İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İmsak04:13 Güneş05:53 Öğle13:06 İkindi16:57 Akşam20:09 Yatsı21:42
Hava - Hava durumuParçalı Bulutlu 10°C Nem %72
Türkçe
5 Zilka'de 1446 3 Mayıs 2025 Cumartesi
5 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
04:13 05:53 06:38 13:06 16:57 20:09 21:42
Giriş Yap

070.Bakara (142)

Tefsir Sohbetleri

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû!

Mukaddes beldelerden Mekke-i Mükerreme'den hitap ediyorum.

Allah'a hamd ü senâlar olsun: Öyle bir yerden hitap ediyorum ki camından Kâbe-i Müşerrefe'nin etrafındaki Mescid-i Haram'ın büyük bir kısmı çok mükemmel bir şekilde görülüyor. İki kat yukarıda da, kaldığımız otelin misafirlerin oturması için geniş bir mekânı var. Onlar lobi diyorlar ama biz ne diyeceğiz bilmiyorum. Misafirlerin ferah bir şekilde oturması için gerekli yer.

Bir tarafından bakıyorsunuz Mescid-i Haram önünüzde. Biraz da ona yukarıdan bakıyorsunuz. Yarım kuşbakışı bir görünüm, çok tatlı. Arkadaşlara;

"Bunun görünümünü tespit edin, sonra Türkiye'deki kardeşlerimize televizyonla veya başka vasıtalarla aktarırsınız." dedim. Çok duygulandırıcı bir hoş, mübarek manzara!

Otelin on altıncı katı.

Otel yerine Türkçe ne diyelim?

Misafirhanenin, konaklama yerinin en üst katı, on altıncı katı.

Bir cephesinden Mescid-i Haram görülüyor; minareleriyle, en üst katındaki insanlarla, aşağıda çevresindekilerle… Mesfele tarafından; Mesfele tarafı dediğimiz, Yemen tarafı, güney tarafından güzel görünüyor.

On altıncı katın diğer tarafındaki camlarından baktığınız zaman o tarafta da öndeki dağların, Mekke'nin tepelerinin arkasından Cebel-i Sevr görünüyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'le hicret ederken düşmanı şaşırtmak, izi belli etmemek için -tabii Medine-i Münevvere'ye giderken kuzeye gitmek lazım idi- ama şaşırtmak için tamamen Yemen tarafına, güneye doğru gitmişler ve Sevr Dağı'na varmışlar. Tamamen kayalık, çıkılması zor bir dağ. Tepesinde bir mağaraya saklanmışlar.

Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in çobanı da sürülerini o taraflarda yayıyor gibi yapıp onların taze süt sağıp içmesini sağlamış. Müşrikler ona rağmen oraları da arayıp oralara kadar gelmişler. Demek ki ne kadar büyük hırsları var, gözleri ne kadar dönmüş! Oralara kadar çıkmışlar. Hatta Peygamber Efendimiz'in saklandığı mağaraya [kadar gelmişler]. Biz evvelki seneler oraya çıkmıştık, ziyaret etmiştik. Bir kardeşimiz de burada bizim hatıramız kalsın diye oraya bir seccade bırakmıştı. Oraya da girmiştik.

Orada Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in çok telâşlandığı sırada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in şahane mübarek sözü, hiç unutulmaması gereken bir söz:

"Niye telaş ediyorsun? Bir iki kişi ki üçüncüleri Allah! Yanlarında Allahu Teâlâ'nın hıfz u himâyesi bulunan iki kimsenin durumuna ne telaşlanıyorsun? Onlardan bir zarar gelebilir mi?!.." buyuruyor.

Bu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Allah'ın hak peygamberi olduğunun en bariz delili. Çünkü hayatın tehlikede olduğu bir zamanda bu kadar rahat olmak ve bu kadar kuvvetli bir sözü söylemek için bunu söyleyen kişinin ancak hak peygamber olması lazım!

Musa aleyhisselam da, Firavun'un ordusu arkadan gelip bunları suyun kenarında sıkıştırdığı zaman, Musa aleyhisselam'ın ashâbı;

İnnâ lemüdrekûne. "Eyvah, yakalanacağız!" dediği zaman;

Kâle kellâ inne meiye rabbî seyehdîni. "Hayır, yakalanma diye bir şey bahis konusu olamaz! Rabbim benimle beraber, O bize bir yol gösterecek!" demişti.

Aynı iman! Hak peygamber olunca işte böyle oluyor! Bunu herkes anlasın!

Buradan bizim Musa aleyhisselam'ı da ne kadar sevdiğimizi, "Musa aleyhisselam'a mensubuz!" diyenler anlasınlar da insafa gelsinler diye bunları söylüyorum.

Sevr Dağı'nın tepesi görülüyor. Öyle bir şahane manzara ki on altıncı kattan iki zıt istikâmet, ikisi de güzel. Bir tarafa bakıyorsunuz; Mescid-i Haram, bütün haşmetiyle önünüzde, göz, gönül dolduran kocaman bir manzara karşınızda! Öbür tarafa bakıyorsunuz; yakın Mekke tepelerinin arkasında, en yukarıda, en yüksek, arkada Sevr Dağı! Peygamber Efendimiz'in saklandığı mağaranın olduğu, güvercinin yuva yaptığı, örümceğin ağ gerdiği mağara var.

Böyle güzel bir yerden tam yevm-i terviyede size konuşma yapıyorum.

