Oku emridir Alemlerin Rabbinden insanoğluna gelen ilk emir. Okumak, öğrenmek, bir günü diğerinden üstün kılmaya ilim marifetiyle gayret etmek her Müslüman için kutsal bir vazife bir gerekliliktir. İlme ve alime verilen ehemmiyete dair hadisler sıralansa sonu gelmez.
Ecdadımız bir ömür sürecek öğrenme ve talim faaliyetinin başlama zamanına ayrı bir önem vererek, daima hafızalarda kalacak bir şekle büründürmüştür. Biçim, zaman ve yerini Allah Resulünün usulü üzere tanzim etmiş bu muameleye ilk örnekleri 13. Yüzyıl’a kadar uzanan Bed-i Besmele demiş, ardından yapılan duyuru yürüyüşüne de "amin alayı" demiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda çocukların okula başlaması için belirlenmiş bir yaş sınırı yoktu. Çocuklar şahsi olgunlaşma durumlarına göre, dört ila altı yaş arasında okula merasimle başlarlardı. Çocuğu okula başlayacak olan aile bir ziyafet düzenler, mektebin hocasına çeşitli hediyeler verirdi. Okuldaki diğer öğrencilere de şeker, lokma, simit dağıtmak adetten sayılırdı.
Çocuğun babası tarafından, konağa en yakın olan mektebin hoca efendisi bir gün yemeğe davet edilir, yemekten sonra, oğlunu ya da kızını mektebe vermek arzusunda olduğunu dile getirerek, hoca efendiden belli bir "mektebe başlama" cemiyeti günü belirlemesini isterdi.
Aileler çocuklarının mektebe başlama gününü kandillere denk getirmeye gayret ederlerdi. Eğer kandile denk gelmezse çocuklar pazartesi veya perşembe günleri okula başlarlardı. Okula başlayacak çocuğu olan aile evlerini baştan aşağı temizler, ailenin kadınları temizlikten sonra okula gidecek öğrenci adayıyla birlikte hamama giderek eğlenirlerdi.
Mektebe başlama cemiyetine, hanımların deyimiyle "okuyucuya çıkıldığında" pek büyük zevatın haremlerine, çocuğun annesi bizzat giderken, çocuğa da cemiyet günü giyeceği kadar süslü olmayan ikinci bir süslü elbise giydirir ve beraberinde götürür, evin küçük çocuğunun ilim alemine attığı ilk adım cümle aleme ilan edilirdi. Diğer hanımlarla, akrabadan olanları çağırmaya ise, evin hizmetkârı, bulunmadığı taktirde, çocuğun kız kardeşi veya annesi tarafından davet edilirdi.
Tören günü, eve gelecek olan mektep çocuklarına en sevdikleri tatlı olan lokma ikram etmek adet olduğundan, o gün eve lokma dökmek için kadayıfçı esnafından biri getirilirdi.
Çocuğa iki kat elbise yaptırılırdı. Birincisi, her gün giydiklerinden daha değerlicesi, diğeri ise cemiyet günü giyilen, yüksek memurların resmi günlerde giydikleri elbiseler örnek alınarak hazırlanmış olan, sırmalı setre, yanları sırma zihli pantolon ve festen oluşur, fesin önüne ise kıymetli bir elmas iğne takılırdı.
Eğer çocuk kız ise, dönemin kıyafet tarzına uygun iki kat elbise yaptırılırdı. O gün için kadife üzerine som sırma işli ve sırma şeritli "cüz kesesi" ile altınla tezhib edilmiş, yazma elifba cüzü ve bir gümüş hilâl hazır edilirdi. Bunların haricinde, kitap koymak için bir rahle, yüzü en iyi cins şal ile kaplanmış bir minder ve minderi rahleye bağlamak üzere aynı renkte bir şal daha hazır edilirdi.
Çocuk erkek ise cemiyet günü binmesi için yumuşak huylu bir at seçilir, kız ise araba hazırlanırdı. Önceden belirlenmiş olan günde, davetliler geldikçe, ağalar selamlıkta karşılanır, hanımlar ise haremde kalfalar tarafından karşılanıp, kendilerine ayrılan odalara alınır, kahve ikram edilirdi.
