İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İmsak04:20 Güneş05:58 Öğle13:06 İkindi16:56 Akşam20:05 Yatsı21:36
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 10°C Nem %50
Türkçe
2 Zilka'de 1446 29 Nisan 2025 Salı
2 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
04:20 05:58 06:43 13:06 16:56 20:05 21:36
Giriş Yap

00.00.1999 - Güzel Ahlak, Münafığın Alametleri

Ramazan Sohbetleri

Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn. Hamden kesîran tayyiben müberaken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve’s-salâtu ve’s-selâmu ‘alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn, senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l cezâ. Emmâ ba'dü ve an ibn Mes’ûdin radıyallahu anhu kâle  kâle rasâlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;

إِنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إِلَى الْبِّر، وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إِلَى الْجَنَّةِ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللهِ صِدِّيقًا؛ وَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إِلَى الْفُجُورِ، وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إِلَى النَّارِ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللهِ كَذَّابًا. خ م عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ.

İnne’s-sıdka yehdî ile’l-birri ve inne’l-birra yehdî ile’l-cenneti ve inne’r-racule le-yesduku hattâ yüktebe indellâhi sıddîkan ve inne’l-kezibe yehdî ile’l fücûri ve inne’l-fücûra yehdî ile’n-nâri ve inne’r-racüle le-yekzibü hattâ yüktebe indellâhi kezzâben.

Muttefekkün aleyh.

Hazreti Peygamber, sallallahu aleyhi vesellem ,den, İbn Mes’ud radıyallahu anh şöyle dediğini nakletmiş. Bu nakli de İmam Buhari ve İmam Müslim iki mühim hadis alimi, çok değerli hadis kitapları yazmış olan iki büyük alim kitaplarına kaydetmişler. Bu hadis kitapları Sahihayn diye anılıyor ve bunun içindeki hadisler en sahih hadisler olarak herkes tarafından biliniyor.

İbn Mes’ud’un rivayet ettiği bu hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İnne’s-sıdka yehdî ile’l-birri. Bir doğru söz söylemek.

Sıdk, doğru söz söylemek demek, sözü doğru konuşmak demek, doğru konuşmak demek.

Doğru sözlü olmak, doğru söz söylemek, doğru konuşmak, yehdî ile’l-birri. İnsanı iyilik yapmaya sevk eder.

İyilik yapmaya götürür. Çünkü soracaklar; sonunda bu işi kim yaptı diye, doğru söyleyecek. En iyisi, kötülük yapmayayım der düşünür insan. Sonuç itibariyle, doğruluğa karar verdi mi bir insan, ben doğru konuşacağım, hiç yalan konuşmayacağım, hiç aldatmayacağım dedi mi, o zaman sorgu suali düşünür de yapacağı işi de iyi yapar. Ya da doğru sözlü olan bir insanı; Allah ,iyi insan olmaya mükâfat olarak, yönlendirir sevk eder.

Hani biz ihdina’s-sırâta’l-müstakîm diyoruz ya. Her gün kırk defa istiyoruz ya Allah’tan bizi doğru yola sevk etmesini, bizi hidayet etmesini istiyoruz ya. İşte o hidayet edilmenin, doğru yola nasip olmasının, temeli doğru sözlülüktür. Doğru konuştuğu zaman, doğru sözlü olduğu zaman, yalan söylemediği zaman, dürüst insan olduğu zaman, Allah onu iyi insan olmaya gönderir.

Ve inne’l-birra yehdî ile’l-cenneti. İyi insan olmak da sonuçta insanı cennete götüren bir güzel haldir.

Çünkü iyi huylu insanlar, iyi insanlar cennete gidecek. Allah, bir insanın iyi huylu olmasını sever. Çok ibadet etmesinden ziyade, huyunun iyi olması önemlidir. Bir insanın huyu iyiyse sabahlardan, akşamlara kadar oruç tutan, akşamlardan sabahlara kadar da gece ibadeti eden insan kadar; güzel huyu dolayısıyla mükâfat, sevap ecir, mükâfat kazanır insan.

