NUH AS. SOYU, KAVMİNE ÖĞÜT VERİCİ OLMASI
Ali İmran 33-34.
Allah Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve ‘İmran ailesini’ birbirinin soyu(ndan gelen bir nesil) olarak âlemler üzerine seçkin kıldı (soylarından peygamberler getirdi). Allah (her şeyi) işitendir, bilendir.
Nuh 1.
Doğrusu biz, Nuh’u; “Kendilerine acıklı bir azap gelmeden önce kavmini uyar.” diye kavmine gönderdik.
Nuh 2.
Dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben sizin için (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcı (peygamber)im.”
Nuh 3-4.
“Allah’a kulluk edin, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki (Allah da) sizin günahlarınızı bağışlasın ve (azap etmeksizin) sizi belli bir vakte kadar geciktirsin. Çünkü Allah’ın (takdir ettiği) vakti geldiği zaman artık geri bırakılmaz. Keşke bilseydiniz (iman ederdiniz)!”
Nuh 5-6.
(Nuh tekrar) dedi ki: “Ey Rabbim! Hakikaten ben, kavmimi gece ve gündüz (imana) davet ettim. Fakat benim davetim, ancak onların (imandan) kaçışını artırdı.”
Nuh 7.
“Doğrusu ben, kendilerini bağışlaman için (imana gelsinler diye) ne zaman davet etsem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, (şirke ve küfre sapmada) ısrar ettiler ve büyüklendikçe büyüklendiler.
Nuh 8.
“Sonra hakikaten ben onları, yüksek sesle davet ettim.”
Nuh 9.
“Daha sonra ben, onlara hem açıktan açığa tebliğ ettim, hem de gizliden gizliye onlarla konuştum.”
Nuh 10.
Dedim ki: “Artık Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O çok bağışlayıcıdır.
Nuh 11.
“(İstiğfârınız ve duanız sebebiyle Allah) gökten üstünüze bol yağmur göndersin.
Nuh 12.
“Sizi mallar ve oğullarla desteklesin, size bahçeler meydana getirsin ve size ırmaklar akıtsın.”
Nuh 13.
“Size ne oluyor da, Allah’ın büyüklüğünü takdir edip inanmıyorsunuz?”
Nuh 14.
“Halbuki O, sizi türlü türlü hallere koyarak yarattı.”
Nuh 15.
“Allah’ın yedi göğü(n katlarını/katmanlarını) birbiriyle ahenkli olarak nasıl yarattığını görmediniz mi?”
Nuh 16.
“Bunların içinde aya aydınlık verip güneşi de (ışık kaynağı) bir kandil yapmıştır.”
Nuh 17.
“Allah, bitkilerde olduğu gibi, sizi de yerden yetiştirdi.”
Nuh 18.
“Sonra sizi yine oraya döndürecek ve (mahşerde kabirlerden) diriltip çıkaracaktır.
Nuh 19-20. “Allah, onda geniş geniş yollar (açıp) gidesiniz diye yeri sizin için bir yaygı yapmıştır.”
Nuh 21.
(Bundan sonra) Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! (Bu öğütlere rağmen) doğrusu onlar bana karşı geldiler. Malı ve çocuğu kendisine ziyandan başkasını artırmayan (şımarık zengin) kimselerin peşinden gittiler.
Nuh 22.
“Büyük büyük hile (ve tuzak)lar kurdular.”
Nuh 23.
Dediler ki: “İlâhlarınızı sakın terk etmeyin. (Putların en büyükleri olan) Vedd’i, Suva’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i asla bırakmayın.”
Nuh 24.
“Hakikaten onlar bir çoğunu saptırdılar. (Rabbim!) Sen de zalimlere şaşkınlıktan başka (bir şey) artırma!
Nuh 25.
(İşte sırf bu) günahlarından dolayı (Tûfan ile) suda boğuldular, (ardından) da ateşe sokuldular. Kendilerine Allah’tan başka yardımcılar da bulamadılar.
Nuh 26.
Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!”
Nuh 27.
“Çünkü sen onları bırakırsan, hem kullarını saptırırlar hem de (kendileri gibi) ahlâksız ve kâfir çocuklar dünyaya getirirler.”
Nuh 28.
“Ey Rabbim! Beni, anamı, babamı, iman etmiş olarak evime (mescide veya gemime) gireni (kıyamete kadar gelecek) mü’min erkekleri ve mü’min kadınları sen bağışla. Zalimlere de helakten başka (bir şey) artırma!”