Bakara Sûre-i Şerîfesi'nin 142. âyet-i kerîmesi. Devamı konu bakımından ilişkili olmakla beraber, tam Mina yolcusu olma durumunda bulunduğumuzdan bugünkü sohbetimizde sadece bu âyet-i kerîme üzerinde sohbet etmek istiyorum.

Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ hazretleri Bakara Sûre-i Şerîfesi'nin 142. âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki;

Seyekûlü's-süfehâü mine'n-nâsi mâ vellâhüm an kıbletihimülletî kânû aleyhâ kul lillâhil-meşriku ve'l-mağribu yehdî men yeşâü ilâ sırâtin müstakîm.

Bakara, 142.

Sadakallâhül-azîm.

Önce âyet-i kerîmenin mealini, hangi konuda olduğunu anlayalım diye kısaca bilgi olarak verelim, sonra açıklamaları yapalım:

Seyekûlü. "Diyecekler."

Se, şimdiki veya geniş zamanın fiilini istikbale götüren, mânayı nakleden bir ön takı.

Yekûlü. "Der ki…" veya "Diyor ki…" demek; muzârî siygası Arapça'da hem şimdiki zamana, hem geniş zamana tekabül eder.

Seyekûlü's-süfehâü. "Akılları hafif olan, hikmete sahip olmayan, mâkul ve mantıklı düşünemeyen sefih kimseler, sefahat ehli kimseler diyecekler ki…"

İçki içildiği zaman insan içkiyi Allah'a isyan ederek içiyor, ondan dolayı bir akılsızlık oluyor, akıl hafifliyor. Hem de içki içtiği zaman aklı örttüğünden, akıl mantık kalmadığından, sarhoşun zırvaları başladığından öyle kimselere de "sefih" diyorlar. Aklı hafif, muhakemesi mâkul ve mantıklı olmayan, akılsız kimse demek ama akılsızlığı bu tarzda! Dünyevi işleri belki şeytanca güzel yapar, ticaretini, adam kandırmasını yahut dünyevî menfaatini kollamakta, haramı yemekte her türlü şeytanlığı bilir ama doğruyu düşünemeyip hakka isabet edemediği için sefih!

"Sefihler yakın bir zamanda hemen diyecekler ki..."

Çünkü se geldiği zaman yakın istikbal olur, sevfe geldiği zaman uzak istikbal olur. Sevfe yekûlü deseydi, çok ilerideki bir istikbalde demek olurdu; öyle dememiş.

Seyekûlü. "Hemen böyle bir konuşmayı başlatacaklar, hemen diyecekler!"

Seyekûlü's-süfehâü mine'n-nâsi. "Akılsızlar, beyinsizler, aklı kıtlar veya mâkul, akıllı olmayanlar, doğru düzgün düşünemeyenler, ağırbaşlı olmayanlar, hafif meşrep hafif akıllılar; insanlardan böyle olanları diyecekler ki..."

Böyle olmayanlar [kimler]?

Hakîmler, hikmet sahibi, her konuştuğunu hikmetle konuşan; düşündüğü zaman iyi düşünen, konuştuğu zaman isabetli konuşan; halifeyi makama getiren, icabında hâl eden kimselere de hâll ü akd erbabı deniliyor. Tabii onlar demezler. Bunu dese dese aklı ve mantığı, ahlâkı ve hâli hafif olanlar der.

Onlar diyecekler ki;

Mâ vellâhüm an kıbletihimülletî kânû aleyhâ. "Bunları yönelmiş oldukları kıbleden başka tarafa ne çevirdi?

Mâ, "ne" mânasına soru edatı.

Mâ vellâhüm. "Bunları ne çevirdi?"

Nereden?

An kıbletihimülletî kânû aleyhâ. "Kıblelerinden ki o kıble üzerindelerdi, namazı öyle kılıyorlardı. Bu üzerinde oldukları kıbleden bunları başka tarafa kim çevirdi?"

Düşüncesi kıt, hafif meşrep olanlar böyle diyecekler.

Kul lillâhil-meşriku ve'l-mağribu. "Ey Resûlüm! Sen onlara de ki; Güneşin doğuş tarafı doğu da, güneşin batış tarafı batı da Allah'ın mülküdür! Yeryüzü Allah'ın mülküdür. Yerler gökler Allah'ın mülküdür. Doğu batı, semtler, cihetler, coğrafi yönler; hepsi Allah'ındır."

"Sizin itirazınızın bir değeri yoktur. Cenâb-ı Hak ne dilerse öyle yapar, öyle emreder. Kullarına nereye dönmeyi uygun bulursa o tarafa döndürür. Ne olacak, sebebini niye soruyorsunuz?"

Yehdî men yeşâü ilâ sırâtın müstakîm. "Dilediklerini, kimleri diliyorsa onları hidayete erdirir, doğru yola sevk eder!"

Demek ki Cenâb-ı Mevlâ dilediklerini doğru yola sevk eder, dilemediklerini sevk etmez. "Hidayet Allah'tandır." demek budur. Allahu Teâlâ hazretleri bazı kullarına hidayeti vermiyor. Kendisi Hâdî; hidayet edici, hidayet verici, doğru yola sevk edici olduğu hâlde; gönülleri aydınlattırıp akılları uyandırıp doğruyu buldurduğu hâlde, bazı kimselere hidayeti vermiyor! Hidayet Allah'tandır, Allah dilediğine hidayeti verir.

O zaman; "Bu neden oluyor?" diye düşünmek lazım!

Allahu Teâlâ hazretlerinin hükmüne itiraz hiçbir kulun harcı değildir, haddi de değildir. Edebe uygun değildir, gücü de yoktur!

