1.Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):
"Size en hayırlınız ve en şerliniz kim olduğunu haber vermiyeyim mi?" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Cemaat: "Evet, haber veriniz!" dedi. "En hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve şerri dokunmayacağı hususunda emin olunandır; en şerliniz de kendisinden hayır ümit edilmeyen ve şerrinden de emin olunmaya kimsedir." (Tirmizî)
2.İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İki haslet vardır, bunlar kimde bulunursa Allah onu şükredici ve sabrediciler arasına kaydeder: 1.Dini yaşamada kendinden üstün olana bakıp, ona uymak. 2.Dünyalıkta kendinden aşağı olana bakıp, Allah'ın kendine vermiş olduğu üstünlüğe hamdetmek. İşte böyle olan kimseyi Allah şükredici ve sabredici olarak yazar. Kim de dini yaşamada kendinden aşağı olana bakar, dünyalıkta da kendinden üstün olana bakar ve elde edemediğine üzülürse Allah onu şükredici ve sabredici olarak yazmaz." (Tirmizî)
3.İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kendisi ateşe haram edilen ve kendisine de ateşin haram kılındığı kimseyi size haber vermeyeyim mi? Ateş, (halka) her yakın olana, yumuşak huylu ve insanlara kolaylık gösterene haram kılınmıştır." (Tirmizî)
4.Hz.Sevban (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim şu üç şeyden berî olarak ölürse cennete girer:
* Kibir,
* Gulûl (hakkı olmayan bir şeye el uzatma) ve
* Borç." (Tirmizî)
5.Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sakın sizden kimse kararsız olup da: 'Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım' demesin. Aksine, nefsinizi sabit tutun, halka iyilik yaptı mı siz de iyilik yapın, kötülük yaparsa zulme yer vermeyin." (Tirmizî)
6.Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mü'min, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz." (Buharî, Müslim, Ebu Davud)
7.Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Ey insanlar dikkat ediniz! Rabbiniz tektir Arab'ın, Arab olmayana, Arab olmayanın Arab'a, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha, takvadan öte, hiçbir üstünlüğü yoktur. Şüphesiz Allah Teala katında en üstününüz, Allah Teala’dan en çok korkanınızdır." (Ahmed b Hanbel)
8.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Yedi kimseyi Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar; adaletli devlet başkanı, Rabbine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızâsı için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, itibarlı ve güzel bir kadın kendisiyle beraber olmak isteyince, Ben Allah’tan korkarım, diyerek buna yanaşmayan erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah’ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir." (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
9.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Cennetlikler üç gruptur. Bunlar; âdil ve başarılı devlet başkanı, yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi, ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır." (Müslim)
10.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle." (Kütüb-i Sitte)
11.Hz.Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adalet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır, namaza gitmek üzere attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman sadakadır."
12.Allah Resûlü (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurdu: "Bir kimse, öfkeliyken iki kişi arasında hüküm vermesin!" (Buhârî)
13.Resûlüllah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Kim bir hadd cürmü işler de, cezası dünyada verilirse, Allah'ın adaleti kuluna ahirette ikinci sefer ceza vermeye müsaade etmez. Kim de bir hadd cürmü işlemiş, Allah da onun günahını örtmüş ve affetmiş ise, Allah'ın keremi affettiği şeyden dolayı ona dönüp ceza vermeye müsaade etmez."
14.Hz.Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Âdil olanlar, kıyamet günü, Allah'ın yanında, nurdan minberler üzerine Rahman'ın sağ cihetinde olmak üzere yerlerini alırlar. -Allah'ın her iki eli de sağdır- Onlar hükümlerinde, aileleri ile velayeti altında bulunanlar hakkında hep adaleti gözetenlerdir."
15.Allah Resûlü (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurdu: "Ey Ali! Allah, senin kalbine hidâyet ve diline sebat verecektir Önüne iki hasım oturduğu zaman, birincisini dinledikten sonra, ikincisini de tam dinlemeden sakın hüküm verme! Güzel hüküm vermen için en doğru yöntem budur." (Tirmizî)
16.Resûlüllah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Rabbim bana dokuz şeyi emretti: gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkma(mı), öfke ve rıza halinde de adaletli söz (söylememi), fakirlikte de zenginlikte de iktisat (yapmamı), benden kopana da sıla-i rahim yapmamı, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasını, konuşma halimin zikir olmasını, bakışımın da ibret olmasını, ma'rufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi."