1.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiği şeyi güzelleştirir." (Tirmizi, İbn-i Mace)
2.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kıyamet günü, mü'minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâlâ hazretleri, çirkin söz ve davranış sahiplerine buğz eder." (Tirmizi, Ebu Davud)
3.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. Kıyamet gününde mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bâzıları): "Ey Allah'ın Resûlü! Yüksekten atanlar kimlerdir?" diye sordular. "Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi." (Tirmizi)
4.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi. "Kimin burnu sürtülsün ey Allah'ın Resûlü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu: "Ebeveyninden her ikisinin veya sâdece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin.” (Müslim, Tirmizi)
5.İbn-i Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkânım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır yok" dedi. "Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayır, var" deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti." (Tirmizi)
6.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki "Bir adam:
"Ey Allah'ın Resûlü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye sordu. Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm): "Evet vardır" dedi ve açıkladı: "Onlara dua, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak.” (Ebu Davud, İbn-i Mace)
7.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-ı rahimde bulunmasıdır.” (Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)
8.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dâhil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.” (Tirmizi)
9.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Buluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse -parmaklarını birleştirerek- kıyamet günü o ve ben şöyle beraber oluruz." (Müslim, Tirmizi)
10.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenâb-ı Hakk bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti." (Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizi)
11.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha üstün bir miras bırakamaz." (Tirmizi)
12.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır. Ben aileme karşı hepinizden daha hayırlıyım. Arkadaşınız öldüğü zaman (kusurlarını zikretmeyi) terk edin.” (Tirmizi)
13.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz" Orta parmağı ile başparmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret eti.” (Buhari, Tirmizi, Ebu Davud)