Şimdi asrımızın ilmine sahip kardeşlerimiz var. Bendeniz profesörüm, aramızda profesör dostlarımız kardeşlerimiz var. Seve seve müslümanız. İnanmış olarak, incelemiş olarak, çeşitli tenkitleri bilen, onlara zaman zaman cevap veren insanlar olarak, seve seve cân u gönülden müslümanız. Her tenkit, bizi İslâm'a daha sıkı bağlıyor. İslâm böyle bir din.
İslâm'ın böyle cazip üstünlükleri nelerdir?
İslâm'da en önemli husus, itikattır. Kusurlar, günahlar affolunabilir. Allah'ın, af diye bir müessesesi var. Mağfireti var, rahmeti var. Mühim olan itikattır, bilimsel temeldir, gerçeğin doğru kavranmasıdır. Allah, o gerçek doğru olarak kavranıldığı zaman öteki kusurları bağışlayabiliyor.
İnnellâhe lâ yağfiru en yüşreke bihî ve yağfiru mâ dûne zâlike limen yeşâu. "Allah sadece bu gerçeği kavrayamayanları affetmez. O ilmi gerçeği, yakalayamayanları affetmez. Ötekileri affedebilir, dilediğinin suçunu bağışlayabilir, mühim olan inançtır." O halde bizim de ilk önce bu bilimsel gerçeği, tam kavramamız lâzım.
Küfür, tamamen inkar. Şirk de yanlış bilmek veya ortak koşmak; bir inanç var, tamamen inkar yok ama inanç yanlış. O da kıymetli değil, o da olmaz. İnsanoğlu Allah'ı doğru tanımak zorundadır. Ya doğru olarak tanıyacak ya da tanımazsa affolunmayacak. İnsanın en büyük vazifesi;Yaradan'ını doğru tanımasıdır. Her gün kendisine rızkı, sıhhati, aklı ve her türlü sonsuz nimetleri vereni, mutlaka doğru bilecek. Oradaki hatayı Allah affetmiyor. İslâm'ın ana mantığı budur ve Hz. Âdem atamızdan, Peygamber Efendimiz'e kadar peygamberlerin mücadelesi budur. Bu gerçeği insanoğlu kavrayacak. Eliyle yaptığı taşa; havada gördüğü güneşe, aya ve yıldıza tapmayacak. Çünkü onlar gibi kaç tane yıldız olduğunu, ilim bugün söylüyor. Kaç tane güneş olduğunu, kaç tane güneş sistemi olduğunu, biliyoruz. Doğruyu bulacak. Sonra İslam'da insanların kafasının yanlış olması.
Bir de şeytana tapmak diye bir söz vardır. Lâ ta'büdü'ş- şeytân "Şeytana kulluk etmeyin tapmayın!"
Sonra nefse tapmak: Eraeyte menittehaze ilâhehû hevâhu. Nefsini put edinmek… İnsanlar bazen Allah'a tapınmazlar, Allah'a itaat etmezler. Bazıları şeytana itaat eder, şeytanın emrinde ve buyruğundadır. Bazıları da nefsinin emrinde ve buyruğundadır; ona tapınıyor diye bu hususta dikkat çekiliyor. Bunlara tapılmaması, Allah'tan gayrıya tapılmaması, Allah'ın varlığının ve birliğinin anlaşılması ana temel alınıyor. Hepsi güzel, hepsi akla, mantığa, ilme uygun.