Lâ yüs'elü ammâ yef'alü ve hüm yüs'elûn. "Yaptıklarından kimse ona sorgu sual açamaz, ama kullar sorgu suale maruzdurlar!"

Kul gibi değil, âlemlerin Rabbine kimse soramaz ama hikmetini anlaması lazım!

"Rabbimiz niçin böyle yapıyor?.."

Bir kere şunu çok iyi bilelim ki bu konularda etraflı düşünmek, isabetli karar verebilmek için dini, geniş bilmek lazım! Bazı yeri bilip de öbür tarafı göz ardı ederse insan doğru bir hükme ulaşamaz. Bütün delilleri toplamak lazım!

Bir kere biliyoruz ki Cenâb-ı Hak Erhamür-râhimîndir, merhametlilerin en merhametlisidir. Merhametlilere merhameti ihsan edendir. Dünyada bütün kullarına Rahmanlığıyla rızkını verip merhamet edendir. Âhirette de mü'min kullarına cennetini verip taltif edendir. Kulun günahlarını affedendir.

Ve mâ ene bi-zallâmin li'l-abîd. "Ben kullarıma asla zulmedici bir Mevlâ değilim, zulmetmem!" buyuruyor.

Cenâb-ı Hakk'ın işlerinde zulüm yok, hepsi lütuf! Ama adâlet-i ilâhiyye iktizası, bazıları suçluların cezasını vermek tarzında! Birçoğu lütuf! Bir kısmı da çok suçlu ve edepsiz olduğundan, adaletine göre muamele ediyor, adaletini icrâ ediyor; suçunun cezasını veriyor.

Çünkü aslında zerre kadar iyilik yapan iyiliğinin karşılığını görecek, zerre kadar kötülük yapan kötülüğünün cezasını çekecek olduğundan mü'min de adaletinin cûşa gelişiyle cennete giriyor. Yine kul iyilik ettiğinden, iyi kulluğun karşılığı, muadili iyilik olduğundan cennete sokuyor ama mükâfatı çok vererek sokuyor. Kötü kulluğun karşılığı da yine adaletinin iktizası ceza olduğundan onları da cehenneme atıyor.

Cenâb-ı Hak bazı kullara niye hidayet etmiyor?

Çünkü edepsizlik ediyorlar!

Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti gökten yağmur gibi yağıyor. Zaten biz yağmura da rahmet demişiz; çünkü yeryüzüne çok faydası var, bizlere çok faydası var. Rahmeti yağıyor ama bazı kimselerin kapları ters çevrilmiş olduğundan içine rahmet girmiyor.

Kazanı ters çevirirsen, tepsiyi, kâseyi ters çevirirsen içine yağmur suyu birikir mi?

Hiç gelmez, çünkü ters çevrilmiş.

Kullar cezalı duruma kendilerini düşürdüklerinden;

Ve lâkinnen-nâse enfüsehüm yazlimûn.

İnsanlar kendileri kendilerine zulmetmiş olduğundan Cenâb-ı Hak; "Siz madem böyle edepsizlik yaptınız, haydi bakalım, ne hâliniz varsa görün!" diye onları doğru yola sevk etmiyor. İyi niyetli, haddini bilen, edepli olanları da; "Siz iyi niyetlisiniz, haddinizi biliyorsunuz, edepli hareket ediyorsunuz, güzel huylusunuz; ama yanılıyorsunuz, şu tarafa dönerseniz doğru yol bu taraftadır." diye hidayet ediyor.

Demek ki hidayete ermek, edepli kul olmanın mükâfatıdır. Cenâb-ı Hakk'ın hidayetini vermemesi de kulun edepsizliğinin cezasıdır. Kendisinin ettiğinin kendisini cezalandırmasıdır. Edepsizlik etmeseydi Cenâb-ı Hakk'ın lütfuna erecekti. Çünkü Erhamür-râhimîn! Ama edepsizlik ettiğinden; "Madem öyle, bu kadar edepsizsin, o zaman çek cezanı!" diye Cenâb-ı Hak hidayet vermiyor.

Yehdî men yeşâü ilâ sırâtın müstakîm. "Cenâb-ı Hak dilediğini sırat-ı müstakîme, dosdoğru yola sevk eder; dilemediğini de sevk etmez."

Edepsizlik ederse Allah'ın âyetlerini görür görür de yine inat ederse hakkın ne olduğunu bildiği hâlde inkâr ederse Resûlullah'ın hak peygamber olduğunu bildiği hâlde inkâr ederse hatta kendi inandığı kitabından; "Âhir zaman peygamberi gelecek, vasıfları şunlar olacak!" diye bildiği hâlde; hatta gelmeden önce; "Böyle bir peygamber gelecek!" diye Araplar'a kendileri söylediği hâlde, peygamber geldikten sonra inanmayanlar, artık çok büyük edepsizlik etmiş oluyorlar! İnat etmiş, hased etmiş oluyorlar!

Haset, inat, edepsizlik, insanın tevfîkinin kesilmesine, Allah'ın lütfuna mazhar olmaktan mahrumiyete sebep olur. Onun için Cenâb-ı Hak onlara;

"Pekâlâ, siz bu kadar edepsizlik ediyorsanız ben de size hidayet vermem!" diye hidayet eylemiyor. Ondan dolayı da onlar küfürde kalıyorlar, sonunda cehenneme gidiyorlar. Hidayet verseydi cennete gideceklerdi, [vermeyince] sonunda cehenneme gidiyorlar.

