Îtikâf, insanlık tarihi boyunca uygulanmakta olan, Kur’an-ı Kerim’de işaretleri bulunan köklü bir gelenek, İbrahim (AS)’dan itibaren diğer peygamberlerin sünneti, Peygamber Efendimiz (SAS)’in ise terk etmediği sünnet.
Kişinin kendini Allah’a ve O’nun hoşnutluğuna adayarak zamanının belirli bir kısmını ayırma, itikaf için belirlenmiş bir caminin köşesinde, dünyanın koşuşturmacasından uzaklaşarak gelişim ve dönüşüm içine girme fırsatı.
Her zaman devam edilen farz ibadetlerin yanı sıra nafilelerle duygu ve düşünce yoğunluğunun doruğa ulaştığı, hayatın anlamı üzerine tefekkür etme; derin ufuklara açılma imkanı.
Ramazan ayının son on gününde niyetlenilen itikaf, Peygamber Efendimiz (SAS)’in terk etmediği sünnetlerden: Sünnet-i müekkede.
Gündüzleri oruçla, geceleri de ibâdet ve zikirle mescidde geçirerek, tevbe ve gözyaşlarıyla kalbin yıkandığı, rahmet ve mağfirete kapı aralayacağı umularak tam anlamıyla kulluğa adanan kıymetli vakitler. Âlimlere göre teravih gibi itikafın de sünnet-i kifaye yönü bulunmakta. Dolayısıyla itikaf bütün beldelerde ayrı ayrı Müslümanların sorumluluğuna girmekte; her bir mahallede mutlaka itikafa girilen bir mescit ve bir akif bulunması gerekmekte.
Bu suretle bazı müminlerin Peygamber Efendimiz (SAS)’in nebevi hatırası olan itikaf ibadetini yerine getirmesiyle sünnet ihya edilmekte. Her yerleşim yerinde en azından bir akif bulunduğunda o beldedeki diğer Müslümanları sorumluluktan kurtardığı gibi Cenâb-ı Hakk'ın, itikâf yapanın ecrini-sevabını diğer belde Müslümanlarına da vereceği umulmakta.
Kalplerin Tabibi ve Devası Peygamber Efendimiz (SAS) Ramazan gecelerini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affolunacağını müjdelediği gibi itikâfa giren kimsenin kazancını şöyle ifade ediyor: “O, günahlardan uzak kalır ve kendisine (hayatın içinde) tüm iyilikleri yapan kimse gibi iyilikler yazılır.” (İbn Mâce, Sıyâm)
İtikaf ibadeti, insanın Ramazan’ın son on gününde olduğu tahmin edilen Kadir Gecesine rastlama imkânı ve umudunu artırıyor.
Peygamber Efendimiz (SAS)’in, önceleri Ramazan ayının ortalarında itikâfa girdiğine, Kadir gecesi hakkında bilgi aldıktan sonra son on gününde itikâfa çekilmeye başladığına işaret edilen hadisi şerifler de bulunuyor (Buhârî, İtikâf). Mü’minlerin en değerli, en bereketli, en mutlu gecesi olan bin aydan daha hayırlı (Kadr, 97/3) bu gecede, Yüce Yaratıcımız, rahmet kapılarını sonuna kadar açmakta, bizleri bir mana ziyafetine davet etmekte ve her türlü ihsanda bulunmakta.
İnsana geride bıraktığı yılın muhasebesini yapma, geleceği daha verimli bir şekilde planlayabilme, Ramazan ayının mânevî ikliminden daha fazla yararlanma ve Kadir Gecesini ihyâ etme anahtarı verilmekte. “O (gece), tanyeri ağarıncaya kadar, (ibadet ehline) bir selam (rahmet ve esenlik)tir.” (Kadr, 97/5). Ebû Hüreyre (RA)’ten rivayetle: “Kim ki inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Terâvîh) REsûlullah (SAS) özellikle Kadir Gecesini, Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde aramamızı tavsiye ediyor (Müslim, “Sıyam) ; itikâfı teşvik ve tavsiye ederek “Kadir Gecesinden mahrum olan bütün hayırdan mahrum olur.” buyuruyor. (Müsned).