Onun için güzel huylu olmaya çok gayret etmemiz lazım. Teravih namazı kolay bir namaz değil, otuz üç rekât burada kılıyoruz. Oruç da kolay değil, sıcaklarda tutuyoruz ama bunları severek yapıyoruz. Âdet haline de geldiğinden hiç ağır da gelmiyor.

Yapıyoruz, hayatımızı ona göre tanzim ediyoruz.

Neden?

Allah’ın ecrini, sevabını, mükâfatını kazanalım, kaçırmayalım Ramazanda diye bunları yapıyoruz.

Evimize misafir çağırıyoruz, iftar ziyafeti veriyoruz.

Neden?

Bir hurmayla bile, bir oruçluya iftar ettiren kimseye, o oruçlunun mükâfatı kadar sevap verilir dendiği için.

Yani bunlara gayret ediyoruz. O halde madem sevap meraklısıyız, madem sevabı istiyoruz, o halde güzel huylu olalım. Doğru sözlü olalım. Doğru sözlü olunca, dürüst sözlü olunca, güzel huylu olunca; Allah ,o zaman doğruluğa hidayet ediyor, doğruluk da insanı cennete götürüyor. İşin başı orda yani kişinin kendisini düzeltmesinde.

Ve inne’r-racule le-yesduku hattâ yüktebe indellâhi sıddîkan. Üçüncü cümlesi bu, doğru sözlülüğün sonucu, bir insan doğru söz söyler söyler, nihayet Allah onu sıddîk sıfatıyla sıfatlandırır. Sıddîklar defterine adını yazar. Bu da sıddîk bir kuldur.

Sıddîk ne demek?

Çok doğru sözlü, dosdoğru demek. O deftere insan yazılır. Çünkü hep doğru söylemek âdeti olmuş. Allah da onu o mükâfata erdirmiş.

Bunun karşılığında, bunun karşı tarafında da ne durum vardır, doğru sözlülüğün karşısında yalan söylemek vardır.

Ve inne’l-kezibe yehdî ile’l fücûri. Yalan söylemek de insanı fısk u fücûra, kötülüğe götürür.

Yalan söylemek insanı kötülüğe götürür.

Neden?

İki türlü: Ya nasıl olsa yalan söyler, bir çaresini bulur yakamı paçamı kurtarırım diye cesareti artar kötülük yapmaya. Nasıl olsa bir çaresini buluruz, canım uydururuz kandırırız, yapalım şu işi de bir palavra atar, bir numara çeker aldatırız. Tamam, yapalım. Ya böyle ya da bir insan yalancı oldu mu Allah, onu tevfîkini refîk etmez, artık kötülük yapan bir insan durumuna kaydırır. Yalan söylemekte beis görmezken, bu sefer kötülükleri yapmakta fısk u fücûru işlemekte de beis görmeyen bir insan haline gelir.

O halde işin temeli yalan söylememek, işin temeli doğru konuşmak.

Ve inne’l-fücûra yehdî ile’n-nâri. Fısk u fücûr da insanı cehenneme götürür.

Öyle Müslüman olup da fısk u fücûr işleyen bir insan durumuna gelirse, onun cezası da cehenneme girer, cayır cayır çıra gibi yanar. Milyonlarca sene hem de. En aşağısı milyonlarca sene.

Birbirimize şaka yapıyoruz, çayın en aşağısı üçtür, yukarısı da iç dur, diyoruz şaka yapıyoruz ama bu işin şakası yoktur. Cehennemin şakası yoktur. Cehenneme bir giren insan, en aşağı hesap; rakamlar, korkunç rakamlar milyonlarca sene kalıyor cehennemde en az yananı. Onun için cehenneme düşmemeye, var gücümüzle gayret etmeliyiz. Çok dikkat eylemeliyiz.

Fısk u fücûr, günahlar insanı cehenneme sevk eder.

Ve inne’r-racüle le-yekzibü. Kişi yalan söyler, bir adam.

