Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri kul, kulluk ve amel hakkında şunları söylemiştir:
"Resim, ressama, beni kusurlu yaptın diye söz mü söyleyebilir? Ona o ayıbı, o hususu veren zaten ressamdır."
"Şüphe yok ki hevayı, hevesi terk etmek acı bir şeydir; ama Hak’tan uzak kalmanın acılığından daha iyidir. Savaşmak, oruç tutmak güçtür, çetindir."
"Kendini unuttun mu seni anarlar; kul oldun mu o vakit azat ederler seni."
"Bazılarına, Allah’a kulluk öyle tatlı gelir ki padişahlık onların gönlüne soğuk gelir."
"Canından, bedeninden doğan işin, oğlun gibi senin eteğine sarılır."
"Çalışıp, çabalama yolunda ayağını kıran için Burak gelir, ona biner o."
"İşle verilen öğüt halkı daha fazla çeker; çünkü kulağı duyan da bu öğüdü görür, duymayan da. Bu çeşit öğütte, buyruk veriyor vehmi de az gelir insana; bu yüzden halka daha ziyade tesir eder."
"Fıstığı, cevizi kırmadıkça ne içindekini gösterir, ne yağını verir."
"Allah’a edilen bir secdenin tadı, yüzlerce devletten daha tatlı gelir."
"Allah’tan çekinen, sakınan, birbirine benzer iki varlık olsa yaratıcılıkta, bu nasıl olur da öbüründen üstün olur?"
"Ağır yükün altına giren hamal, başkalarından yükü kapar. Hamalların yük için savaşlarını gör. İş için çalışıp çabalamak böyledir işte, seyret hele. Ağırlıklar rahatın, esenliğin temelidir; acılar, nimetin önünde gelir."
"Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış; oysa önünde yüzlerce dağ var. Bu kadarcık tepeden ürküp ölüye dönmüşsün, önündeki dağ gibi bayırları nasıl aşacaksın?"