Demek ki inkâr etmek, imansız olmak, günah yolunu tercih etmek, hak ve bâtıl belli olduktan sonra bâtılın yanında yer almak, hakla savaşmak; Allah'ın iyi kullarına, başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere evliyâullaha, salihlere zulmetmek veya karşı gelmek, haksızlık etmek, düşmanlık eylemek sonunda insanı cehenneme götürür. Hadis-i kudsîde Cenâb-ı Hak buyuruyor ki;

Men a'dâyî veliyyen fekad azentühû bi'l-muhârebe. "Benim evliyâmdan, sevgili kullarımdan bir kula ezâ cefâ veren, vermeye kalkışan kimseye ben harp ilan ederim."

Cenâb-ı Hakk'ın harb-i ilâhîsine mâruz olur, cünûd-u ilâhînin hücumuna mâruz kalır, mahvolur, perişan olur. Demek ki akılsızlar diyeceklermiş ki;

"Evvelce başka kıbleye doğru dönüyorlardı, sonra başka tarafa döndüler. Bunların bu üzerinde bulundukları kıbleyi bırakıp da yeni kıbleye dönmelerinin sebebi ne, ne sebeple dönüyorlar?"

Allah emretti de ondan! Cenâb-ı Hak dilediğini doğru yola iletir.

Bu âyetlerin iniş sebebini alimlerimiz şöyle anlatıyor:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Mekke-i Mükerreme'deyken, hicretten önce kendisine namaz emrolunduğu zaman Mescid-i Haram'a gelirdi, iki rüknün arasına doğru namaz kılardı.

İki rükünden -rükneyn- maksat nedir?

Kâbe'nin iki köşesi: Birisi Hâcer-i Esved'in olduğu köşe, ötekisi de tavaf esnasında Hâcer-i Esved'in olduğu köşeye gelmeden önceki köşe! Onun adı da Rükn-ü Yemânî'dir.

Peygamber Efendimiz Kâbe'yi tavaf ederken Rükn-ü Yemânî'ye gelince orayı da istilâm ederdi, el kaldırıp Bismillâhi Allâhu ekber diye oraya da selam verirdi. Çünkü orada da çok muazzam miktarda melekler bekleşirlerdi. Oradan Hâcer-i Esved'e doğru olan kenarda, o arada namaz kılardı.

Hâcer-i Esved'in olduğu köşe, Kâbe'nin aşağı yukarı -biraz açı farkı vardır ama- doğu tarafıdır. Ondan sonraki köşe kuzey tarafıdır, ona da Rükn-ü Irâkî derler. Haritadan bakılsa Irak tarafına doğru olan köşe olmuş oluyor. Oradan yarım daire şeklindeki Hicr-i İsmâil, Hatîm de denilen duvar başlıyor. İnsanın göğsü hizasına kadar yükseklikte yarım daire şeklinde iki ucu açık bir duvar. İki taraftan içi kısmına geçilebiliyor.

Tavaf ederken Hatîm'den sonra gelen köşeye de Rükn-ü Şâmî derler. O da Suriye'nin Şam tarafına doğru olmuş oluyor. Orası da batıya doğru bakıyor.

Rükn-ü Irâkî ile Rükn-ü Şâmî arasında yukarıya baktığımız zaman altınoluk vardır. Kâbe-i Müşerrefe'nin üstüne yağan yağmuru Hicr-i İsmâîl'e akıtan uzunca bir oluktur. Altından yapılmıştır. Altınoluk, Kâbe'nin mübarek üstünde biriken yağmurları o avluya döker, buna derler. Yağmur yağdığı zaman oradan Kâbe'nin üstünde birikmiş tozlar geliyor diye ziyaretçiler Hicr-i İsmâil'in içine girip onun altında ıslanmağa can atarlar.

Daha ilerlediğiniz zaman Rükn-ü Şâmî'den sonra gelen köşe Rükn-ü Yemâni'dir. Orası da güneye düşüyor. Ama yönler biraz kayıktır, coğrafî yönlerle tam tamına değil.

Peygamber Efendimiz Rükn ü Yemânî ile Rükn-ü Hacer Hâcer-i Esved arasında namaz kılardı. Müezzin mahfeli derler, bizim Türk hacılarımız orada toplanırlar. Cumayı da üst katta müezzin mahfelinin üstünde kılarlar, birbirleriyle cumalaşırlar; âdetleri öyle olmuş.

Peygamber Efendimiz o müezzin mahfelinin olduğu tarafta namaz kılardı.

Böylece neyi sağlamış oluyordu?

Hem Kâbe-i Müşerrefe'ye bakmayı sağlamış oluyordu hem de güneyden kuzeye doğru bakmış olduğundan Kudüs-ü Şerîf'e dönmeyi sağlamış oluyordu.

Kudüs-ü Şerîf'ten de asıl maksat nedir?

Hz. Ömer radıyallahu anh'ın yaptırdığı binanın altındaki mübarek Beyti'l-Makdis, Beytü'l-Makdis'in kayasıdır. Bir tarafında Mescid-i Aksa vardır bir tarafında da eğri bir kaya vardır ki buna Lisânü'l-Hacer derler. Kayanın dil şeklindeki uzantısıdır. Altı bir oda gibi yapılmış. Ben ziyaret etmedim, Allah hepimize nasip etsin. Kitaplardan bildiğimi söylüyorum. Altına merdivenle inilebiliyormuş, namaz kılınabiliyormuş.

Peygamber Efendimiz oradan miraca çıkmış. Üstündeki bina daha sonraki devirlerde yapılmıştır.

