İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Akşam17:48 Yatsı19:14 İmsak06:48 Güneş08:20 İşrak09:04 Öğle13:08 İkindi15:26
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 6°C Nem %81
Türkçe
21 Cemaziyelahir 1446 22 Aralık 2024 Pazar
21 Cemaziyelahir 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
06:48 08:20 09:04 13:08 15:26 17:48 19:14
Giriş Yap

Türk Kahvesinin hikayesi

06.12.2024    |

Türk kahvesi kültürümüze o kadar sağlam bir şekilde yerleşmiştir ki, artık kahve içilmeden muhabbet edilmez, kız istenmez kız verilmez olmuştur. Hatırlı bir kahvenin kırk yıl dostlukların yoldaşı olduğu, elinden kahve içilenin aldığı duaların hesapsız olduğu, taze elden içilen kahvenin gönülleri hoş edeceğine kalpten inanılmıştır.

Dediklerine göre Habeşistan’da (Etiyopya) bir çoban, güttüğü keçi ve develerin garip bir ağacın meyvelerini yedikten sonra daha hareketli ve canlı olduklarını görmüş. Bu durumu, dervişleri Ali ibn Ömer eş-Şazili’ye bildirmiş. Şazili, çobanın getirdiği meyveleri gıda olarak yemiş. Kahve, Şazili üzerinde de aynı etkiyi bırakmış. Böylece kahvenin meziyetleri anlaşılmış. Kahveyi yiyen şeyhlerini örnek alan dervişler de kahveden yemişler, hatta Yemen halkı da bu dervişlerden görerek kahveyi kullanmaya başlamış.

Kahvenin bugünkü gibi bir içecek olarak tüketilmesi de ilk kez Yemen’de olmuş. 1470 öncesi Muhammed ez-Zebhani muhibleri olan sufiler, akşamları okurken uyanık kalabilmek için kahve içerlermiş.

Peçevî’ye göre, Osmanlı gündelik yaşamına kahve Yemen’den uzunca bir yol kat ederek 1555’te girmiştir. İki kişi, “Halepli Hakem adında bir herif ile Şamlı Şems adında bir zarîf” İstanbul’a gelip Tahtakale’de büyük bir dükkân kiralayıp kahvehane olarak işletmeye başlarlar. Önce İstanbul ahalisine sonra bütün Osmanlı halkına sirayet etmiş bir zevke dönüşmüş. Hatta bize mahsus bir başka adet olan kahvaltı yine kahvenin hatırına ortaya çıkmıştır. Kültürümüzde kahvaltıdan sonra kahve içme adeti yerleştiğinde kahvaltı “kahveden önce yenen” anlamına gelen “kahve altı” sözünden oluşturulmuş bir sözcüktür.

Türk Kahvesi adı nereden geliyor?

Türk kahvesi vazgeçilemez ve derin bir kültürel alışkanlık olduğu için yokluk dönemlerinde bile kahve tüketimi, kahve çekirdeğinin yerine nohut, yabani fıstık, tohum gibi tahıl türleri kullanılarak aynı kalmıştır. Bu zevk öyle bir hal almıştır ki Türk halkına mahsus bir metoda dönüşmüş, onun adıyla da anılmıştır, “Türk kahvesi”. Türkiye’de kahve yetişmediği hâlde, özel pişirme şekliyle dünyanın pek çok yerinde “Türk Kahvesi” olarak bilinegelmiştir. Özel tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.

Türk kahvesi dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir, çünkü öncesinde kahve içilmez yenilirdi. Köpük, kahve ve telveden oluşur. Telvesi ile ikram edilen tek kahvedir ancak sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telve içilmez. Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür. Türk kahvesi su olmadan ikram edilmez. Kahveden önce su içmek, ağızda bulunan önceki tatları arındırarak kahve tadının eşsiz bir şekilde tadılması sağlar.

Türk kahvesini öyle gelişi güzel içemezsiniz, bir usulü yordamı vardır. Bu kültür ve geleneğe dair bilgi, yetenek, uzmanlık ve yöntemler ailenin tüm üyeleri tarafından ağızdan ağıza aktarılarak korunur. Türk ailesinde doğan biri, önceki nesillerden Türk kahvesi hazırlama yollarını doğal bir şekilde öğrenip, bunu Türk hayat tarzının bir unsuru olarak benimser. Kahve hazırlamada kullanılan geleneksel yöntemler, sanatsal değeri olan, cezve, fincan, havanlar gibi özel araçların ve gümüş takımların gelişimine yol açmıştır.

Evlerde kahve pişirmek özel araç gereçler ile olur. Çiğ olarak alınan kahveyi kavurmak için özel bakır kulaklılar, kavrulmuş kahveyi çekmek için değirmenler, pişirmek için özel cezveler ve porselen kahve takımları, konakların ve mütevazı Türk evlerinin mutfaklarını süsler. Yanına sade su değil, çiçek suları konularak ikram edilir.

Sosyalleşme adımı, kahve

Türk kahvesi sadece bir içecek değil aynı zamanda, sosyalleşmek için kültürel boşlukları, toplumsal değerleri ve inançları bir araya getiren toplumsal bir vakıadır. Türk kahvesinin sosyalleştirme rolü, İstanbul’da ilk kahvehanelerin açılmasıyla ortaya çıkmıştır. Kahvehaneler insanların kahve içtiği, sohbet ettiği, haber paylaştığı, kitap okuduğu ve sosyalleştiği yerlerdir. Neredeyse her mahallede, müdavimlerinin özelliklerine göre çeşit çeşit kahvehane açılır. Hamal kahvehaneleri, yeniçeri kahvehaneleri, tulumbacı kahvehaneleri gibi farklı türde dükkânlar doldurur şehirleri. Evliya Çelebi’nin söylediğine göre, onun zamanında yalnızca İstanbul’daki kahveci ve kahvehane sayısı toplamda 800 kadardır.

Türk toplumunda kahve içme geleneği başlı başına misafirperverlik, arkadaşlık, nezaket ve eğlence sembolüdür. Tüm bunlar ünlü atasözümüz ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.’ ile belirtilmiştir. Bu söz, kahvenin, Türk kültüründe ne kadar önemli olduğunu ve Türk kültürünün ne kadar içine işlemiş olduğunu göstermektedir.

Türk halkının her bir üyesi tarafından sürdürülen bu gelenek, bütün Türk toplumu tarafından kültür mirasının bir parçası olarak görülmekte, Türk kahvesi, kahve içenlerin ve geleneği uygulayanların kahve içme isteğinden ziyade Türk hayat tarzının bir sembolü olarak anlaşılmaktadır.

Kahve yanı kültürel öğeler

Kahve geleneğimiz sanatımızı da etkilemiştir. Türk kahvesi yapımında kullanılan özel araç gereçler, kahve öğütücü, kahve fincanları, tepsiler, soğutucular, havanlar, el değirmenleri, cezve, kahve çömleği, özel kaplar gibi birçok araç gümüş gibi değerli materyallerden yapıldığı için özgün bir sanat eseri sayılmış ve insanlarımız bunları antika adı altında özel koleksiyonlarında sergilemeyi tercih etmekmiştir.

“Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.” sözünde de ifade edildiği gibi bir ritüel haline dönüştürülen kahve içme geleneği esasında toplumsal birlikteliği, dostluk ve yarenliği sürdüren bir rehabilitasyon durağıdır ki herkesin yolu ordan günde en az bir kez geçmektedir.

­

 

 

 

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Peygamber Efendimizin Hayatı
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Peygamber Efendimizin Hayatı
Peygamber Efendimizin Hayatı Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close