Mekong nehri, Güneydoğu Asya denizcilik tarihine damgasını vuran Çampa krallığı zamanından beri Çam halkının su ve ürünleriyle beslenme ihtiyaçlarını karşılıyor.
Bugün Kamboçya, Vietnam, Laos, Tayland, Burma arasında doğal sınır oluşturan bu nehir, Tonle Sap nehriyle birlikte Çam Müslümanlarına barınak da sunuyor. Nehirler üzerinde yüzen evlerde ve teknelerde yaşayan binlerce Çam Müslümanı, kendi dil, din ve kültürlerini yaşayabilecekleri bir mekân arayışında.
Çamlar, Malaylarla birlikte Güneydoğu Asya anakarasının en eski Avustronezya ırkını oluşturuyor. Avustronezya dil ailesinin Malaya-Polinezya kolundan Çam ve Tsat dillerini konuşuyorlar. Çamlar, Çinhindi'nde Sanskritçe'ye dayalı kendi yazı sistemlerini geliştiren nadir ırklardan olma özelliği taşıyor.
Çamlar, bugün orta ve güney Vietnam topraklarında yer alan, Doğu Kamboçya ve Laos'un büyük bölümünün de kapsayan, 2. yüzyıldan 17. yüzyılın ortalarına kadar bölgeye hâkim olan beylikler devleti Çampa krallığının sakinleriydi. Çin, Hindistan ve Malay adalarını birbirine bağlayan Güney Çin Denizi’nde deniz ticaretiyle uğraşırlardı. Deniz ticaretindeki hünerleri dolayısıyla bu deniz tüm Asya denizcileri tarafından “Çampa Denizi” diye anılırdı.
Bölge halkının İslam ile tanışması
Çampa halkının İslam’la tanışması deniz ticareti yoluyla olmuştu. 9.yüzyılda Çin’in Kanton bölgesinden gelen Hui Müslümanı deniz tüccarlarını, 11. Yüzyıl itibarıyla Hindistan’ın güney bölgesi Gujarat’tan bölgeye göç eden deniz tüccarları takip etmişti. Kabile kültürünün hâkim olduğu bu dönemde Çampa prensesinin Quanzhou'dan Çinli bir tüccar olan Wang Yuanmao ile evlenmesiyle geniş kitleler İslam’a yönelmişti.
Çin’in Yunan bölgesinden Müslüman amiral Zheng Ho, 15. Yüzyılda Çampa prensesi Dewi Candrawulan’ın babasını Güneydoğu Asya Müslümanlarını himaye etmekle görevlendirmişti. Prensesin oğlu Ahmed Rahmetullah (Sünen Ampel) ise Endonezya ada sakinlerini İslam’a davet eden ve üzerlerinde büyük etki uyandıran “Walisanga”’dan yani “dokuz Allah dostu”ndan biriydi.
Yine 15. Yüzyılda Malay adalarında Majapahit Sultanlığı’nın İslam’ı benimsemesinde de Çampa prenseslerinden olan Dewi Dwarawati’nin etkisi olmuştu.
17. Yüzyıla kadar Çampa, Majapahit, Malaya, Malacca, Jawa, Cohor gibi bölgelerde kabile beylikleri ve sultanlıklar halinde bulunan Müslümanlar, birbiriyle kuvvetli bir iletişim ve etkileşim halindeydiler. Müslümanlarla ve Malay adalarıyla etkileşimin bir eseri olarak Çam dili, Orta Vietnam'da Çam alfabesiyle yazılırken, deniz kıyısına yakın Mekong Deltası çevresinde Arap alfabesiyle yazılmıştı; ayrıca Jawi alfabesi de benimsenmişti.
Çamlar, 16. Yüzyıla kadar kuzeydoğu Çin, Tayvan ve Japonya'ya ve güneyde Malezya ve Endonezya'ya uzanan geniş bir ticaret ağına sahipti. Yer altı zenginlikleri, altın ve gümüş madenleri, değerli taşları, baharatları, aromatik öd ağacı gibi bitkileriyle ünlüydü. Müslüman seyyahların yazdığına göre adalarında fildişi, kafur, hindistan cevizi, topuz, karanfil, öd ağacı, kakule, küp ve diğer maddeler üretilirdi. Günümüzde Tayvan, Filipinler ve Malezya’da dahi Çampa krallığına dair kalıntılar bulunuyor. Çampa krallığının 2. yüzyıla ait belirgin en eski eserleri tuğla döşeme, kumtaşı sütunlar ve çanak çömleklerden oluşuyor.
17. Yüzyıla gelindiğinde Çamlar, topraklarının batı yakasındaki Khmerlere ve kuzeyindeki Kinhlere karşı kara hakimiyetini koruyamadılar. Toprakları bugünkü Vietnam ve Kamboçya arasında erirken Çam topluluklarının bir kısmı Çin’in Hainan Adası'na, bir kısmı Kamboçya’ya, bir kısmı Vietnam’a, bir kısmı Tayland’a, bir kısmı Endonezya’nın Açe bölgesine, bir kısmı Malezya’ya dağıldı. Kimisi ise Kamboçya ve Vietnam arasındaki sınır nehirlerinin üzerinde tabiri caizse askıda kaldı.
Çam dili
Çam halkı, bugün hem Kamboçya hem de Vietnam'daki Müslüman toplulukların çekirdeğini temsil ediyor. Bugün nüfusları Kamboçya'daki Kampong Cham Eyaleti ile Güney Vietnam'daki Phan Rang–Tháp Chàm, Phan Thiết, Ho Chi Minh Şehri ve An Giang Eyaleti arasında yoğunlaşıyor. Çok az Çam insanı hala kendi ana dilini okuyup yazabiliyor, konuşulan dil de kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya.
