Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır:
"Hey gidi hey... Gözü açık, gönlü uykuda nice kişi var. Zaten balçık ehlinin gözleri ne görebilir ki?"
"Dikkat et de sahte paranın altın suyuna batmış olması seni yoldan alıkoymasın; eğri büğrü hayaller seni kuyuya atmasın!"
"Bir ziyana uğramak, birçok ziyanı giderir; bedenimiz de canımıza feda olsun, malımız da."
"Ey bizi gündüzünde gören! Geceleyin de biz seni göremeyiz. Sebebi o ki; görmemiz göz bağı olmuştur bize."
"İleriyi gören göz, keskin gözdür; çünkü Allah, sürmesinden çekmiştir o göze."
"Kim sonu daha fazla görürse daha kutludur o; daha sağlam sarılır; daha ziyade ekin eker, daha ziyade meyve devşirir. Çünkü bilir ki bu ekin dünyası, mahşere hazırlamak, ekini derip devşirmek içindir."
"Tuzağı gören kişi ilk adımda durur, yeme kapılmaz. Ne mutlu sonu gören hikmet sahibi üstün kişilerin gözlerine! Onlar, bedenin çürüyüp dağılmasını seyredip dururlar."
"Üstün, yüce kişilere daha fazla belalar gelir; çünkü sevgili, güzellere daha fazla cilvelenir."
"Yalnız içinde bulunduğu zamanı gören; bilgisizliktedir, ziyandadır ve şüphededir."
"Sürü geri döndü mü giderken en ileride giden keçi, en geride kalır. Giderken geride kalan o topal keçi, suratı asıkları bile güldürecek bir halde öne düşer."
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin hikmetli sözlerinden birkaçı yine şöyledir:
"Doğan ne kadar ak olsa, eşsiz olsa, değil mi ki fare avlıyor, aşağılıktır. Ama isterse kuzgun olsun, gönlü padişaha akıyorsa, doğan sayılır o, külahına bakma sen."
"Kargalar, doğana sitem ediyorlar; suçu yokken kanatlarını yoluyorlar. Onun suçu, ancak doğan oluşudur. Yusuf’un, güzel oluşundan başka ne suçu var?"
"Soylu keklik korkar doğanın sesinden, o heybetten, sineğin nasibi yoktur ki!.. Çünkü doğan, sinek avlamaz, sinekleri ancak örümcekler avlar; işte o kadar."