Peygamber Efendimiz müezzin mahfeli tarafından Kâbe'ye baktığı zaman, karşısında Kâbe, yüzlerce, binlerce kilometre ileride de Kudüs'teki Beytü'l-Makdis'in kayalığı olmuş oluyor. Peygamber Efendimiz namazı böyle kılardı.

Medine-i Münevvere'ye gelince Cenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri yine Kudüs-ü Şerif'e teveccühen, müteveccihen yönelmiş olarak namaz kılmayı Peygamber Efendimiz'e emreylemişti. Efendimiz o emir üzerine o tarafa dönerek namaz kılardı. Medine'de Şam tarafına, kuzeye dönerek namaz kılardı. Yahudiler de bundan memnun olmuşlardı. Çünkü Beytül-Makdis'e, Kudüs'e sahipleniyorlardı. "Orası bizim peygamberlerimizin yaşadığı yerler…" filan diye düşünüyorlardı. Onun için Peygamber Efendimiz'i kastederek; "Bu zât da oraya döndü." diye seviniyorlardı.

Peygamber Efendimiz de İbrahim aleyhisselam'ın kıblesi olan Kâbe'yi seviyordu, Kâbe'ye dönmek istiyordu. "Kâbe kıble olsun, İbrahim aleyhisselam'ın kıblesi tekrar bizim kıblemiz olsun!" diye dua ediyor, temenni ediyordu. O arzu, o temenni ile göğe bakıyordu. Mübarek gözlerini semaya çevirip bakıyordu, semaya nazar ediyordu. "Cebrail aleyhisselam gelse de duamın kabulüne dair bir müjde getirse de kıble o taraf olsa..." diye temenni ediyordu.

Bunun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri âyet-i kerîme indirdi:

Kad nerâ tekallübe vechike fi's-semâi'. "Ey Resûlüm! Biz senin zaman zaman yüzünü, mübarek gözlerini semaya çevirdiğini müşahede eylemekteyiz, görüyoruz."

Fevelli vecheke şetra'l-mescidi'l-harâmi. "O hâlde madem o kadar arzu ediyorsun, dua ediyorsun; ben senin duanı kabul ettim. Ey Habib-i Edîbim! Yönünü Kâbe'ye dön

Felenüvelliyenneke kıbleten terdâhâ. " Sen madem bu kadar istiyorsun, muhakkak ki ben Azîmüşşân, senin razı olduğun kıbleye seni döndüreceğim!"

Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir!" diye emretti.

Kâbe-i Müşerrefe'ye doğru dönmeyi, Efendimiz'in gönlünden temennisi üzerine emretti. Resûlullah Efendimiz fevkalâde sevindi. Atası, atamız, dedemiz İbrahim aleyhisselam'ın bina ettiği Kâbe'ye dönülmekten, dönülmesinden son derece memnun oldu.

Onlar memnun oldu, bizler memnun olduk ama yahudiler memnun olmadılar. Müşrikler kendi ellerine fırsat geçti diye düşündüler. Başladılar bu olumsuz soruyu sormaya:

Mâ vellâhüm an kıbletihimülletî kânû aleyhâ. "Daha önce döndükleri kıbleden bunları hangi sebep döndürdü?" dediler.

Bal gibi biliyorlardı. Allah emretti, müsaade etti, lütfetti, İbrahim aleyhisselam'ın mescidine döndüler. Gayet basit!

Ne döndürmüş olacak?!..

Allah'ın emri döndürdü! Resûlullah Efendimiz o tarafa dönmeye başladı.

Şimdi bu sözü söyleyenler;

Seyekûlüs-süfehâü mine'n-nâs. "İnsanlardan aklı yetmez, aklı hafif, ahlâkı hafif, hafif meşrep, iyi düşünmeyen, akıbetini düşünemeyen, edebi olmayan insanlar yakın zamanda böyle diyecekler!"

Zaten hemen dediler, bu kıble değişir değişmez dedikoduya başladılar. Allahu Teâlâ hazretleri diyor ki;

"Hiç onların sözlerine kulak asma! Ey Resûlüm, onlara de ki; Yeryüzünün her tarafı Allah'ındır. Doğusu da Allah'ındır batısı da Allah'ındır. Hangi yöne döndürse o yön, o emir [muteberdir]!"

Mühim olan emri tutmaktır. Oradan sevap alacaktır. Bir âyet-i kerîmede;

Fe eynemâ tüvellû fesemme vechullâhi.

Bu çok muhteşem bir âyet-i kerîme, muhteşem bir hakikati bize bildiriyor. Tüylerimizin diken diken olması lazım, ürpermemiz, heyecandan titrememiz lazım.

"Yönünüzü nereye çevirseniz Allahu Teâlâ hazretleri oradadır!" buyuruyor.

Allahu Teâlâ hazretleri cihetlerden, mekândan münezzehtir. Kula şah damarından daha yakındır, yönünü nereye dönse oradadır. Her yerde hazır ve nazırdır. Binaenaleyh "Şurası olur, burası olmaz…" gibi bir itiraz da geçerli değildir. Çünkü her şeye kudsiyeti veren Allah'tır! Beytü'l-Makdis'e de mukaddesliği veren, oraya dönüşü de emreden Allah'tır!

Bir büyük değişimin olduğunu bildirmek için herkes bilsin diye bu sefer Kâbe'ye dönülmesini emretti.

Tamam, ne olacak?..

Herkes oraya dönecek, herkes söz dinleyecek ve Allahu Teâlâ hazretlerinin emrine münkad olacak.

Kulların yapması gereken şey Allah ne buyurursa;

Semi'nâ ve eta'nâ, [İşittik ve itaat ettik.] demektir. İtiraz etmek değildir!