Hattâ yüktebe indellâhi kezzâben. Yalan söyler yalan söyler yalan söyler, sonunda Allah da ona bu kul kezzâb yalancı, yalancılığı meslek edinmiş işi gücü yalan dolan olan dolandırıcı, yalancı, itimata layık olmayan bir kul.

Kezzâb kul. Kezzâb, çok yalan söyleyen demek. Yani bir de böyle asit gibi bir şey döküldüğü zaman fokur fokur mermeri bile eritiyor, ona deniliyor ama. Kezzâb, Arapça da çok yalan söyleyen demek.

O halde çoluk çocuğumuza; doğru söylemeyi, yalan söylememeyi öğretmeliyiz. Doğru söylediği zaman mükâfatlandırmalı, yalan söylediği zaman da onun kötü olduğunu öğretmeli, anlatmalı, mutlaka bir daha yalan söylemeyecek şekilde, terbiye etmeye gayret etmeliyiz. Bunun yolu mükâfat vermektir, doğru konuştuğu zaman, aferin evladım maşallah hadi şunu alkışlayalım diyoruz ya bazen burada camide. Filancayı alkışlayalım diyoruz bu bir teşvik tabi. Teşvikler, ödüller, mükâfatlar insanların bazı şeyleri yapmasını, aşk ile şevk ile yapmasını sağlar.

Bir çaresi de ceza. Haa, siz bu namazda güldünüz çocuklar diye dün akşam mükâfat vermedik çocuklara. Çocuklar namazda gülünmeyeceğini anlasın diye. Bu işin şakası yok. Bunları öğretmeliyiz, güzel huyluluğu öğretmeliyiz.

Tabi bunun en kestirme, en doğru, en sağlam yolu, insanın kendisinin doğru sözlü, doğru özlü, güzel huylu olmasıdır. Kendisini ıslah etmekten başlıyor bu iş. Kendisi ıslah olmayınca ondan sonra başkasına lafı da tesir etmiyor. Ya adama bak, hem başkasına söylüyor, hem de kendisi yapıp duruyor. Halka verir talkını, kendi yutar salkımı derler.

Onun için tasavvufta, tasavvufi terbiye de esas; ilk önce kişinin kendisinin, o nasihat olarak söyleyeceği sözü kendisinin tutmasıdır. İlk esas odur.

İkinci hadis-i şerif;

An Abdillahi’bni Amr ibni'l-âs radıyallahu anhümâ enne’n-nebiyye sallallahu aleyhi ve selleme kâl;

وَعَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «أَرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ كَانَ مُنَافِقًا خَالِصًا وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنْهُنَّ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتَّى يَدَعَهَا إِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ وَإِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا عَاهَدَ غَدَرَ وَإِذا خَاصم فجر

Erba’un men künne fîhi kâne münâfıkan hâlisan ve men kânet fîhi hasletün minhünne kânet fîhi hasletün min nifakin hattâ yede’ahâ ize’tümine hâne ve izâ haddese kezebe ve izâ âhede ğadera ve izâ hâsame fecera.

Muttakefun aleyh.

Yine bu hadis-i şerifi de İmam Buhari, İmam Müslim beraberce rivayet etmişler. Sahih kitapta yer alan sıhhatli, bir hadis-i şerif. Sahih kitaplarda, hadis alimlerinin rivayet ettiği, takdir ettiği rivayetlerden birisi.

Abdullah İbn Amr İbni'l-âs, babası da kendisi de sahabe. Bu Abdullah Ebâdile-i erbaa’dan, dört Abdullah’tan birisidir. Ashabın fakihlerinden, bilginlerinden idi bu dört Abdullah. Abdullah İbn Mes’ud, Abdullah İbn Amr İbni'l-âs, Abdullah İbn Ömer ve Abdullah İbn Abbas radıyallahu anhumâ. El-ebâdile-i erbaa min fukahâi’l-ashâb.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selemin, şöyle buyurduğunu rivayet etmiş;

Erba’un. Dört tane huy davranış biçimi vardır ki. Men künne fîhi. Kimin içinde bu dört sıfat huy varsa kalbinde. Kâne münâfıkan hâlisan. O insan katıksız, halis, tam bir münafıktır demektir. Bu dört şey de varsa.

