Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) buyurmuştur ki:
"Evveli korku, sonu özür olan her günah kulu Hakk'a ulaştırır. Evveli güven, sonu kibir olan her ibadet kulu Hakk'tan uzaklaştırır. Kendini beğenen itaatkâr asidir, özür ve af dileyen asi ise itaatkârdır."
"Gerçek müminlerden olmanın yolu insanların seninle nasıl arkadaş olmalarını istiyorsan, senin de onlarla öyle arkadaş olmandır. Kötülerle arkadaş olma ki, sana kötülük öğretir. Böyle biriyle arkadaş olursan başın dertten kurtulmaz. Kötülerin girip çıktığı yere girip çıkan ayıplanmaktan salim kalamaz. Diline sahip olamayan pişmanlık duyar."
"Nefsiyle nefsi için mücahede eden keramete ulaşır, nefsiyle Allah için mücahede eden istikamete erer, Hakk'a ulaşır."
Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) buyurmuştur ki:
“Beş kimsenin sohbetinden sakının:
1. Yalancının sohbetinden, çünkü daima aldanırsın,
2. Ahmağın dostluğundan, çünkü sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir.
3. Cimrinin arkadaşlığından, zira en kıymetli sermayen olan vaktini boşa harcar.
4. Kötü kalplinin yakınlığından, çünkü ihtiyaç anında bile sana sahip çıkmaz.
5. Fasıkın ahbaplığından, çünkü önemsiz lokmaya tama edip seni bir lokmaya satar.”
Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye sordu ki:
“Akıllı kimdir?” Ebu Hanife:
“Hayır ile şerrin arasını temyiz edendir” dedi. Cafer-i Sadık Hz. dedi ki:
“Hayvanlar da ikisinin arasını temyiz edebilirler. Kendilerini dövenle yemek vereni ayırt ederler.” Ebu Hanife:
“Şu halde akıllı kimdir” diye sordu. Hz. Cafer-i Sadık:
“İki hayır ile iki şerrin arasını temyiz edip de iki hayırdan daha hayırlısını ihtiyar, iki şerden de daha ehven olanı tercih edendir” cevabını verdi.
Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) buyurmuştur ki:
“Allah Teala’nın dünyada bir cenneti bir de cehennemi vardır. Cennet afiyet, cehennem ise beladır. Afiyet kendi işini Ulu ve Yüce Allah’a havale etmendir. Bela ise işini nefsinle ve bizzat eda etmendir.”
Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) buyurmuştur ki:
"Oğlum vasiyetimi iyi dinle, söylediklerime dikkat et! Eğer söylediklerime dikkat edecek olursan, mutlu yaşar, hamd ile ölürsün. Oğlum, Allah, kendisinin taksimine kanaat getireni başkalarına muhtaç bırakmaz. Başkasının elindekine göz diken ise fakir olarak ölür. Taksim-i ilahiyyeye razı olmayan, Allah'a hükmü konusunda töhmet etmiş olur. Kendi günahını küçük gören, başkasının küçük günahını büyük görür. Başkasının günahını küçük görenin gözünde kendi günahı büyük görünür. Başkalarına isyanla kılıç çeken kılıçla öldürülür. Başkasının kuyusunu kazan kazdığı kuyuya düşer. Beyinsiz adî insanlarla düşüp kalkan değerini yitirir ve hakarete uğrar. Alimlerle düşüp kalkan saygı görür. Kötü yerlere girip çıkan töhmete uğrar. Lehinde de olsa aleyhinde de olsa, daima hakkı söyle. Koğuculuk yapmaktan sakın; çünkü koğuculuk, insanların kalplerine kin ve intikam tohumları eker."
Cafer-i Sadık (radıyallahu anh) şu sözleri buyurmuştur:
“Sırrı olmayan muzırdır.”
“Hasmının akıllı oluşu kişinin bahtiyarlığındandır.”