"Niye böyle oluyor, neden böyle oluyor? Ben bunu yapmak istemiyorum, ötekisi daha iyiydi..." Bu gibi itirazlar uygun değil!

Onun için büyük evliyâullahtan, mürşid-i kâmillerden bir tanesi müritleri üçe ayırmış. Adam olmak isteyen, doğru yola, hidayet yoluna girip de iyi bir kul olmak isteyen, irşat olmak isteyen kimseleri, isteklileri, müritleri, talipleri, sâlikleri üçe ayırmış:

Mürîd-i mutlak: Tam, kayıtsız şartsız mürit. Şeyhi ne derse emri tutuyor, eğitimi yapıyor. Hocası ne derse talebe onun dediği gibi yapıyor.

Mürid-i mecâzî: "Mürit" demişler ama aslında "mürit değil" demek. Şeyhi bir şey diyor, o itiraz ediyor. Şeyhi; "Öyle yapın!" diyor, o başkasını yapıyor. Şeyhi alim, mürşit, evliyâullahtan bir zât; "Aman evlâdım, şunu yapmayın!" diyor, [o] yapıyor. "Evlâdım, şunu şunu yaparsanız Allah'ın rızasını kazanırsınız!" diyor, onu da yapmıyor!

Bu aslında mürit değil, doğru yola gitmek istemiyor. Müritler arasına girmiş, kendisini mürit sanıyor, müritlik taslıyor. Mecâzî mânada buna mürit deniyor ama bu hakiki mânâsıyla mürit değil demek.

Mürîd-i mürted: Tip olarak müridlerin bir kısmı da mürîd-i mürteddir. Şeyhinde kendi fikrine ters düşen, aklına mantığına uymayan bir şey gördüğü zaman bırakıp giden, dönüp giden, yoldan vazgeçendir.

Tabii senin aklın mürşitten daha fazla olsaydı sen mürşit olurdun! Senin ihtiyacın var. O okumuş, sen okumamışsın; o biliyor, sen bilmiyorsun. O ermiş, sen ermemişsin; o yetişmiş, sen yetişmemişsin. Sen acemisin, o tecrübeli. Elbette dinleyeceksin! Kılavuzun sözünü dinleyecek ki doğru yola varsın.

Beğenmediği bir şey olunca gidiyor!

Ankara'da iken biz Allah'ın âyetlerini okuyorduk; birisi hazmedemedi camiye gelmemeye başladı.

"Allah böyle mi buyuruyor?"

Evet, böyle buyuruyor. Allah'ın emri bu, Allah'ın emri tutulacak."

"Allah'ın emri mi tutulacak?"

Evet, Allah'ın emri tutulacak!

Şaşırdı kaldı. Ondan sonra da camiye gelmedi. Müslüman, Allah'ın emrinin tutulmasını anlayamadı!

Allah'a isyan etmek için mi kulluk ediliyor? Allah bize kulluğu öyle mi emretti? Kulun görevi Allah'a isyan mı etmektir?!..

İşte böyle, sonuç itibariyle [müslüman,] Allah ne emrederse onu yapar.

Askerliği düşünelim!

Komutan askere der ki;

"Şu tepeye hücum edin!"

Herkes o tarafa hücum eder. Sonra komutan yeni bir durum tespit eder. Bilgi verir, işaret eder veya nasıl anlaşacaksa haber gönderir, der ki;

"Şimdi şu tarafa hücum edin!"

"Daha önce bu tepeye hücum et demiştin, şimdi neden o tarafa gidiyoruz? Ben senin komutanlığını tanımıyorum!.."

Öyle şey olur mu?.

Komutan onu gördü, düşmanın öbür tarafa kaydığını anladı; "Aman yolunu keseyim!" diye şimdi "Şu tarafa gidin!" diyor. Buna benzer bir şey!

Askerlik bazı şeyleri çok güzel anlatabiliyor. Bazı insanlar bunları anlıyorlar, bazıları anlamıyorlar.

Bazıları Peygamber Efendimiz'e tenkit gözüyle baktı. Bazıları [hak] olduğunu anladığı hâlde inadından tâbi olmadı! Bazıları da duasını almak istiyorlar, duasını almak için çeşitli oyunlar kuruyorlar. Geçenki sohbetimde söylediğim gibi, biliyorlar ki duası müstecâbdır. Ama; "Madem duası müstecâb, Allah'ın makbul kulu; şuna tâbi olalım…" diyemiyorlar. Çünkü edepsizlikten dolayı Allah hidayeti nasip etmiyor. Hidayeti nasip etse cennete girecek. Cennete layık olmadıklarından, Allah cennete sokmak istemediğinden gözlerini açmıyor, gönülleri kör kalıyor, bâtılı hak sanıp bâtıl yolda yürüyorlar, helâk oluyorlar.

Tabii bu insanlar böyle yapmış diye biz bunun dedikodusunu mu yapacağız?

"Tarihte olmuş bir şey, bana ne, olmuş bitmiş! Benim için şimdiki benim kendi öz hayatım ve benim öz istikbalim önemlidir." demeliyiz. "Biz de Cenâb-ı Hakk'ın rızasını nasıl kazanacağız, ne yapmalıyız?" demeliyiz.

Aziz ve sevgili dinleyiciler!

Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmanın yolu Allah'a itaat etmek değil midir? Allah'a isyan edilerek Cenâb-ı Hakk'ın rızası kazanılır mı?!..

Diyeceksiniz ki;

"Elbette hocam, Allah'a itaat edilerek Allah'ın sevgisi, rızası kazanılır."