Ama dört şey yok da bir tanesi var.

Ve men kânet fîhi hasletün minhünne. Bu dört kötü huydan sadece bir tanesi varsa o kişide. kânet fîhi hasletün min nifakin. O zaman demek ki; bu adamda nifaktan bir huy var, bir parça var. Hattâ yede’ahâ. Terk edinceye kadar münafıklıkla biraz ilişkisi bulaşıklığı var, biraz münafıklığı var bu adamın demektir.

Bu dört kötü huy ne?

İze’tümine hâne. İtimat olunduğu zaman, kendisine güvenildiği zaman itimadı suistimal eder, itimata layık davranmaz, kendisine itimat eden kimseyi aldatır, hıyanet eder.

Bu münafıktır. Sen adama Müslüman diye güveniyorsun, kasayı teslim ediyorsun, işi veriyorsun o da seni aldatıyor. Bu Münafıktır. Münafıklıktır, bu. Müslüman böyle yapmaz. İtimat edildiği zaman, itimadı boşa çıkartmaz, suistimal etmez. İtimatlıdır Müslüman güvenilir.

Çok hoşuma gidiyor. Bizim bir arkadaş babasından anlatıyor, babası Ordu’da manifaturacıymış.

Eski zamanda manifaturacılara, ne derlerdi?

Bezzazdır tabi Arapçası. Bezzaz, bez satan bezci yani.

Şimdi bu mağazasına birisi gelmiş demiş ki hacı amca ben işte çoluk çocuğu evlendireceğim. Ne dediyse işte bilmem öküz alacağım, saban alacağım çift alacağım. Köylünün derdi ne olur yani.

Paraya ihtiyacım var, bana biraz borç para verir misin?

Bana biraz borç para verir misin demiş, bu hacı amcaya. Bu hayal değil, masal da değil, bizim ihvanımızdan bir hacı ağabeyin babası bu. Ama yani benden önceki nesilden, bir önceki nesil. Yani babalarımızın nesli yani.

Kendisinden borç istemiş birisi ya, demiş ki evladım işte kasa orda. Çekmece orda dükkânın çekmecesi. Git istediğin kadar oradan para al, ihtiyacı kadar parayı al demiş.

O da gitmiş oradan çekmeceyi çekmiş, ne kadar para alacaksa almış, Allah razı olsun, teşekkür ederim hacı amca, selamün aleyküm demiş gitmiş. Şu kadar aldım da dememiş.

Şu kadar aldım da dememiş, böyle söylüyor anlatıyor arkadaş.

Bir zaman geçmiş parayı getirmiş. Parayı getirdikten sonra da hacı amca demiş borç almıştım ya senden parayı getirdim. Evladım demiş, çekmece orda git koy oraya. Ne alırken sayıyor ne verirken sayıyor.

Bu neden?

Borcu isteyen insan da dürüst, dükkancı da dürüst. Dükkancı ona itimat ediyor, o da itimadı boşa çıkartmıyor, hıyanet etmiyor.

Şimdi kendisi işten uzaklaşmış. İşi dükkânı, bizim bunu anlatan oğluna bırakmış. Sonra bir gün de oğlunu dükkâna ziyarete gelmiş. O babacığım hoş geldin, hacı baba otur filan oturtmuşlar. Eski tüccar, bakmış ki masanın üstünde böyle şeylere tellere takılmış bir sürü faturalar, kağıtlar bilmem neler.

Evlat demiş bunlar ne böyle?

İşte bunlar baba, senet demiş fatura demiş.

Vah vah demiş, ya evladım işimiz senede mi kaldı demiş. Biz demiş eskiden birisi gelirdi demiş, bütün dükkânın mallarını alırdı demiş, şu topu ver şu topu ver şu topu ver, ne senet ne sepet giderdi, ondan sonra sattıktan sonra parasını getirirdi. Ne senet yapardık ne sepet yapardık. Şimdi demiş,iş senede sepete mi kaldı evlat demiş, vah vah vah demiş, garipsemiş ve ayıplamış yani yeni nesli.

