Bir düşünelim? Kaç saati uykuda geçiriyoruz? Zamanımızı, ömür sermayemizi istediğimiz kadar verimli kullanabiliyor muyuz? Yüklü miktar paramız olsa nerelere yatırım yapardık? Ömür sermayemizi de yatırım aracı olarak görmeyi ve en verimli şekilde değerlendirmeyi hangimiz istemeyiz?
Yüce Rabbimiz bizlere mesajında diyor ki: “Asr’a yemin olsun ki muhakkak insan kesin bir hüsran içindedir.”(103/1-2) İnsan ve hüsran kelimeleri burda neden yan yana? Ömür sermayemiz buzun eriyip gitmesi gibi eriyip gidiyor. Ölüm geldiğinde, zamanı durdurmak eceli ertelemek mümkün değil. Zamanı geriye sarıp, hayatı yeni baştan yaşamak istesek de ölüm anı fırsatların bittiği bir an. Peki hüsrandan kurtulmanın yolu nedir? Aynı mesajın devamında bu sorunun da cevabı var: “Ancak iman edip de sâlih (sevaplı) amel (ve hareket)lerde bulunanlar, hem de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariçtir (onlar ziyandan kurtulmuşlardır).”(103/3) Haydi biz de bu reçeteye sımsıkı sarılalım ve uygulamaya koyulalım!
Plan yapmak işimize yaramıyor mu? Büyük bir hevesle planlar yapıyor ama daha ilk günkü hedeflere ulaşamadan aksiliklerle mi karşılaşıyoruz? Programlarımız hayal kırıklığıyla mı sonuçlanıyor? Kendimize başarılı kişileri örnek alalım öyleyse. Onlar nasıl başarıyorlar?
Araştırmalar gösteriyor ki başarılı kişilerin en önemli vasıfları olaylar bekledikleri gibi gitmediğinde vazgeçmemeleri! Yapamıyorum deyip kenara çekilmiyorlar. Amaçlarına, hedeflerine inanıyor ve yeni yollar deniyorlar. Hatalarından ders alıp, sonraki denemede bunları bertaraf etmek için çaba sarfediyorlar. Edison’un ampülü bin denemeden sonra icat ettiğini biliyor musunuz? Ya birkaç denemeden sonra bıraksaydı.
Hedeflere giden yol, hayat planının ilk aşaması, hayaller kurmaktır.
Hayal kurmak kendimize amacımızın reklamını yapmaktır. Her gün ne kadar çok reklam seyrediyor ve dinliyoruz. Reklamıyla defalarca karşılaştığımız nesne farkında olarak veya olmayarak aklımızdan çıkmıyor ve ona ulaşmak için çaba sarfediyoruz. O halde amaçlarımızın bir reklam filmini hazırlayalım kendimize.
Nedir amacımız? KHayrlı bir ömür mü? Bunu başarmış olarak hayal edelim kendimizi, neler hissederiz? Peki neler yapabiliriz bu güzel sonucu hazırlamak için?
Labirent bulmacaları biliriz. Örneğin bir adam yolunu kaybetmiş. Evine ulaşmak istiyor. Birkaç labirentten hangisi hedefe ulaştırır diye sorulur. Bu sorunun çözümünde ev hedefinden başlayıp geriye adama doğru çizdiğimizde, doğru cevabı kolayca buluruz. O halde hedefimizin tam tanımını yapıp, o hedefi başarmış gibi hissederek, başarma yolunda neler yaptığımızı hayal etmek önemli.
Yaratılış gayesine uygun khayrlı bir hayat hedefine ulaşmak için neler yapmamız gerekiyor?
Öncelikle yaratılış gayesinin tam bir tanımını yaparak işe başlarız. Bu dünyaya niye geldik diye sorarız. Doğru cevapları bulan insan, yaşamında bu doğruları gerçekleştirmek istiyor ve bu hedefle yola çıkıyor.
Hayatımızı planlamak için önce şu anda nerdeyiz?
Onu tespit edelim. Yaşam zaman çizgimizi çizelim. Bize sunulan her gün bir fırsattır. Şimdiler içinde fırsatlar saklar. Şimdileri kaçırmayalım, şimdileri ertelemeyelim, şimdileri şimdi değerlendirelim. Zihnimizde khayrlı hedefler canlandıralım. Onlara ulaşmanın planlarını yapalım. Planlar ilk seferinde yolunda gitmezse o zaman istediğimiz sonuca ulaşmak için değişik yöntemlerle tekrar deneyelim.
Başarmak istediğimiz hayat filminin senaryosunu yazıp, tekrar tekrar zihnimizde oynatalım.