Pekiyi Allah'a itaat etmenin yolu, şekli nedir? Allah bana ne emrediyor da ben ona itaat edeceğim?

Allah'ın emirleri Peygamber Efendimiz'e vahiy yoluyla bildirilmiş Kur'ân-ı Kerîm'idir. Kur'ân-ı Kerîm'i okuyacaksın, Kur'ân-ı Kerîm'de belirtilmiş olan günahlardan, kötülüklerden kaçınacaksın. Kur'ân-ı Kerîm'in teşvik ettiği hayırları, iyilikleri yapacaksın, iyi insan olacaksın.

Kur'ân-ı Kerîm'i, Allah'ın emirlerini en iyi anlamış ve anlatmış, insanlara nakletmiş olan insan, insan ı kâmil, en büyük, en mükemmel insan Peygamber-i Zişânımız Muhammed-i Mustafâ aleyhi efdalü's-salevât ve ekmelü't-tahiyyâtü ve't-teslîmât hazretleri olduğundan Resûlullah'a çok dikkatle bağlanacaksın, her sözünü çok iyi dinleyeceksin! Çünkü o Allah'ın Resûlü, o her şeyi herkesten çok daha iyi biliyor; çünkü Allah bildiriyor! Onun sünnetine uyacaksın, onun emrini tutacaksın, onun izinden gideceksin; felâha ereceksin!

İnsan Resûlullah'tan başkasına uyarsa olur mu?

Gidiyorlar, falanca artisti örnek alıyorlar, filanca yazarı örnek alıyorlar, filanca şairin, falanca sanatkârın peşinden gidiyorlar…

Bunlar âciz kullar, bunların içlerinde direk gibi azgın nefisleri var, bunların şeytanları var; bunlar örnek alınmaz. İşte hayatları, işte maceraları, işte rezaletleri, işte kepazelikleri ortada!

Allah'ın seçtiği kulu takip etmek lazım! Günahkâr kulları takip etmek olmaz. Firavun'un peşinden gitmekte bir fayda yok ki! Musa aleyhisselam'ın izinden gitmek lazım.

Her devrin de Firavun'u var, doğru yolu gösteren hak yolun kılavuzları var! Her devirde şeytan var, herkesin içinde dolaşan şeytanı var! İnsanın bunların tehlikelerini bilip kendisini bunlardan sıyırması lazım.

Olgun insan, bilge insan, iradesine sahip insandır. Nefsini yenebilen insandır. Arzularına hâkim olan, kendisini tutabilen insandır, kontrol edebilen insandır. Kontrol edemediği zaman, yanlışa düşer, yıkılır veyahut uçuruma uçar. O bakımdan çok dikkatli olmak gerekir.

Aman bu mübarek günlerde aklımızı derleyelim toplayalım! Kur'an yolunda yürüyelim, Peygamber Efendimiz'in izinden gidelim! Peygamber Efendimiz ne tavsiye etmişse öyle yapalım!

Bu değişiklikler olunca sahâbe-i kirâm merak etmişler:

"Eyvah şimdi ne olacak? Bizden bir kısmı Beytü'l-Makdis'e doğru namaz kıldılar. Bunların namazları ne olacak? Madem Kâbe'ye doğru dönülmesi gerekiyordu, bunların durumları ne olacak?!.." diye tereddüt edenler oldu. O zaman da Allahu Teâlâ hazretleri;

Ve mâ kânellâhu liyudîa îmâneküm. "Allah sizin imanınızla, mü'min olarak yaptığınız amel-i sâlihanızı ziyan edecek değildir!"

Kıblenin değişmesinden evvel o tarafa doğru namaz kılanlara yine Allah sevabını verir! Kıble değiştikten sonra bu tarafa dönenler de hem o tarafın hem bu tarafın sevabını alırlar! Onların amelleri de makbuldür. Çünkü Allah o zaman onu emretmişti, ona tâbi oluyorlardı. Yeni emir gelince berikisine tâbi oldular, iş tamam oldu. Demek ki akıllı, hayırlı müslümanın emredileni tutması lazım.

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri her yerde, her zaman nefsini yenip şeytana kanmayıp hakkı görüp hak yolda yürüyenlerden eylesin. Her işimizi güzel, doğru iş eylesin. Haramlardan günahlardan, Allah'ın rızasına aykırı hâllerden, huylardan, işlerden, yerlerden, kişilerden bizi uzak eylesin. Tertemiz yaşayalım, Allah'ın sevgili kulu olalım, huzuruna sevdiği kul olarak varalım!

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Konuşmamın sonunda bir sevaplı işi de size hatırlatmak istiyorum. Çok hatırlatmıştım ama tam zamanı geldiği için yine hatırlatıyorum:

Hacı kardeşlerimiz müstesna!

Zaten bu konuşmamı onlar belki duyarlar, belki duymazlar; siz duyuyorsunuz:

Hacca gelmemiş olan kardeşlerimiz arefe günü oruç tutarlarsa arefe günü oruç tutmak çok sevaptır! Kurban bayramının arefesinde oruç tutan kimsenin, geçmiş senesinin günahlarını Cenâb-ı Hakk'ın bağışlayacağını Peygamber Efendimiz bildiriyor:

"Geçmiş senenin günahları affolacak, bir de gelecek senenin günahları affolacak!" buyuruyor.

Bunda iki müjde var:

1.Cenâb-ı Hak bir sene daha ömür verecek, demektir.

2.O ömür içerisinde de günahları olursa onları da bağışlayacak, demektir.

Allah hepinizden razı olsun.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû!

