriği, Sadaka Vermek, Şevval Oruçları, Bayram Sonrası 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 10.01.2001 - Güzel Ahlak Sahibi Olmak, Zikir 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 10.10.1989 - Peygamber Sevgisi, Sünnete Uymak 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 63 playlist like
playlist play 10.11.2000 - Berat Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 60 playlist like
playlist play 10.11.2000 - Berat Kandili, Allahı Zikretmek, Tevbe Etmek 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 11.01.1998 - Ramazandan Sonra Hali Muhafaza Etmek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 11.03.1990 - Berat Kandilinin Önemi, İhyası ve Ramazana Hazırlık 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 51 playlist like
playlist play 13.01.1999 - İslamda Kardeşlik 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 13.03.1986 - Recep Ayı 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 13.11.1992 - M.Zahid Kotku Hocaefendi ve Teslimiyet 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 13.11.1993 - M.Zahid Kotku Hocaefendi Anma Programı 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 13.11.1994 - Alimlerin Önemi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 13.11.1999 - Hak Din İslam, Sünnete Uygun Müslümanlık, Tasavvuf 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 13.11.2000 - M. Zahid Kotku Hocaefendinin Özellikleri, Şemaili, Kerametleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 13.12.2000 - Cennet Ve Oruç 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 14.01.1999 - Kadir Gecesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 14.01.1999 - Kadir Gecesinin İhyası 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 14.06.2000 - Mevlid Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 14.09.1999 - Recebin İlk Cuma Gecesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 14.11.1986 - Mevlid Kandili, Peygamberimizin Hadis Yolu Oluşu 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 14.12.1997 - Berat Kandili, Affedilecek ve Edilmeyecek Olanlar 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 15.02.1981 - Peygamberimizin İsra ve Mirac, Miraçta Gördükleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 15.02.1996 - Kadir Gecesinin Ramazanın 27.Günü Olması 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 15.06.1985 - Kadir Gecesi, Halis Niyet 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 15.07.1990 - Tevhid, Namaz, Zekat 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 15.07.1997 - Mevlid Kandili, Mekke 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 58 playlist like
playlist play 15.12.1999 - Müminin Güzelliği, Hikmet, Kardeşin İhtiyacını Görmek 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 15.12.2000 - İtikaf Fazileti 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 16.01.1999 - Sabah Ve İkindi Namazlarının Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 16.04.1997 - Arafat Duası 20.06.2024 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 16.05.1997 - Aşure Günü 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 16.05.1997 - Muharrem, Aşure Gününün Önemi, Orucun Fazileti, Muharremde Neler Yapılmalı 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 17.03.2000 - Kurban Bayramı, Kurban Kesmenin Fazileti 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 17.04.1998 - Hac Sonrası, Büyük Mescitlerde İbadet, Avrupa Ülkeleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 36 playlist like
playlist play 17.12.2000 - Gece Namazı, Ramazandan Sonra Alışkanlıkların Devam Etmesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 18.04.1997 - Kurban Bayramı, Salatu Selam, Ziyaret Etmek, Sadaka Vermek 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 18.04.1997 - Kurban Bayramı, Yardımlaşma, Hac Manzaraları 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 19.01.1993 - Mirac Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 51 playlist like
playlist play 19.06.2000 - Kuran Kıraati 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 19.09.1991 - Mevlid Kandili, Peygamberimizin Dünyaya Teşrifi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 19.11.1989 - Mescidden Kalkarken Okunacak Dua, Peygamber Efendimizin Bayram Namazına Ailesini Getirmesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 19.12.1995 - Mirac Hediyeleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 52 playlist like
playlist play 20.03.1993 - Kadir Gecesinin ve Ramazanın Önemi, Rahmetten Ümit Kesmemek 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 20.06.1985 - Bayram Kutlamaları, Ramazandaki Sevaplar, Ramazan Sonrası, Şevval Orucu 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 20.06.1985 - Bayram Namazı Öncesi, Ramazandan Sonra, Şevval Orucu, İmanın Tadı, Ramazan Bayramı 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 20.11.1988 - Berat Kandili, Sevap Kazanmak 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 21.01.1990 - Peygamber Efendimizin Yemin Etmesi, Bayram Namazına Gitmesi, Hutbesi, Zemzemin Faziletleri, Ailenin Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 21.01.1990 - Zemzemin Taşınması, Peygamber Efendimizin Özellikleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 21.12.2000 - İtikaf, Çocuk Yetiştirme 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 15 playlist like
playlist play 22.11.1999 - Berat Kandili 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 22.11.1999 - Berat Kandili, Duhan Suresi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 23.12.2000 - Kadir Gecesinin Önemi, Kuran-ı Kerim 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 24.03.1993 - Ramazanda Kazanılan Mükafatlar, Aileye Verilen Önem, Ramazan Sonrası İbadetler 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 24.10.2000 - Mirac, İsra Hadisesi, Kandili İdrak Etmek 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 48 playlist like
playlist play 25.01.1998 - Kadir Gecesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 25.10.1995 - M. Zahid Kotku Hocaefendinin Hayatı 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 57 playlist like
playlist play 25.12.1996 - Berat Kandilinin Önemi, Affedilemeyenler 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 26.04.1990 - Ramazandan Sonra İbadetlere Dikkat, Mümin Kardeşine Memnun Etmek, Bayram, Ariflerin Özellikleri 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 26.05.1995 - Aşure Günü, Nafile Oruçlar 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 26.11.1997 - Mirac Hadisesi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 26.12.2000 Ramazandan Sonrası, Allahın Adını Anarak Birşey İstemek, Münafığa Efendi Demek, İyilik 20.04.2023 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 27.05.2000 - Mirac Gecesinde Görülenler, Faiz, Namaz 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play 27.11.2000 - Ramazan Ayının Başı, Sahur Vakti, İbadet 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 28.04.1984 - Miraçta Peygamberimizin Yaşadıkları 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 52 playlist like
playlist play 28.04.1996 - Kurban Bayramı, Kurban Kesmenin Fazileti 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 28.05.1999 - Fatih Sultan Mehmed'in Kişiliği, Fetih Ruhu 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 28.05.1999 - Fatih Sultan Mehmet'in Çevresi,Fetih Ruhu 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 28.09.2000 - Regaip Kandili, Receb Ayının Faziletleri 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 28.12.1999 - İtikaf 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 29.05.1987 - Ramazan Bayramı, Takva, İman, Ramazandan Sonraki Halimiz 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 29.05.1987 - Ramazandan Sonraki Halimiz 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 58 playlist like
playlist play 29.05.1990 - Vatan, Fatih ve Fetih 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 29.05.1995 - Fatih ve Fetih Ruhu 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 29.05.1998 - Fetih 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 29.06.1985 - Bayram Kutlamaları, Ramazan Sonrası, Şevval Orucu 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 29.08.1993 - Peygamber Efendimiz, Mevlid Kandili 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 29.12.1999 - Kul Hakkı, Deccal, Veda Haccı 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 30.09.1990 - Peygamber Efendimizin Son Peygamber Oluşu, Peygamber Sevgisi 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 31.01.1992 - Mirac Kandilinde Oruç Tutmanın Sevabı 04.06.2020 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin Çeşitli Sohbetlerinden Mehmed Zahid Kotku 18.09.2020 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Sabah Duası
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Sabah Duası
Sabah Duası Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close