Yirminci yüzyılın önemli fikir ve gönül insanlarından âlim, muhaddis, ârif Mehmed Zahid Kotku Rha. doğumlarının hicri yıldönümü vesilesiyle yâd ediliyor.
İnsanları ilme teşvik eden, her daim Allah’ın rızasını kazanmayı hatırlatan, Kur’an ve sünneti esas alarak tasavvufi bir ahlak modeli ortaya koyan Kotku Hazretleri; toplumumuzun irfan hayatında etkili olmuş gönül dostu bir âlim.
2021 yılında Bursa’da gerçekleştirilen Mehmed Zahid Kotku Sempozyumuyla kendisinin tasavvufi yönü, ahlak ilkeleri, eserleri ve ilmi metoduyla yaşadığı devre etkileri üzerinde durulmuştu.
Haberimizde, sempozyumda öne çıkan başlıklarla Mehmed Zahid Kotku’nun irfani yönleri yer alıyor.
Kur'an'ı bilmemek veya anlamamak, dinini bilmemek
“İslâm ve ondan neşet eden ilim dallarının temel kaynağı, Kur’ân-ı Kerîm’dir. Herhangi bir görüş, anlayış ve yorum, öncelikle oraya yaslanma mecburiyetindedir. Bu, İslâm’ın bir anlama ve yaşama biçimi olan tasavvuf ve ahlâk için de geçerlidir.” diyen Prof. Dr. Mustafa Özel, Mehmed Zahid Efendi’nin irşadını, kavlî, fiilî ve kitabî olarak yapan bir zât olduğunu, irşadının âyet-i kerîmeleri ve bunların izahlarını, tefsirlerini ihtiva ettiğini belirtiyor.
Kur’ân-ı Kerîm anlayışına örnek olarak “Tasavvufî Ahlâk” eserinde, Zahid Efendi şöyle demekte: "Kur'an'ı bilmemek veya anlamamak, dinini bilmemek demektir. Dinini bilmeyen de hiçbir şey bilmiyor demektir. Onun için müslüman ve mü’minin ilk vazifesi, inanıp iman getirdiği kitabını bilmeye çalışmaktır."
Mehmed Zahid Kotku’nun Fıkhi Yönü
Mehmed Zahid Efendi’nin İslâm düşüncesinde tasavvufî geleneğin önemli muasır temsilcilerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr Murat Şimşek, “Temel yaklaşımı sünnete ittiba, fıkhın âdab kısmının vurgulanması ve nefis terbiyesi şeklindedir. Bununla birlikte İslâm’ın bireysel ve toplumsal olarak sahih bir şekilde yaşanabilmesi için hak ve sorumlulukların tespiti ve bilinmesi üzerinde durmaktadır.” diyerek bu hakları şöyle hatırlatıyor: Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, Hz. Peygamber’in ümmeti üzerindeki hakkı, âlimlerin hakları, karşılıklı olarak ana-baba evlat, karı-koca, komşu, akraba, devlet ve millet hakları hatta hayvan hakları…
Kotku Hocamız, insan eğitimini esas almış, İslâmî bir çevre oluşturmak için gayret etmiş, fert ve toplum üzerinde İslâm’ın kuşatıcı olmasını sağlayacak bütün davranışları ısrarla vurgulamıştır.
Mehmed Zahid Kotku’ya Göre Âlim, İlim ve İlim Ahlakı
İlmin ve bilginin üstünlüğü, değeri, şerefi meselesini İslâm’ın temel kaynaklarıyla ve özellikle de hadislerle beslemeye gayret etmiştir. İslâm’ın ilimle uğraşmayı büyük bir ibadet olarak değerlendirdiğinin altını özellikle çizmektedir. İlim sayesinde din iyi anlaşılacak, dinle insanın buluşma imkânına kavuşacak ve dinden yararlanarak Allah’ı tanıyacak ve O’nun rızasını kazanacaktır.