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 001.Kur an-ı Kerim in Faziletleri 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 002.Kur an-ı Kerim Tefsirine Giriş 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 003.Kur an-ı Kerim Tefsirine Giriş, Besmele 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 004.Euzü Besmele 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 005.Fatiha (1 - 2) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 006.Fatiha (3) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 007.Fatiha (4) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 008.Fatiha (5 - 7) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 53 playlist like
playlist play 009.Bakara Giriş 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 010.Bakara (1) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 011.Bakara (2) 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 012.Bakara (3) 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 48 playlist like
playlist play 013.Bakara (4 - 5) 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 014.Bakara (6 - 7) 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 015.Bakara (8 - 10) 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 016.Bakara (11 - 13) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 017.Bakara (14 - 22) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 49 playlist like
playlist play 018.Bakara (23 - 24) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 57 playlist like
playlist play 019.Bakara (25) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 020.Bakara (26 - 27) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 56 playlist like
playlist play 021.Bakara (28 - 29) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 022.Bakara (30) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 023.Bakara (31 - 33) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 36 playlist like
playlist play 024.Bakara (34) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 025.Bakara (35 - 36) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 026.Bakara (37 - 39) 16.04.2020 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 027.Bakara (40 - 43) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 51 playlist like
playlist play 028.Bakara (44 - 46) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 52 playlist like
playlist play 029.Bakara (47 - 48) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 030.Bakara (49 - 50) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 49 playlist like
playlist play 031.Bakara (51 - 54) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 58 playlist like
playlist play 032.Bakara (55 - 57) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 033.Bakara (58 - 60) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 034.Bakara (61) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 035.Bakara (62) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 55 playlist like
playlist play 036.Bakara (63 - 66) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 037.Bakara (67 - 73) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 038.Bakara (74 - 77) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 48 playlist like
playlist play 039.Bakara (78 - 82) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 040.Bakara (83) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 55 playlist like
playlist play 041.Bakara (84 - 86) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 042.Bakara (87 - 88) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 043.Bakara (89) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 044.Bakara (90) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 045.Bakara (91 - 96) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 046.Bakara (97 - 98) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 047.Bakara (99 - 101) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 048.Bakara (101 - 103) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 049.Bakara (104 - 105) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 050.Bakara (106 - 107) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 051.Bakara (108) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 052.Bakara (109 - 110) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 053.Bakara (111 - 112) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 054.Bakara (113) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 49 playlist like
playlist play 055.Bakara (114 - 115) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 51 playlist like
playlist play 056.Bakara (116 - 117) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 057.Bakara (118 - 119) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 058.Bakara (120 - 121) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 059.Bakara (122 - 123) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 060.Bakara (124) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 54 playlist like
playlist play 061.Bakara (125) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 062.Bakara (126) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 063.Bakara (127 - 128) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 064.Bakara (129) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 065.Bakara (130 - 132) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 54 playlist like
playlist play 066 Bakara (133 - 134) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 067.Bakara (135) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 068.Bakara (136 - 138) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 069.Bakara (139 - 141) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 071.Bakara (143) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 49 playlist like
playlist play 072.Bakara (144 - 147) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 073.Bakara (148 - 150) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 074.Bakara (151 - 152) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 075.Bakara (153 - 154) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 076.Bakara (155 - 157) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 077.Bakara (158) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 078.Bakara (159 - 162) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 079.Bakara (163 - 164) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 080.Bakara (165 - 167) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 081.Bakara (168 - 171) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 51 playlist like
playlist play 082.Bakara (172 - 173) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 083.Bakara (174 - 176) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 084.Bakara (177) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 61 playlist like
playlist play 085.Bakara (178 - 179) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 086.Bakara (180 - 182) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 087.Bakara (183 - 184) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 088.Bakara (185) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 089.Bakara (186) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 55 playlist like
playlist play 090.Bakara (187) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 66 playlist like
playlist play 091.Bakara (188) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 092.Bakara (189) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 093.Bakara (190 - 192) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 094.Bakara (193 - 195) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 55 playlist like
playlist play 095.Bakara (196) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 57 playlist like
playlist play 096.Bakara (197) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 097.Bakara (198 - 199) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
playlist play 098.Bakara (200 - 202) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 099.Bakara (204 - 207) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 48 playlist like
playlist play 100.Bakara (208 - 210) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 101.Bakara (210 - 212) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 102.Bakara (213) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 54 playlist like
playlist play 103.Bakara (214) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 104.Bakara (215 - 216) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 105.Bakara (217 - 218) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 106.Bakara (219-220) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 107.Bakara (221) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 108.Bakara (222 - 223) 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play Ali İmran 92 - Furkan 74 - İnfak, Gıpta Edilecek Kimseler, Sadaka Vermek 19.03.2025 playlist oku playlist ekle 14 playlist like
playlist play Ali İmran 98 - 101 - Hristiyanların Allahın Ayetlerine Tutumları 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play Bakara 104 - Rahman 1- 4 - Kuranı Öğrenmek, Kıymet Bilmek 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play Bakara 146 - Hicr 2 -3 - Doğru İnançın Önemi 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play Hac 73 - 76 - Müminun 14 - İnsanın Yaratılışı Süreci 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play İnsan 1 - 31 - Dünya Sevgisi 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play Rahman 5 -13 - Herşeyin Dengeli Olması ve Her Varlığın Secde Etmesi 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play Tekvir 1-14 - Kıyamet Günü Alametleri, Mahşer Anı, Pişmanlıklar 05.02.2025 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Hadisler Deryası
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Hadisler Deryası
Hadisler Deryası Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close