Başarılı bir öğrenci olmayı seçiyorum. Ders çalışma zamanımı oyun oynama zamanımın önüne geçiriyorum gibi… Sağlıklı olmayı seçiyorum. Sağlıklı yiyecekler tercih ediyorum gibi.. Yaratıcımın hoşnutluğunu kazanmayı seçiyorum. Kazancımın helal olmasına dikkat ediyorum gibi..
Hedeflerimizin canlı bir hayal olarak karşımızda durması iç disiplinimizi sağlar. İç disiplin bize ne sağlar? Daha sonraki daha khayrlı bir sonuç için anlık zevkleri reddetmeyi ve gelecekteki daha büyük bir ödül için geçici hazlardan vazgeçmeyi sağlar.
“Kaç kez denediysem olmadı. Artık denemeye gerek yok. Şu hedefimi başaramam. Zaten etrafımdakiler de ancak bu kadar yapabileceğimi söylüyor. Ben de artık hedefimden vazgeçtim” diyorsak, psikolojide bu durumumuza “öğrenilmiş çaresizlik“ deniyor. İlginç bir örnek verelim. Filler çocukluk dönemlerinde uzağa kaçmasınlar diye iplerle kazıklara bağlanırmış. Ancak ipin uzunluğu kadar uzağa gidebilirlermiş. İşin ilginç yanı belli bir yaştan sonra bu ipler çıkarılsa bile filler ip mesafesinden daha ileriye gidemeyeceğine inandığı için ancak o kadar açılırmış. Beynimizde geçmişten kalma ne sınırlamalar var ve ne kadarı aslında olmadığı halde bizi engelliyor acaba!
Hayatımızın başarı planının formülünü aşama aşama gözden geçirelim.
Halis bir niyet, bu niyete uygun hedef ve amaç belirleme.
Bu niyetimize uygun hedef ve amacın bize neler kazandıracağını hissetmek ve yaşamak. Bu basamak amacımızın reklamıdır.
İçsel disiplin. Seçimler söz konusunda bizi amacımıza götürecek olanı, anlık hazları terkedip, gelecekteki daha büyük bir ödül için çabaya devam etmeyi sağlayan güç.
İçsel disiplin sayesinde seçimleri ömür boyunca devam edecek hayırlı alışkanlıklar için önce zor gelse de tekrarlamak.
Başarabileceğine inanmak. Ettiği duanın kabul edileceğine, inanmaktır. Yağmur duasına çıkarken yanına şemsiye almaktır.
Yaptığın işi sevmek. Sevdiği işi yapmak ve yaptığı işi sevmek insanın enerjisini ve başarısını yükselten çok önemli bir unsurdur.
Büyük hedefi parçalara bölüp, bir dizi küçük hedefler belirleyip onları bitirerek adım adım başarıya ulaşmak.
Önceki başarısızlıkları değil başarıları hatırlayarak, bizi bu başarılara götüren motivasyon stratejisini bulmak.
Bir kalem ve defter alıp bugüne kadarki büyük küçük başarılarınızı yazdık diyelim. Bizi bu başarılara götüren etmenlerle birlikte. Bundan sonra gelecekten ne bekliyoruz onu da yazalım. Hedeflerimiz neler? Neleri yapmak bizi mutlu eder? Ne olmak ve ne olmamak istiyoruz? Hangi hedeflerimize ulaşabileceğimize gerçekten inanıyor, hangilerini öylesine istiyoruz? Yazmaya devam edelim. Bir araştırmada başarılı insanların özellikleri araştırılmış. Aklı, zekası, çalışması... Hedefe ulaşan insanların bu özelliklerinden daha önemli bir özellikleri ortaya çıkmış. Hedeflerini yazıya geçirmeleri. Amaç ve hedefleri yazıya geçirmek beyni bu yönde programlamak anlamına geliyor.
Harika bir bilgisayarımız var, uzay problemlerini çözecek kapasitede. Mükemmel yaratılan beynimiz, bu yüksek kapasiteli bir bilgisayar gibi en karmaşık matematik problemlerini çözebilecek niteliktedir. Bugüne kadar bitirmeyi değil başlamayı alışkanlık edindiysek, toparlayalım artık yarım kalan şu işlerimizi. Yarım kalan işler yaşam enerjimizi çalıyor çünkü. Bitirilmiş işlerse beynimizde açık kalan dosyaları kapatarak bilgisayar misali hızımızı artırıyor.
Geçmişten kazandığımız tecrübelerle, taze, sağlaması yapılmış niyetlerle, haydi yeni planlar yapalım! Bugün dünün yarını. Dün bugün neler yaptık, yarın neler yapmak istiyoruz? Her günü diğerinden daha iyiye programlayalım. Gayret gösterelim; Tevfik Allah (c.c.)’tan.