Doç. Dr. Muhammed Esat Altıntaş; “Kotku Hocamızın üzerinde durduğu bir diğer husus da İslâm’a göre ilmin sadece ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla tahsil edilmesi gerektiğidir. Bu çerçevede, ilim elde ederken tam bir ihlâsa sahip olma yanında, fani dünyanın emellerinden, makam mevkiden, ihtiraslardan, hasis tamahlardan uzak durmayı, ilmi saklamayıp aktarmanın önemi ve benzeri ilim ahlâkına ilişkin konular üzerinde durmaktadır.” hatırlatmasını yapıyor.
Mehmed Zahid Kotku’da İrfanî Ahlakın İlkeleri
Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ise “Mehmed Zahid Kotku’nun eserlerinde ve sohbetinin dilinde, âyet ve hadisler ana merkezdedir. Dolayısıyla onun düşünceleri ve fikirlerinin kaynağında Kur’an ve Hadis bulunmaktadır. Eserlerindeki ahlâk ilkeleri vahiy ve sünnetle şekillenirken alim, ârif ve âkillerin kitapları Kotku’nun başvuru kaynakları arasındadır.” diyerek eserlerinden şu tespitleri paylaşıyor:
“Müslüman ol kişidir ki elinden, dilinden ve belinden kendisinden zarar gelmeyen güvenilir, emin insandır. Mal, servet, para, makam ve mevki, onun için övgü vasıtaları değildir. İnanan, bunları, Rahman’ın yolunda Hakk ve halk için kullanan erdemli insandır. Müslüman; yedirendir, giydirendir. Kibir, haset, ucub, riya, hırs, kin, öfke, gazab, kıskançlık, fitne ve fücur, Hakk’ı İlâh kabul edenin iç ve dış dünyasında yer bulmaz.
Rahman’dan başka güç ve kudret tanımayan muvahhid, cesaretiyle cömert, mütevazı, hâline ve hakkına razı, samimi, şefkatli, vicdanlı ve merhametli “ahsen-i takvim” kimsedir. En güzel hâl ve yapıda olan bu insan, ahlâk güzelliğini, olgun bir akılla ve yüce bir gönülle kemâlata ulaştırandır.”
Mehmed Zahid Kotku’ya göre herkes hakkında olumlu hisler besleyen, aldatmayan ve aldanmayan insanın vasıfları şöyledir:
“İşte o ideal müslüman; yumuşak huylu, selim, kibar, edib, âlim, sâlih, zâhid, âbid, takvâ sahibi olan Allah’ın kuludur. Nimetlere ve ikramlara şükür, ihlâslı, samimi insanın karakteridir. Emir ve yasak Hakk’tan gelince, hakikat çizgisi ortaya çıkar. Mutluluk, iki cihana yayılır; sıkıntı, bela, musibet aşılır; iç bunalım ve krizler son bulur. Salah ve selamet gerçekleşir.”
Mehmed Zahid Kotku’nun Değerler Dünyasında Vefa Erdemi
Kotku Hocamızın ortaya koyduğu eğitim modeli ve davranış tarzı ile tamamen ahlâkî bir duruş sergilediğini vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Erhan Şekerci, bu duruşun kalbinde ise insanlara, sevenlerine ve ailesine verdiği önemin bir nişanesi olarak vefa kavramı bulunduğunu belirtiyor.
“Müslüman olmanın en önemli vasıflarından olan vefanın değerini oluşturduğu halkada, ders verdiği öğrencilerinde ve öncü olduğu insanlara olan yaklaşımında göstermiştir. O herkese açık bir kapı, derdin ve mutluluğun paylaşıldığı bir memba olarak, hiçbir zaman bir mümin olarak sözünden dönmemiş ve vefa abidesi olarak son otuz yılı aydınlatan bir irfan kaynağı olmuştur.”
Mehmed Zahid Kotku Rha. doğumlarının hicri yıldönümü vesilesiyle rahmet ve dualarla yâd ediliyor.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.