Çoğu kişi doğru düşündüğüne yani düşüncelerinin doğru olduğuna inanır. Kanaatlerimiz bize önceden öğretilmiş oldukları için bunları kritik ve analitik bir şekilde değerlendirmez ve doğru olduklarını savunuruz.
Cehaletinizle yüzleştiğinizde genellikle haklı olmadığınızın farkına varırsınız. Fikirlerinizin doğruluğunu ölçmek için fırsat ararsınız. İnsanların inandıklarının çoğunun önyargı, peşin hüküm, kısmen doğru ve bazen hurafe üzerine kurulu olduğunu fark edersiniz. Rutin olarak kendi kanaatlerinizi sorgulamaya başlarsınız. Kanı veya kanaatleriniz sizi kontrol edemez, siz onları kontrol edebilirsiniz. Böylece entelektüel tevazu -cahilliğinizle baş edebilme- yeteneklerinizi geliştirirsiniz.
Entelektüel tevazu, her zaman ve her yerde neyi bilip neyi bilmediğinizi ayırt edebilmektir. Entelektüel tevazuda ilerleyenler, aklın düşünmekten daha çok bilmek ve deliller aksini ispat ettiğinde ise kendini haklı görmek gibi doğal eğilimleri olduğunun farkındadırlar. Düzenli aralıklarla farklı bakış açılarını açık bir şekilde temsil ettiğin- den emin olarak alternatif bakış açılarıyla düşünür ve onları -bertaraf etmek için değil- anlamak için çaba sarf ederler.
Ünlü Yunan filozofu ve eğiticisi Sokrates (M.Ö 470–399), entelektü- el tevazunun canlı bir örneğiydi. Örneğin:
“Sokrates bir seferinde, adalet, cesaret ve buna benzer kavramları bildiğini sanan bir kişiyle tartışmaya başladı. Sokrates kendine mahsus sorgulamasıyla sorular sorarak çıkarımlarda bulunuyor, karşısındaki bu çıkarımları kabul ya da reddediyordu. Her ikisinin de bildiklerini zan- nettikleri konuları yeterince bilmedikleri ortaya çıktı ve öğrenmek için ortak çaba göstermeye karar verdiler. Sorunu çözemediler fakat bilgi eksikliklerinin farkına vardılar ve araştırmaya devam etme konusunda hemfikir oldular. (s.483)4
“Sokrates, kendi fikirlerinin, sözlerinin ve hareketlerinin tutarsız- lığının farkında olan, diğer insanların da tutarsız olup olmadıklarından şüphe duyan, kendinin bilgisiz olduğunu düşünen, muhataplarını da bu noktada kendisine katılmaya davet eden biriydi. Böylece o ve onunla hareket edenler iyi olan neyse ona sımsıkı bağlı kalıyorlardı. (s.332)” 5
Entelektüel tevazuya sahip olan insanlar nadir bulunur. Bu kişiler bilmediklerinin, bildiklerinden daha çok olduğunun farkındadırlar. Bilgilerinin sınırlarının farkında olarak sürekli daha fazla öğrenmeye, entelektüel yeteneklerini geliştirmeye ve bilgi tabanlarını genişletmeye çalışırlar.
Bugün dikkat edeceğiniz şey: Entelektüel kibir…
… gerçekte doğruluğunu bilmediğiniz bir şeyi yüzde yüz doğruymuş gibi savunma eğilimidir. Bilgi kaynağının sınırlarını ve önyargılarını keşfetmeye çalışın. Ahkâm kesenlerin tartışmalarında kullandıkları, çarpıttıkları veya göz ardı ettikleri bilgileri sorgulayın. Medyada oku- duğunuz ve gördüğünüz şeyleri sorgulayın. İddia edilen “haberlerin” güvenilirliğine dikkat edin. Haberi “üreten” kaynakları sorgulayın. Çarpıcı bir açıklama yapacağınızı hissettiğinizde durun ve iddia ede- ceğiniz şey hakkında gerçekten ne kadar bilginiz olduğunu kendinize sorun.
Entelektüel tevazuyu geliştirme stratejileri:
1. Kanaatinizin doğru olduğuna dair herhangi bir delil bulamadığınızda, “Yanlış düşünüyor olabilirim ama düşündüğüm şey...” veya “Bu zamana kadar inandığım...” veya “Bu konuda sınırlı bilgim dâhilinde derim ki...” demekle başlayın.
2. Deliliniz olmamasına rağmen fikirlerinizi ne zaman ve hangi sıklıkla savunduğunuzu görmeye çalışın. Bunu niye yaptığınızın bilincinde olun.
3. Doğru olduğuna kesin olarak inandığınız sosyal, kültürel, siyasi, dini vb. düşüncelerinizi sağlam delillerle temellendirin.
4. Daha önce dikkate almadığınız bakış açılarını temsil eden alternatif bilgi kaynakları bulun.
5. Yeni düşünceler “keşfetmekten” ve yeni anlayışlara açık olmaktan korkmayın.
6. Çok iyi tanıdığınızı sandığınız bir kişi hakkında kesin bildiklerinizin bir listesini yapın. Sonra, o kişi hakkında doğru olduğunu düşündüğünüz ancak emin olmadığınız şeylerin bir listesini yapın. Daha sonra o kişi hakkında bilmediklerinizin bir listesini yapın. Eğer o kişiye güveniyorsanız yaptığınız listeyi gösterip doğruluğunu kontrol ettirebilirsiniz. Aldığınız geri bildirimlerden elde ettiğiniz yeni anlayışlar ve içgörüler nelerdir?
Düşünme zafiyetlerimizi gösteren sorular:
• Kendim, belirli bir durum, başka bir kişi, ülkem veya dünya gidişatı hakkında gerçekten ne biliyorum?
• Önyargılarım ve peşin hükümlerim ne ölçüde düşüncelerimi etkiliyor?
• Doğru olduğundan emin olmadığım kanaatlerimin ne ölçüde etkisi altındayım?
• Eleştirmeden kabul ettiğim şeyler, beni olayların içyüzünü görmekten nasıl alıkoyuyor?
• Bugüne kadar içinde yaşadığım kültür, gelenekler, eğitim sistemi ve benzerlerinin çizdiği sınırların ötesinde düşünmeyi hiç denedim mi?
• Başka görüşler, alternatif bakış açıları hakkında ne kadar bilgi sahibiyim?
• Doğduğum günden bu yana yetiştiğim çevre, ebeveynlerim, eşim, kültürel çevrem, siyasi görüşlerim vb. kanaatlerimi nasıl biçimlendirdi?