İbn-i Battuta, 1303 senesinde bugünkü adıyla Fas olan Kuzey-Batı Afrika şehirlerinden Tanca'da doğdu. Küçük yaşta ilim tahsiline başladı. Temel din bilgilerini ve yardımcı ilimleri öğrendi. Maliki mezhebi fıkıh bilgilerinde âlim oldu. Tanca'da tahsilini tamamladıktan sonra, 14 Haziran 1325 tarihinde yirmi iki yaşındayken, hacca gitmek için memleketinden ayrıldı. Yolculuğunda, uğradığı yerlerdeki camileri, medreseleri ve türbeleri ziyaret edip, halka vaaz ve nasihatte bulundu. Gittiği beldelerin ileri gelenleriyle ve meşhur kimseleriyle görüştü. Çok alâka ve iltifat gördü. Bu seyahati, onda diğer İslâm memleketlerini gezmek hevesini uyandırdı. Macera severliği, araştırmacı ruhu onu gezip dolaşmak, gördüklerini yazmak, değişik yer, sima ve büyük şahsiyetlerle haşır neşir olmak maksadıyla, yirmi dokuz sene süren üç ayrı seyahate çıkmaya sürükledi.
İbn-i Battuta, ömrünün büyük kısmını seyahatlerde geçirdi. O zamanki vasıtalarla imkânsız sayılacak kadar uzun seyahatler yaparak Müslüman ve Müslümanlıkla irtibatı olan bütün memleketleri gezdi. Onların tarihi, coğrafi, etnik ve kültürel durumları hakkında malumat ve bilgi sahibi oldu. Dolaştığı her yerde ülkenin hekimleri, ileri gelenleri ve her tabakadan insanlarla tanıştı. Onların âdetlerini, törelerini, yaşayışlarını, yediklerini, içtiklerini teferruatlı olarak tespit etti. Seyahatleri sonunda tuttuğu notları, görüp işittiği mühim hadiseleri, Tuhfet-ün-Nüzzar fi Garaib-il-Emsal ve Acaib-il-Efsar adı verilen eserlerinde topladı. İbn-i Battuta, eserini yazdıktan bir süre sonra 1368 senesinde memleketi Tanca'da vefat etti.
Memlekette İbn-i Battuta Seyahatnamesi adıyla tanınan bu eser, yazıldığı asrın İslâm ülkeleri ve diğer ülkelerin tarihi, coğrafyası, folklor ve etnolojisi, dini, içtimai ve ilmi durumu hakkında kıymetli, sağlam ve aydınlatıcı bilgiler vermiş, Hint fakirlerinden, Anadolu ahilerinden, İran'daki Bâtınilik hareketinden bahsetmiştir. Hindistan’la ilgili notlar tarihi kaynaklarla ortak noktalar taşımaktadır. Özbek Han ve Maveraünnehr hakkında verdiği bilgiler ise başka yerlerde rastlanmayacak kadar değerli ve merak uyandırıcıdır. Ayrıca görüp işittiği bazı âlim ve veliler, meşhur ziyaretgâhlar hakkında menkıbeler ve kısa biyografik bilgiler de vermiştir. Anadolu'yu anlatırken de, Osman Bey'in oğlu Orhan Gazi'den geniş şekilde bahsetmiş, dini ve içtimai bir mahiyette olan ahilik teşkilâtı hakkında dikkat çekici bilgiler vermişti. Seyahatname, yemek, giyim, kuşam ve geleneklerle ilgili etnoloji ve folklor malzemesi yanında, İslâm dünyasının ekonomik ve sosyo-kültürel seviye ve yapısına büyük ölçüde ışık tutan önemli eserlerden biri olarak kabul edilmiştir.
İbn-i Battuta, tabiata değil, insanlara ilgi duymaktaydı. Tabiatla ilgili tasvirleri çok zayıf, hatta yok gibidir. Eserinde, o zamanki İslâm dünyasının birlik ve beraberliğini göstermesi bakımından ilgi çekicidir. Seyahatnamesinde özel bitki ve dikkati çeken hayvanlar belirtmiş, gezdiği memleketlerin sebze ve meyvelerine yer vermiştir. Kervan menzillerinden itibaren büyük kara ve deniz yollarından bahsetmiş, Atlas Okyanusu ile Japon adaları arasındaki ticaret merkezleri ve limanlar hakkında geniş bilgiler vermiştir. Buralarda hangi milletlerin ne gibi mallar üzerinde ticaret yaptıkları, her bölgenin sınai ve zirai üretimi, ne gibi maddeler ihraç ve ithal olunduğunu anlatmış, muhtelif memleketlerdeki çeşitli paralar ve türlü ağırlık ölçüleri hususunda izahlarda bulunmuştur.