Dünyada her 3 yetişkinden biri yüksek tansiyon ile mücadele ediyor. Yüksek tansiyon, yılda 7 milyon can kaybına yol açan kalp krizi veya inme gibi kardiyovasküler rahatsızlıkların başlıca sebebi olarak gösteriliyor.
Tansiyon konusunda 2015'te 200 ülkeden edinilen veriler doğrultusunda yapılan geniş kapsamlı araştırma, dünya genelinde yetişkinlerde ortalama tansiyonun erkekler için 127/78,7, kadınlar için de 122,3/76,7 olduğunu ortaya koydu. Hem kadın hem erkekler için tansiyon değerleri, Orta ve Doğu Avrupa, Sahra-Altı Afrika ve Güney Asya'da yüksek, Güney Kore ve Kanada'da ise düşük seyrediyor.
Yüksek tansiyonlu yetişkin sayısının, 1975'te 594 milyon iken 2015'te 1,13 milyara çıktığı ve her 3 yetişkinden birinin yüksek tansiyonla mücadele ettiği belirtiliyor. Bu rakam, yerkürede her 4 erkekten birinin (yüzde 24,1) ve her 5 kadından birinin (yüzde 20,1) tansiyonunun 140/90 veya daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Çeşitli Faktörler Etkili Oluyor
Uzmanların nüfusun yaşlanmasının doğrudan etkisi olarak değerlendirdiği bu artış, en fazla düşük ve orta gelirli ülkelerde gözleniyor. Yine farklı ülkelerdeki ortalama tansiyon değerlerinde tuz, meyve ve sebze tüketiminin değişiklik gösterdiği beslenme ve yaşam biçimleri, nüfusta kilolu veya obez kişilerin sayısı, kişilerin tansiyonu kontrol altına alacak ilaçlara erişimi gibi faktörlerin etkili olduğu ifade ediliyor.
Yüksek Gelirli Ülkeler En Yüksek Tansiyon Değerine Sahip
En yüksek tansiyon değerlerine, erkeklerde büyük tansiyonun ortalama 138, kadınlarda 135 olduğu Baltıklar ile Doğu ve Batı Afrika ülkelerinde, en düşük değerlere ise Güney Kore, Kamboçya, Avustralya, Kanada ve ABD'de rastlanıyor. Düşük tansiyon değerlerinin gözlendiği ülkelerde erkeklerde büyük tansiyon ortalama 125, kadınlarda 120. Yüksek gelirli ülkeler arasında Portekiz, Finlandiya ve Norveç, en yüksek tansiyon değerlerine sahip.
Bir araştırmada, hipertansiyonlu yetişkinlerin yüzde 46,5'inin durumlarının farkında olduğuna ve sadece yüzde 36,9'unun tedavi gördüğüne dikkat çekiliyor. Tedavi gören yüksek tansiyon hastalarının yüzde 28,4'ü de gerekli kontrollerden geçmiyor. Verilere göre, Türkiye'de yetişkin nüfusun yüzde 20,3'ünde yüksek tansiyon görülüyor. (A.A)
Tansiyon kontrolü için altın kurallar…
Türkiye’de her üç yetişkinden birinde görülen hipertansiyon, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda önemli hastalıklara ve organ hasarlarına yol açıyor. Beslenme şekilleri, mevsim geçişleri, psikolojik durum ve kullanılan ilaçlar gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilen hipertansiyon, yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabiliyor ya da bazı durumlarda ilaç tedavisi gündeme geliyor.
Kan basıncı yüksek olduğunda, özellikle enseden başlayan baş ağrısı, burun kanaması, nefes darlığı gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Tansiyon yüksekliği bazı kişilerde de hiçbir belirtiye yol açmayabiliyor ve kişinin günlük yaşamını sürdürmesine bir engel teşkil etmeyebiliyor.
Hastanın uzun yıllar hipertansiyon sorunu olduğunu bilmeden yaşayabildiğini ancak hastalık kontrol altına alınmadığında, özellikle böbrek, göz, kalp gibi organların bu durumdan olumsuz etkilendiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tülay Kadıoğlu, enseden başlayan baş ağrısının en belirgin şikayet olduğunu söyledi ve hipertansiyona karşı alınması gereken önlemler hakkında şu bilgileri verdi:
“Hipertansiyonun %95’inin saptanabilen bir nedeni yoktur. Ancak % 5 hastada sekonder hipertansiyon olarak adlandırılan, altta yatan başka nedene bağlı kan basıncı yükselmesi görülmektedir. Hipertansiyon genellikle 35-50 yaşları arasında görülür. Erkekler tansiyon hastalığı açısından kadınlara oranla biraz daha risk altındadır. Genetik yine hipertansiyonda da önde gelen nedenlerin başındadır.
Hipertansiyondan korunmak ya da hastalığı kontrol altına almak ise bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile mümkündür. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin yanı sıra stres kontrolü gibi faktörler, tansiyon değerlerinin yükselmesini engeller. Bazı hastalar için ise doktor kontrolünde ilaç tedavisi ile kan basıncı değerleri kontrol altına alınabilir.