İtikaf Sünnetinin Prensipleri
Peygamber Efendimiz (SAS)’in terk etmediği sünnet olan itikâfın süresi, Ramazan’ın yirminci iftarıyla camide başlıyor, son gün ikindi namazından sonra bitiyor.
· Öncelikle itikafa niyet ediliyor.
· İtikafa girmek üzere beş vakit namaz kılınan bir mescit tercih ediliyor. En faziletli mescitler sırasıyla Mekke’de Allah’ın evi-Beytullah’ın bulunduğu Mescid-i Haram, sonra Peygamber Efendimiz (SAS)’in Medine’deki mescidi Mescid-i Nebevî, daha sonra Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’teki Mescid-i Aksâ. Buralarda itikafa girmeye imkan bulamayanlar için cemaati en kalabalık, en büyük mescitler/camiler öncelikle tercih edilebilir. Kendi mahallesindeki camide itikafa girecek kimse bulunmayanlar için mahalle cami öncelik sebebi.
· Hanımlar için itikaf mekanı ise evin ibadete ayrılmış bir bölümü.
· İtikafın mevsimi Ramazan ayı olduğundan, itikaf oruca eşlik eden bir ibadet. İtikaf esnasında abdesti bozulan, boy abdesti alması gereken kimse camide ya da en yakın yerdeki abdesthanede abdestini tazeledikten sonra itikaf alanına dönüp itikafına devam edebiliyor. Hanımlar için itikaf esnasında ay hali ve lohusalık hali gibi oruca da engel olan abdestsizlik hallerinden temiz olmak gerekiyor.
İtikâf sırasında;
· Dili güzel sözler söylemeye alıştırmak,
· Daha çok insanın ziyaret ve ibadet ettiği mescitleri/camileri tercih etmek,
· İtikâf günlerinde Kur'an-ı Kerim, hadisi şerif, tefsir ve siyer kitapları okumak,
· Allah’ı zikretmek, kelime-i tevhid, tekbir ve salavatlar getirmek,
· Teheccüd, işrak, duha, evvabin gibi nafile namazlar kılmak,
· Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünmek,
· Dini ve ilmi konular haricinde dili ve zihni meşgul etmemek,
· Diğer çeşitli ibadetlerle meşgul olmak,
· Temiz elbise giyip güzel kokular sürünmek, vakti böylece verimli değerlendirmek bol sevaplı ve sevgili işlerden.
İtikaf esnasında cinsi münasebet, bayılma ve/veya herhangi bir ihtiyaç yokken mescitten çıkılması hallerinden birinde itikaf bozuluyor. Bozulan bir sünnet itikafın kaza edilmesi gerekmiyor. Her sene yeniden itikafa girmek de mümkün.
İtikaf hakkında pratik bilgiler
· İtikaf için yaş sınırı bulunmuyor. Çocuklar da itikafa girebiliyor.
· Erkekler beş vakit namaz kılınan mescitlerde, hanımlar evin ibadete ayrılan bir odasında yahut odanın bir köşesinde itikafa girebiliyor.
· Cuma namazı kılınmayan bir mahalle camiinde de itikafa girilebiliyor. Cuma namazı diğer camilerde kılınıp geri dönülebiliyor.
· İlaç kullanan kimseler de sahur ve iftar vakitlerinde ilaçlarını alıp oruçlarına devam ederken itikafa katılabiliyor.
· Sünnet itikafın süresi Ramazan ayının son on günü olsa da sadece hafta sonu için yahut bir gün ve gece için de itikafa niyet edilebiliyor. Çalışan bir kişi akşam itikafa girip sabah işine gidebilir.
· İtikaf esnasında dini ve ilmi konularda sohbet de edilebiliyor.
· İtikâf esnasında mescitte yeme, içme, uyuma ve satın alma gibi ihtiyaçlar görülebiliyor.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.