Çam dili hâlen Çamlar tarafından, Tsat dili ise Çamların torunları olan ve Çin'in Hainan Adası'nda yaşayan Utsullar tarafından konuşuluyor. Bugün kullanılan Çam dili temas ettiği birçok dilden etkilenmiş, birçok ödünç kelime ve terminoloji içeren bir dil. Çamlar Vietnam, Khmer, Malayca gibi yaşadıkları ulusun baskın dilini, ayrıca nadiren Arapçayı yazıp konuşuyorlar.
Çam halkının nüfusu
Çamların dünya genelinde toplam nüfusunun bugün 800.000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunlar Kamboçya’da 600.000, Vietnam’da 178.948, Malezya’da 10.000, Çin’de 8.500, Tayland’da 4.000 olarak sıralanıyor. Ancak pek çoğunu bu ülkelerin yerlilerinden ayırmak artık çok zor.
Aile yapıları
Müslüman Çam halkının bir diğer ismi, Bani Çam; bu isim ile bir kısım Hindulardan ayrılıyorlar. Çamlarda anaerkil bir aile yapısı söz konusu. Evin reisi hanım oluyor ve miras anneden geçiyor. Geleneksel kıyafetleri hanımlar için uzun etek ve başörtüsü, erkekler için takkeden oluşuyor. Erkekler genellikle sakal bırakıyor. Bir cami merkezi etrafında mahalli kültürlerini devam ettirme eğilimi gösteriyorlar. Kendi dillerinde Ramazan ayına Ramawan ismi veriliyor. Yaşadıkları yerlerde azınlığı temsil ettikleri için gün geçtikçe kendi dillerini ve zengin kültürlerini kaybediyorlar.
Bugün Vietnam’da yaşayan Çamlar, su ve elektriğin olmadığı kerpiç evlerde yaşıyor, bazıları kendi etnik kimliklerini kullanmadan Vietnam, Laos, Kamboçya, Tayland gibi ülkelerde yerel pazarlarda satılmak üzere el işleri üretebiliyor. Nadiren turistik beldelerde tarihi müzik aletleriyle geleneksel müziklerini icra eden Çamlarla karşılaşılabiliyor. Geleneksel el sanatlarından olan bu müzik aletlerini hala üreten sadece iki Çam ailesi var.
Çamlar Kamboçya’da nüfusun yüzde 1 ila 2'sini oluşturuyor. Bugün, Kamboçya'daki yaklaşık 600.000 Çam nüfusu, Kampong Cham, Kampot ve Phnom Penh çevresinde yoğunlaşıyor. Çamlar genellikle ibadetlerinde özgür olsalar da, dilleri Çamların yoğun olduğu bölgelerde bile devlet okullarında bir eğitim dili olarak kullanılmıyor. Çamların birçok eğitim ve ekonomi fırsatına erişimleri bulunmuyor. Kamboçya'daki Çam Müslümanlarının çoğu hala kırsal alanlarda ikamet ederken, aynı zamanda önemli kentsel toplulukları da oluşturuyorlar ve düzenli olarak tahliye tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Bölgede ekonomik durum
Çamların çoğu, ülkenin Mekong Nehri boyunca yaşıyor ve geçimlerini balıkçılıktan sağlıyor. Tek geçim kaynağı balıkçılık olan Çamlar bu gelirle pirinç satın alıyorlar. Çoğu zaman günlük 2.5 doların altındaki gelirleriyle kalabalık ailelerinin karınlarını doyuramıyorlar. Nehir kenarlarında barakalarda yaşayan Çamlar, kentsel dönüşüm gerekçesiyle sıklıkla tahliye ediliyor. Demir atmış teknelerinin halatları kesiliyor. Bölgeyi boşaltmaları isteniyor ama arsa satın alıp ev inşa edecek paraları bulunmuyor.
Ülkede yeşillikler içinde bir nehir kıyısından bakıldığında çöplerle dolmuş kıyılar, derme çatma tekneler, yüksek katlı otel binaları bir tezat oluşturuyor.
Ülkede Çam ırkından gelen bazı üst düzey yetkililer de bulunuyor ve son zamanlarda Çam haklarını gündeme getiriyorlar.
Günlük yaşam
Çamlar, mahalli kültürlerine çok önem veriyor, şehre dağılmak veya diğer etnik gruplarla karışmak yerine toplulukta veya cami çevresinde yaşamayı tercih ediyorlar. Sürekli taşınmak zorunda kalmalarına rağmen ailelerine ve kültürlerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Çoğu okuma yazma bilmeyen aile üyeleri çocuklarının en büyük hayali olan eğitim ihtiyacını karşılayabilmek için kalıcı bir ev gerektiğini ifade ediyorlar. Birkaç sene önce tahliye emrinden sonra yıkılan yüzen camilerinin yerine yenisini inşa edemedikleri için üzülüyorlar. Çocuklarıyla ve aile büyükleriyle derme çatma teknelerde, yeme, içme, barınma, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarının hiçbirini temin edemedikleri olağanüstü koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Kamboçya’da nehir üstünde yüzen evlerden Çam Müslümanları sesleniyor: “Kültürümüzü kaybetmek istemiyoruz”
Zor durumdaki Çam Müslümanları, başlarını sokabilecekleri bir ev, ibadet edebilecekleri bir cami, kendi dillerinde eğitim alabilecekleri bir eğitim kurumu, karınlarını doyurabilecekleri bir iş imkanı, kendi kültürlerini yaşayabilecekleri bir yurt, bir mekan arayışındalar.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.