Şu itimada bak dürüstlüğe bak! Kimse kimsenin malını yemek istemiyor, korkuyor hiç kimse de kimseye, bir gadir yapmıyor. Herkes birbirine itimat ediyor. Kapıların kilidi yok. Kapıların kilidi yok. İlginç. Böyle güzel, bir toplum imiş toplumumuz.

Şimdi, münafıklığı olan bir insan ne yapar?

Kendisine itimat olundu mu itimadı suistimal eder, güvenci boşa çıkartır, kendisine güvenen insana hıyanet eder. Münafık, çünkü.

Münafıklık nedir?

Münafıklık çok kötü bir şeydir, insan cehenneme gider münafık olunca.

İnne’l-münâfikîne fi’d-derki’l-esfeli mine’n-nâri ve len tecide lehüm nasîran. (4/Nisa145)

Cehennemin en aşağı tabakasına gidecek. Münafıklık, öyle hafif bir şey değil.

İkincisi;

Ve izâ haddese kezebe. Münafık, konuştuğu zaman da yalan konuşur.

Eğer bir insan konuştuğu zaman yalan konuşuyorsa, demek ki; münafıklıktan bir parça bir şey onda, sermaye münafıklık var, bulaşıklık vardır demek.

Yalan söylemeyecek, Müslüman yalan söylemez. Asla söylemez. Müslüman asla yalan söylemez, doğru konuşur.

Ve lev ‘alâ enfüsiküm evi’l-vâlideyni ve’l-akrabîne. (4/Nisâ 135.)

Akrabasının, anasının, babasının kendilerinin bile aleyhine olsa hakkı söyler.

Evet bu böyle, böyle olması lazım. Tamam der, bu haklı der. Evet ben böyle duydum, şöyle oldu der, dosdoğru konuşur,  yalancılık yok.

İkincisi yalan söylememek.

Ve izâ âhede ğadera. Münafık ahd ü peyman yaptı mı, anlaşma yaptı mı anlaşmayı da bozar, gadreder.

Anlaşmayı bozar.

Hani anlaşmıştık, seninle ahd ü peyman etmiştik sözleşmiştik?

Bozdu, hık dı mıktı bilmem ne filan gadretti, anlaşmayı bozdu. Bu da münafıktır, münafıklık alametidir.

Ve izâ hâsame fecera.

Hâseme muhasameten. Mahkemelik olmak demek bir insanla. Bir insanın ihtilafa düşmesi demek, husumet yapması demek.

Böyle ihtilafa düştüğü zaman da fecera. Günaha sapar.

Yani normal çizgide durmaz, tabii Müslümanın davranışı gibi davranmaz, günaha sapar. Halbuki İslam’da, dost da olsa düşmanda olsa karşısındaki adamın kendisinin yapacağı şeyler var yapmayacağı şeyler var. Adaletten ayrılmaması lazım. Doğru çizgiden, sapmaması lazım. Günaha sapmaması lazım.

Ve üçüncü hadis-i şerif.

Dersimiz bu üç hadis-i şerifle bitiyor.

Ve an ibni Abbâsin radıyallahu anhumâ. İbn Abbâs radıyallahu anhumâ, Abdullah İbn Abbas bu da. Bu da çok gençdi, bir delikanlıydı Peygamber Efendimizin zamanında. Çok iyi öğrendi bilgileri; sonra ashabın, ashabtan sonraki neslin ,en alimlerinden oldu, herkes gelip gelip buna bilgi sorarlardı. Kur’ân-ı Kerîm’i en iyi bilenlerden birisiydi. Bazen bir mesele sorarlardı, şu şöyle nasıl diye. İyi ki geldin sordun, ben ölseydim senin de aklında bu soru kalsaydın mahvolacaktın diye cevap verdiği var yani.

Çok bilgili bir kimse Abdullah İbn Abbas. Peygamber Efendimize de en benzeyen kişilerdenmiş akrabasından İbn Abbas radıyallahu anhumâ.

Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu naklediyor;

من تحلم بحلم لم يره، كُلف أن يعقد بين شعيرتين ولن يفعل، ومن استمع إلى حديث قوم وهم له كارهون، صب في أذنيه الآنُك يوم القيامة، ومن صور صورة، عذب وكلف أن ينفخ فيها الروح وليس بنافخ‏

Men tahalleme bi-hulmin lem yerehû. Görmediği bir rüyayı, şöyle bir rüya gördüm diye yalan olarak, rüya olarak anlatan.

Görmedi öyle bir şey ama ben şöyle bir rüya gördüm diye anlatıyor. Rüyamda gördüm ki işte kızınla evlenmişim de bilmem neymiş de şöyle olmuş da böyle olmuş da. Yalan. Görmediği rüyayı gördüm diye anlatıyor.

Küllife en ya’kıde beyne’ş-şa’îrateyni ve len yef’al. İki arpanın birbirine düğümlenmesini yap bakalım diye kendisine görev verilir ahirette.

Yap bakalım, bu iki arpayı birbirlerine düğümle. İki arpa düğümlenir mi, uzun ip bile zor düğümleniyor. Yani yapılamayacağı. Ve len yef’al. Yapamayacaktır ve yapamayınca da cezayı yer yani.

Ve men isteme’a ilâ hadîsu kavmin ve hüm lehû kârihûn.

Bu yalan rüya anlatmak günah, fena bir şey.

Bir de birtakım insanlar kendi aralarında konuşuyorlar, ötekisi de kulağını yanaştırmış onları dinliyor.

Ve hüm lehû kârihûn. Onlar da onun duymasını istemiyorlar aslında.

Mahrem konuşuyorlar. Aile sırrı, aralarında bir şey, kimseye açmak istemedikleri bir şey. Bu da kulağını uzatmış, boynunu uzatmış, yamulmuş böyle onların sözlerini dinliyor, kulak kabartıyor yani ona.

Haa!..

صب في أذنيه الآنُك يوم القيامة، ومن صور صورة، عذب وكلف أن ينفخ فيها الروح وليس بنافخ‏

Subbe fî üzüneyhi el-ânikü yevme’l-kıyâmeti. Kıyamet gününde, iki kulağına kurşun dökülür o kimsenin.

Sen mi bu kulaklarla dinlememen gereken sohbetleri, konuşmaları dinlemeye kulak kabarttın ha diye o kimsenin kıyamet gününde kulaklarına kurşun dökülerek cezası verilir.

Kulağına kurşun dökülen insanın kulağının zarı patlar ve sağır olur insan. Dünyada böyle herhalde işkence için yapıyorlardı bazı kimselere, hem kulağı yanıyordur cayır cayır, hem o kulak yolu, sinirlerin en çok olduğu yerdir. Onu biraz bir şey içini filan sileceğim derken fazla zedelediği zaman bile insanın bir kulak ağrısı başlıyor, zonk zonk zonk dosdoğru kulak doktoruna gidiyorsun. E kardeşim diyor; kulağı biz bu ucunda pamukçuk olan şeyleri bile sokmaya izin vermiyoruz, burası çok hassastır diyor, burada sinirler çoktur diyor, sen burayı tahriş etmişsin çizmişsin. Ondan böyle zonk zonk zonkluyor diyor.

Bir de oraya kurşun dökülmesi ne demek?

Cayır cayır içeriye giderken, sinirlerin uçları yanacak, dibinde de zar var, kulak zarı onu da delecek. Ondan sonra adam, ölmez de sağ kalırsa sağır olacak.

Bu da olmaması lazım.

Allahu Teâlâ hazretleri bize doğru olanı, güzel olanı öğretsin, onu yapmayı nasip eylesin. Kötü huylardan, kötü hallerden, kötü amellerden korusun. Kötü durumlara düşmekten korusun. Dünya ve ahirette aziz eylesin, yani kıymetli, izzetli eylesin. İki cihanda mes’ud ve bahtiyar eylesin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Bi-hürmeti esrar-ı sûreti’l Fatiha.

