Nar tanesi, kabuğu ve çekirdekleri, pek çok kültürün geleneksel mutfağında, günlük hayatında ve tamamlayıcı tıpta yüzyıllardır kullanılagelmiş, etnobotanik değeri yüksek bir gıda ve şifa kaynağı.
Kur’an-ı Kerim’de de hem dünya hem Cennet nimetleri arasında ismi geçen bu kıymetli meyve Anadolu’da mücevhere benzetilerek: “Vurdum kapı açıldı, kırmızı akik saçıldı” bilmecesine konu olmuş.
Bu dosyamızda nar bitkisinin farklı kültürlerde ve Anadolu irfanındaki yerinden ve geleneksel kullanımından bahsediyoruz.
10. yüzyıl Müslüman âlimi İbn-i Sina nar şırasından ürettiği ilacı mide yarasının ve diğer hastalıkların tedavisinde kullanmıştır. İran ve Hint mutfağında nar, çeşitli yemeklerde salça işlevi üstlenir.
Örneğin, ana malzemesi nar şurubu ve öğütülmüş ceviz olan koyu bir sos, tavuk yemeğinin üzerine dökülür. Suyuyla nar çorbası da yapılmaktadır. Hint- Paki mutfağından İran ve Orta Doğu mutfağına taşınan bir lezzet de yabani narların kurutulmasıyla yapılan nar tanesi anlamında “anardana” çeşnisidir.
Torosların güney eteklerindeki bazı köylerde nar suyunun yumuşak buğday ile kaynatılarak küçük parçalar halinde kurutulması ile üretilen “topalak” çerezi meşhurdur. Nar taneleri tatlı ve salatalarda süs ve lezzet verici sos olarak da kullanılır.
Nar yetiştiği coğrafi bölgelerde taze ve tanelenmiş olarak yendiği gibi meyve suyu, nar şerbeti, nar şurubu, nar pekmezi, nar ekşisi, nar sirkesine işlenmekte. Narın çiçeği ve kabuğundan elde edilen kök boya deriye renk vermenin yanı sıra Azerbaycan gibi doğu bölgelerinde halı iplerini boyamak için de kullanılmakta.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Bereketli Hilal Bölgesinde yer alan Güneydoğu Anadolu narlarıyla ilgili 17. yüzyılda şu bilgileri vermekte: “Urfa’nın narı ünlüdür. Harran tarafından Halil nehrinin iki tarafı baştanbaşa bağ ve bahçe olduğundan yazın ve kışın sebzesi boldur. İç kalenin arkasındaki damlacık dağının üzeri de bahçeliktir. Buradaki narların her biri bir okka ve bazen beş yüz dirhem gelip insan kellesi kadar olur. Urfa narı her tarafta makbuldür”. “Maraş’ta da nar çok olur. Hatta fırınlarda kurutup başka ülkelere de gönderirler."
Anadolu’nun Akdeniz ve Ege yörelerinde düğünlerde bereket umularak nar parçalama merasimi halen yapılıyor. Anadolu mutfağında taze nar taneleri afiyetle yeniyor, nar suyu, nar konsantresi, nar ekşisi, nar sodası, tane konservesi, nar tanesi kurusu, nar reçeli, nar şurubu, nar ezmesi, nar pekmezi, nar lokumu, nar pestiline binbir emekle işleniyor.
Nar ekşisi salatalara, kuru patlıcan, biber, yaprak dolmalarına ve iç harçlara tatlı-ekşi tat ve lezzet vermek amacıyla ekleniyor. Anadolu ve Akdeniz’in sağlıklı ve lezzetli geleneksel yemekleri bu çeşnilerden besleniyor. Nar taneleri salatalara ekleniyor, muhammara ve güllaca katılıyor, çeşitli tatlı süslemelerinde kullanılıyor, aşureyi bereketlendiriyor.
Anadolu insanı için nar sadece faydalı, lezzetli ve şifalı bir besin kaynağı değil, aynı zamanda sosyo-kültürel hayatın da vazgeçilmez bir parçası. Besin ögeleriyle insana canlılık ve enerji verirken içlerinde sakladığı çekirdek ve tanelerden dolayı Yaratıcı’nın insanlara bahşettiği nimet olarak değer görüyor.
Bazen bir mimari eserin, bir medresenin, bir konak veya sarayın duvarını, bazen de dokuma, mezar taşı, seramik, metal gibi el sanatlarının süsleme unsurları arasında yer alan nar; bolluk, bereket ve kutsallık anlamı taşımakta. Uygur fresklerinden bu yana taş, alçı, çini ve minyatür eserlerinde görülen nar motifleri, farklı coğrafya ve zamanlardaki çeşitli biçimlerde işleniyor, çeşitli formlar kazanıyor.