Çocuğa özel ve süslü elbiseler giydirilir, omuzuna şal bağlanır, o da davet edilen arkadaşlarını beklemek ve karşılamak üzere kapıda beklerdi. O gün mektebin diğer çocukları da güzelce giyinmiş olarak mektepte toplanırlar, sonra başta ilâhici başı çocuklar, arkalarında ilâhiciler, erkek ve kız çocukları olmak üzere sıralar halinde, düzenli bir şekilde çocuğun oturduğu konağa gelirlerdi. Atın veya arabanın arkasında, mektebin sınıf başısı olan çocuk, onun arkasında yaşça büyük olanlar, daha geride de, kız çocuklar bulunurdu. Alay ile konaktan çıkılır, ilâhicilerin ilâhi okumaları eşliğinde evvelden belirlenmiş olan sokaklardan geçilir ve tekrar konağa dönülürdü.
Okunan ilahiler genellikle Yunus Emre'den seçilirdi. Çocuk, tören öncesi evliya türbelerine götürülürdü. İstanbul'da ise Eyüp Sultan muhakkak gidilen, kendisi gibi olmak Allahtan niyaz edilen, hürmetine ilmin ihsanı talep edilen yerlerin başında gelirdi. Tabi zihin açıklığı, idrak kuvveti talebi de duaların arasında yer alırdı.
Eve dönüldüğünde çocuğun "Bed-i Besmelesi" için hazırlanan odaya babası ve diğer davetliler girer, yerlerini alırlar, hoca efendi ise oda kapısının karşısında serili bulunan, sırma saçaklı seccâde üzerine konulmuş ipek yüzlü mindere oturur, alayda önde giden rahle ve önüne serilen minder de çocuğun oturması için serilirdi.
Mektep çocukları da odanın dışına serilmiş bulunan sırma saçaklı kırmızı minderlere oturtulurdu. Odanın uygun yerlerine buhurdanlıklar konur, içlerindeki amber veya od ağacı yakılırdı. Güzel kokular arasında, çocuğun elifba cüzü, kesesinden çıkartılarak rahlenin üzerine konur, hoca efendi çocukla beraber, "Besmele-i Şerif"i okuduktan sonra yine beraberce "Rabbi yessir, vela tuassir, Rabbi temmim bilhayr" okur, üçer kere de, "Rabbi zindeni ilmen" dedikten sonra çocuk elifba cüzünü okumaya başlardı. İlk sahifeden sonra Hoca efendi, "Rabbi ilm ü kabzını müzdad eylesin" dediğinde bütün çocuklar yüksek sesle "Amin" derlerdi.
Duanın sona ermesiyle beraber çocuk yerinden kalkar, önce hoca efendinin, babasının ve hazır bulunanların ellerini öper, onlar da hayır dualar ederlerdi. Çocuğun anne ve babası da, hoca efendiye, süslü bir bohça içerisinde 2 top kumaş, bir bel şalı ve cübbelik çuha ile bir kırmızı atlas kese içerisinde uygun miktarda para verirdi.
Böylelikle "Bed-i Besmele" merasimi son bulurdu.
'Bed'-i besmele' veya 'âmin alayı' merasimi, günümüzdeki okuma bayramlarına benzer ama okuma bayramı bir ödül Bed-i besmele ise bir teşviktir ve başlangıçtır. Okula gitmek istemeyenleri bile ikna edebilecek bir teşviktir. Bu merasim çocuklarda okuma, anne ve babalarda ise, okutma arzusunu tetikler. Bu merasimlere verilen büyük ehemmiyet, İslâmî terbiye anlayışında mektebe, ilme, talebeye, talep etmeye ve öğretmenlere verilen değeri ortaya koyan, bunu topluma duyuran, yaygınlaştıran, çocuklara ilimle elde edecekleri mertebeleri gösteren ve sevdiren mübarek ve sevimli bir uygulamadır.