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 00.00.0000 - İyi ve Kötü Huy, Toplum Ahlakı, Kullara İyilik, Kullara Kötülük 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 00.00.0000 - Kuranı Kerimin Anlayarak Okunması, Akra 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 00.00.0000 - Peygamber Efendimiz (SAS) 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 00.00.1999 - Ramazan, Orucun Faydaları 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.00.2000 - İftar Ettirmek, Oruçlunun Yanında Yemek Yemek 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazan, İftar Ettirmek 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 00.00.2000 - Ramazanda Sahura Kalkmak, Hilalin Görünmesi 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 14 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Cennetin Ramazan Ayında Süslenmesi 02.10.2020 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 00.12.2000 - İftarı Suyla Açmak, Sahura Kalmak, Yalan Yere Yemin, Gıybet 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 00.12.2000 - Orucun Önemi, Orucu Zedeleyen Şeyler, Oruçlunun Mükafatı 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 02.11.2000 - Ramazanın İlk Gecesinin Fazileti, Kadir Gecesi, İftar Ettirmek 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 03.01.2000 - Kadir Gecesi 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 50 playlist like
playlist play 03.02.1995 - Ramazanın İlk Haftası, İlk Cuması, Ramazanı Değerlendirmek 07.04.2022 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 03.12.2000 - Orucun Mükafatı, Oruç Adabı 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 04.00.0000 - Allahın Seveceği Kullar 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 04.05.2000 - Takva Sahibi Olmak, Zikir, Evde Kuranı Kerim Okumak 18.04.2023 playlist oku playlist ekle 17 playlist like
playlist play 05.01.1998 - Ramazanda Takva Sahibi Olmak 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 05.02.1992 - Güzel Ahlakın Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 15 playlist like
playlist play 07.01.2000 - Ramazanın Son Günü 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 07.02.1997 - Ramazanın Son Cuması ve Bayram, Niyetin Önemi, Allah Yolunda Para, Aileye Masraf 28.04.2022 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 07.12.2000 - Oruc Tutmak, İftar Ettirmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 08.01.1999 - Kadir Gecesinin Önemi 29.03.2024 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 08.12.2000 - Ramazan, Sıcak Günlerde Oruç, Tevhidi Yaymak 14.03.2025 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 10.01.2001 - Güzel Ahlak Sahibi Olmak, Zikir 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 11.01.1998 - Ramazandan Sonra Hali Muhafaza Etmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 12.03.1999 - İtikafın Sevabı, Allahı Zikretmek, Çocuklar Arasında Adalet 02.04.2024 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 13.01.1999 - İslamda Kardeşlik 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 13.12.2000 - Cennet ve Oruç 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 14.01.1999 - Kadir Gecesi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 15.07.1990 - Tevhid, Namaz, Zekat 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 15.12.1999 - Müminin Güzelliği, Hikmet, Kardeşinin İhtiyacını Görmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 15.12.2000 - İtikaf Fazileti 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 16.01.1999 - Sabah ve İkindi Namazlarının Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 17.12.2000 - Gece Namazı, Ramazandan Sonra Alışkanlıkların Devam Etmesi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 19.06.2000 - Kuran Kıraati 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 21.12.2000 - İtikaf, Eşlerin Birbirine Olan Hakları 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 23.12.2000 - Kadir Gecesinin Önemi, Kuran-ı Kerim 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 24.01.1997 - Takva Ehli Olmak, Cehennemden Korunmak 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 17 playlist like
playlist play 25.12.1992 - Hasta Ziyareti, Misafir Bereketi, Ramazanda Tevbe Etmek 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 25.12.1997 - Ramazanın İlk Günü, Ramazanda Yapılması Gerekenler 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 26.12.2000 - Ramazan Sonrası, Allahın Adını Anmak 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 27.11.2000 - Ramazan Ayının Başı, Sahur Vakti İbadet 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 28.12.1999 - İtikafın Önemi 10.12.2019 playlist oku playlist ekle 44 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Hadis-i Şerifler
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Hadis-i Şerifler
Hadis-i Şerifler Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close