Hipertansiyona karşı şu önlemler alınabilir:
Tuzu azaltın: Aşırı tuz tüketimi tansiyon hastalığını en başta tetikleyen nedenlerdendir. Günlük tuz tüketim miktarı 2 gr’ın altında olmalıdır. Tuz hem sağlıklı kişilerde tansiyon hastalığı oluşması açısından risk oluşturur hem de hipertansiyon hastalığı olan kişilerde ilaçlarını düzenli kullansalar bile kan basıncı seviyelerinin normale gelmesini engeller. Tuz kaynağı olarak sadece sofra tuzunu düşünmek de yanlıştır. Tuzlu peynirler, tuzlu zeytin, salça, turşu, yağda kavrulmuş kuruyemişler, salamura yiyecekler gibi günlük besinlerin içindeki gizli tuz kaynaklarının da tüketime dikkat edilerek, bu yiyeceklerin sınırlandırılması gerekir.
Kilo verin ve hareket edin: Aşırı kilolu olan kişilerin yaklaşık %40'ında yüksek tansiyon görülmektedir. Genç hipertansiyon hastalarının ise yaklaşık üçte biri fazla kiloludur. Fazla kilonun kan basıncı üzerinde de olumsuz etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle ideal kiloda olmak tansiyonu dengeleyen bir faktördür. Sürekli hareket halinde olmak kan basıncını düzenler. Bu nedenle günde 10 bin adım kuralına uyacak şekilde hem sağlıklı kişilerin hem de tansiyon hastalarının hareket etmesi önemlidir.
Şekeri azaltın: Şeker hastalarında yüksek tansiyona sık rastlanır. Yine tansiyon hastalarında da şeker hastalığı gelişebilmektedir. Genelde iki hastalık bir arada görülmektedir. Çünkü her iki hastalık da kan damarları üzerinde olumsuz etki yapar. Bu sebeple tansiyon hastalarının ilerleyen dönemlerde şeker hastalığına yakalanmamak için mutlaka şeker tüketimini azaltmaları gerekmektedir.
Stresten uzak durun: Uzun çalışma saatleri, masa başı çalışma düzeni ve düzensiz beslenme tansiyonu olumsuz etkiler. Çalışma hayatının stresi de göz önüne alındığında çalışanlar hipertansiyon ve hipertansiyona bağlı sorunlar için risk altındadırlar. Stresten uzak bir yaşam sürmek birçok hastalık gibi hipertansiyon için de koruyucudur.
Yemeği Dışarıda Yiyecekseniz Bunlara Dikkat Edin!
Yemeğe çok aç karnına gitmeyin.
Menüyü dikkatle inceleyin ve tuzsuz, az yağlı, yağsız ürünleri seçin.
Porsiyonları oranlı tüketin. Tatlı yerine meyve yiyin.
Ara sıcaklardan kaçının. Su tüketimini artırın ve şekerli içeceklerden uzak durun.
Yemeklerde tuz yerine limon ve baharat kullanın.
Tansiyon hastalarının mutlaka doktor kontrolü altında olması gerektiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Serkan Aslan, “Yüksek tansiyon ile ilaçlar dışında yaşam biçiminizi ve beslenme tarzınızı değiştirerek de mücadele edebilirsiniz” diye konuştu.
Sodyum alımının azaltılması, beslenme alışkanlıklarına özen gösterilmesi ve Akdeniz diyeti uygulanmasının önemine değinen Aslan, “Fazla tuz kullanımı vücudumuzda sıvı birikimine ve yüksek tansiyona neden olabilir. Yüksek tansiyon sorunları yaşıyorsanız sodyum içeren tuz alımını azaltmanız veya tamamen kesmeniz gerekir. İşlenmiş gıdalar yerine taze otlar veya baharatlar denemenizi öneririz. Zeytin, keten tohumu gibi ürünlerin yanında Akdeniz beslenme düzeninde meyveler, sebzeler, deniz ürünleri gibi sağlıklı besinler bulunur. Düşük tahıl tüketimi ile birlikte Omega-3 yağlarını barındıran bu besinler, birey için idealdirler.” dedi.
Yüksek tansiyondan korunmak için düzenli yürümenin ve egzersiz yapmanın, kilo vermenin ve sigarayı bırakmanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Aslan, “Düzenli egzersiz hem kilo kontrolü hem de kan basıncı değerlerinin düzene girmesini sağlar” dedi ve sözlerine şöyle devam etti :
“Haftada 5 gün, her gün 30 dakika kadar egzersiz yapılmalıdır. Bisiklet, yürüyüş ve koşu egzersizleri ile beraber günlük ev işleri de aktif kalmak için iyi bir yöntemdir. Merdivenleri yürüyerek çıkmak, yerleri silmek, sofra hazırlamak, bahçe işleriyle uğraşmak, arabayı uzağa park edip geriye kalan mesafeyi yürümek gibi aktiviteler ile hareketsiz yaşam tarzından uzaklaşmak mümkündür. Fazla kilolara sahip olunması kan basıncının artmasına neden olur. Bu nedenle kan basıncının normal düzeylere inmesi için ideal kiloya düşülmesi gerekir. Vücut ağırlığının yüzde 5’ini kaybetmek, yüksek kan basıncını önemli derecede düşürebilir. Kilo verme, kalbimizin kanı pompalamasını kolaylaştıracak, daha iyi ve sağlıklı çalışma fonksiyonu kazandıracaktır. Sigarayı bırakmak ise başlı başına kalp sağlığınız için atacağınız en önemli adımdır."