HZ.MUSA (AS) VE FİRAVUNUN KAVMİNİN İMAN ETMESİ
Meryem 51.
(Ey Resûlüm!) Kitab’da (bildirdiğimiz gibi) Musa’yı da hatırla! Çünkü o, ihlasa erdirilmiş idi; hem de (İsrâiloğulları’na gönderilmiş) bir Resûl ve bir peygamberdi.
Zuhruf 51.
Firavun, kavminin içinde bağırıp dedi ki: “Ey kavmim! Mısır’ın hükümdarlığı benim değil mi? Bu nehirler, (sarayımda) altımdan akmıyor mu? Hâlâ (büyüklüğümü) görmüyor musunuz?”
Zuhruf 52.
“Yoksa ben, şu zavallı, (maksadına dair) sözü neredeyse açıklayamayacak (durumda) olan (Musa’)dan daha iyi değil miyim?”
Mü’min 26.
Firavun: “Bırakın beni, şu Musa’yı öldüreyim de o (kurtulabilecekse) Rabbine yalvara dursun. Çünkü ben onun, dininizi değiştirmesinden yahut bu yerde (ülkede sizlere ve düzenimize karşı) fesat çıkarmasından korkuyorum.” dedi.
Mü’min 27.
Musa: “Şüphesiz ben, hesap gününe inanmadığından kendini büyük gören herkesten, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan (Allah’)a sığındım.” dedi.
Mü’min 28.
Firavun ailesinden (olan ve o ana kadar) imanını gizleyen mü’min bir adam (orada) dedi ki: “Siz, bir adamı sırf ‘Rabbim Allah’tır’ dedi diye (tehlikeli görüp) öldürür müsünüz? Halbuki o, size Rabbinizden açık mucizeler de getirmiştir. Eğer o yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyor ise, sizi tehdit ettiğinin (en azından) bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah haddi aşan, yalana dadanan kimseyi doğru yola eriştirmez.”
Mü’min 30.
İnanan (o kimse): “Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, (evvelki inkârcı) toplulukların (başlarına gelen azap) gününün benzerinden korkuyorum.” dedi.
Mü’min 31.
“Nuh kavminin, Âd ve Semûd’un ve onlardan sonrakilerin durumu gibi. (Yoksa) Allah, (günahsız) kullara hiç (bir şekilde) zulmetmek istemez.”
Mü’min 32.
“Ey kavmim! Cidden ben sizin için, o bağrışıp çağrışma, (o birbirinizden imdat isteme) gününden korkuyorum.”
Mü’min 33.
“O gün arkanızı dönüp kaç (mayı arzu ed)ersiniz. Artık sizi Allah’ (ın azabın)dan koruyacak hiç kimse yoktur…
Mü’min 34.
“Doğrusu (Musa’dan) önce Yusuf da size açık deliller (mucizeler) getirmişti; size getirdiği şeylerden (o zaman) şüphelenip durmuştunuz. Nihayet o ölünce, ‘Allah, ondan sonra bir peygamber göndermez.’ demiştiniz. İşte Allah, aşırı giden şüpheci kimseleri böyle sapıklıkta bırakır.”
Mü’min 35.
“Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışanlar, gerek Allah nezdinde, gerek iman edenler yanında buğzu/nefreti artırır. İşte Allah, her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.”
Mü’min 36-37.
Firavun (vezirine) dedi ki: “Ey Hâmân! Benim için yüksek bir kule yap. Olur ki ben o yollara (yani), göklerin yollarına erişirim de, çıkıp Musa’nın ilâhını görebilirim. Çünkü ben, onu mutlaka yalancı sanıyorum.” İşte böylece Firavun’un kötü işi kendisine cazip gösterildi ve (doğru) yoldan alıkonuldu. Firavun’un tuzağı elbette yok olacaktı.
Mü’min 38.
O imanlı (adam) dedi ki: “Ey kavmim! Bana uyun ki sizi doğru yola ileteyim.”
Mü’min 39.
“Ey kavmim! Bu dünya hayatı geçici bir faydalanma (ve eğlence)den ibarettir. Âhiret hayatı ise, doğrusu (işte) asıl (devamlı) durulacak yurt orasıdır.”
Mü’min 40.
“Kim bir kötülük işlerse, (ona) ancak o kötülük kadar ceza verilir. (Fakat) erkek ve kadın kim de mü’min olarak sâlih (sevâbı olan) bir iş yaparsa, işte onlar cennete girerler; orada hesapsız rızıklandırılırlar.”
Mü’min 41.
“Ey kavmim! Benim (karşılaştığım) bu ne haldir? Ben sizi kurtuluşa (ve cennete) çağırıyorum, siz de beni ateşe davet ediyorsunuz.”
Mü’min 42.
“Siz beni, Allah’a karşı kâfirliğe/nankörlüğe ve kendileri hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben de sizi O çok üstün, çok bağışlayan (Allah’)a davet ediyorum.”
Mü’min 43.
“Hiç şüphe yok ki beni kendisine çağırdığınız (putlarınız)ın ne dünyada ne de âhirette (ibadete) davet etme (yetkisi ve bağışlama gücü) vardır. Şüphesiz dönüşümüz Allah’adır. (Hareketlerinde) haddi aşanlar, ateş ehlinin ta kendileridir.”
Mü’min 44.
“Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Artık ben işimi Allah’a bırakıyorum. Şüphesiz Allah kulları(nı) çok iyi görendir.”
Mü’min 45.
Nihayet Allah, onu (o imana davet eden adamı), onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu, Firavun taraftarlarını da kötü azap kuşatıverdi.
Mü’min 54.
(Bunu onların) temiz akıl sahiplerine, doğru bir yol rehberi ve bir öğüt olarak (yaptık).