Sivas, Gök Medresenin Taçkapısındaki nar motifleri örneklerden sadece biri. Türklerin Müslüman olduğu ilk dönemlerden beri mezar taşlarında nar motiflerine yer verilmesi, Cennet nimetlerine erme arzusunun bir işareti.
Edebi türlerde nar
Nar, Anadolu’da yüzlerce yıldır söylenegelen masallara, halk hikayelerine, ninni ve bilmecelere sıkça konu olan bir nimet. Bilmecelerde tanelerinin çokluğu ile üzüme, dış şekli, rengi ve nesli simgelemesiyle elmaya benzetiyor: “Ağaçta elma asılı, içinde üzüm basılı”. Masumiyet ve tatlılık yönünden bir ninnide bebeğin yanaklarını anlatıyor: “Bahçedeki nar mıdır? Yanakları al mıdır? Bebeklerin içinde, Yavrum gibi var mıdır?”
Ninnilerde nar, “Nar tanesi/nur tanesi annesinin bir tanesi” sözleriyle sevilen, evin neşesi ve umudu olan çocuğu da simgeliyor. Keza nar, bütünlüğün, bereketin, birlik ve beraberliğin de sembolü: “Elimde bir tane, içinde bin tane.”, “Çarşıdan aldım bir tane, eve getirdim bin tane.”
Mimari ve süslemelerde nar
Anadolu ‘da mimariden süsleme sanatlarına nara rastlamak mümkün. Tahılların saklandığı küpler nar motifleriyle süslenerek bolluk ve bereket beklentileri dile getiriliyor. Tarlayı süren köylüler, bereket dualarına nar benzetmelerini de ekliyor. Anadolu’nun kah taş kah ahşap tarihi evlerinin oyma kapılarında nar süslemeleriyle bezenmiş el şeklinde tokmaklar bulunuyor. Kapıya vuran iyilik, bolluk, bereket simgeleyen ele dokunarak eve girmiş oluyor.
Narlar bereket umularak kurutulup saklanıyor, evlerde süs eşyası olarak kullanılıyor. Farklı bilmecelerimizde narın mücevher kadar değerli olduğu dile getiriliyor: “Demir kapı açıldı, alaca boncuk saçıldı”, “Vurdum kapı açıldı, kırmızı akik saçıldı”, “Teptim ambar açıldı; inci mercan saçıldı.”, “Dalda sandık asılı, içi mercan basılı.”, “Bir arşın bezim var. Her çulfalık dokuyamaz. Lâle, yakut taşım var. Her sarraf dizemez.” Nar taneleri, mücevher kadar değerli birer tohum olarak görülüyor: “Gökte sandık asılı. İçine tohum basılı”.
Bu kıymetli meyve Anadolu’da pek çok hediyelik eşya için de figür olarak kullanılmakta.
Anadolu insanı, bir irfan tezahürü olarak Allah’ın yarattığı hiçbir nimeti boş yere var etmediğini biliyor. Meyvelerden kendilerine benzediği uzuvlara göre şifa umuyor. Ortadan ikiye kesilen narın, zarıyla birlikte kalp ve damarlarına benzediği için kalbe iyi geleceği, damarları açık tutacağı ve ferahlık hissi vereceği düşünülüyor.
Narın şiresinin/şerbetinin sesi açtığı, meyvesinin ciğerleri güçlendirdiği söyleniyor. Nar taneleri vücut bölümlerinden dişe benzediği için diş eti hastalıklarına faydalı olduğu düşünülerek iyice çiğnendikten sonra yutuluyor. Güçlü antioksidanlara sahip olduğundan cildi koruyan ve canlılık veren nar, çekirdek yağı ile de değerlendiriliyor.
Nar çekirdeği yağından kırışıklık giderici, cilt yenileyici ve ölü hücrelerden arındırıcı olarak yararlanılıyor. Nar kabuğu öğütülerek biraz suyla karıştırılmasıyla elde edilen macun, kimi yörelerde cilt temizliğinde kullanılıyor.
Nar ibretle bakan Anadolu insanı için içerisindeki yüzlerce taneyle insan varlığını, onu kapsayan kabuğu ile çokluktan birliğe ve tekliğe, Allah’ın varlığına ulaşmayı hatırlatıyor.
“Nar tanesi, nur tanesi, kainatın bir tanesi” bilmecesi de kimi zaman Peygamber Efendimiz (SAS)’i kimi zaman yeryüzündeki en eski ibadetgah olan Allah’ın evi Kabe’yi anlatıyor.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.