Yaşadığı çağa damgasını vurup "Biruni Asrı" denmesine sebep olan bilgin 15 Eylül 973 tarihinde Harezmî’de doğdu. Arapça yazdığı kitaplarda sık sık Türkçe kelimeler kullanmış ve Türk bilgini olarak tanınmıştır. Biruni ya da Beyruni ismiyle ün yapmış olup, batı dünyasında 'Ali Boron' adıyla bilinmektedir. Harezmşahların himayesinde ve saray terbiyesinde yetişmiştir. Bu aileden bilhassa Mansur, Biruni'nin çok iyi bir eğitim alabilmesi için her imkânı sağlamıştır.
Yaşadığı çağa “Biruni Asrı” dedirten bir âlimdir. Araştırmacı ruhu, öğrenme hırsı ve sönmeyen azmiyle birleşince 17 yaşında eser vermeye, astronomi alanındaki çalışmalarına ise 995 yılında, daha 22 yaşında iken Güneş’in ve gezegenlerin eğimini saptayarak başladı.
Me'munilerin başkent Kas'ı alıp Harezmşahları tarihten silmeleriyle Biruni'nin çalışmaları biraz aksasa da ünlü bilgin Ebü'l Vefa ile buluşup rasat çalışmaları yapmaya başladı.
Daha sonra Me'munilerin hükümdarlarından Ebü'l Abbas, sarayında Biruni ‘ye bir daire tahsis edip, müşavir ve vezir olarak görevlendirdi. Bu durum, hükümdarların ilme duydukları derin saygının göstergesi, ilim adamının da devlet başkanları yanındaki yüksek itibarının belgesiydi.
Gazneli Mahmud Hindistan'ı alınca hocalarıyla Biruni'yi de oraya götürdü ve liyakatini bildiği Biruni'yi Hazine Genel Müdürlüğü'ne tayin etti. Kendisine sağlanan imkânlarla siyasi ve ilmi araştırmalarına devam etti.
Üstad diye saygıyla yâd edilen, yalnız İslam âleminin değil tüm dünyada çağının en büyük bilgini olan Biruni, 1051 yılında 78 yaşında Gazne‘de hayata gözlerini yumdu.
Arapça, Farsça, İbranice, Rumca, Süryanice, Yunanca ve Çince gibi birçok lisan biliyordu. Matematik, Astronomi, Geometri, Fizik, Kimya, Tıp, Eczacılık, Tarih, Coğrafya, Filoloji, Etnoloji, Jeoloji, Dinler ve Mezhepler Tarihi gibi 30 kadar ilim dalında çalışmalar yaptı.
Vefatından sonra çoğu batı dillerine çevrilmiş ve defalarca basılmış 200 civarında eser bırakmış, bunlardan ancak 22 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir.
Biruni, Gazne‘de kıbleyi tam olarak belirledi ve kıblenin tayini için geliştirdiği matematik yöntemi dolayısıyla, şehirlerin meridyen ve paralellerini ilim namına tespit etti. Bunu yaparken kendisini Müslümanlara hizmet ve Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturacak bir iş yapmış sayarak bundan zevk aldığını ve kıyamet günü Rabbinden sevap umduğunu belirtmiştir. Ayın, güneşin ve dünyanın hareketleri, güneş tutulması anında oluşan hadiseler üzerine verdiği bilgi ve yaptığı rasatlarda, günümüz tespitlerine çok yakın ve uygun neticeler elde etti. Bu çalışmalarıyla yer ölçüsü ilminin temellerini sekiz asır önce attı. Israrlı çabaları sonunda yerin çapını ölçmeyi başardı. Dünyanın çapının ölçülmesiyle ilgili görüşü, günümüz matematik ölçümlerine tıpatıp uymaktadır. Avrupa'da buna BÎRÛNI KURALI denmektedir.