Her ne kadar takvim yaşına göre 65 yaş ile yaşlılık dönemi başlamaktaysa da pek çok araştırma, biyolojik yaş (organların yaşı), fonksiyonel yaş ve hatta bazen algılanan yaşın daha önemli olduğunu göstermekte.
Sağlıklı yaşlanmak, yaş almak için sağlıklı beslenme, önemli hususlardan biri.
Yaşlılıkta vücutta beslenmeyi etkileyen değişiklikler neler?
· Yaş aldıkça mide bağırsak sisteminin hareketleri yavaşlamakta, sindirim zorlaşmaktadır. Bu nedenle yaşlılarda kabızlık ve midede şişkinlik gibi sorunlar daha sıklıkta yaşanmakta.
· Yaşlılıkta daha fazla karbonhidrat alımına yönelme olabiliyor.
· Böbreğin süzme kapasitesi ve mesanenin (idrar torbası) depolama kapasitesi azalabilmekte. Bu da yaşlıların su alımını daha önemli hale getirirken, mesane kapasitesindeki düşme ise idrar tutamama endişesi ile yaşlıların su alımını azaltmasına neden olabiliyor.
· Yaşlılıkta ağız kuruluğu daha fazla yaşanmakta. Bu durum iştahsızlığa yol açabiliyor.
· Yaşlandıkça artan hastalıklar nedeniyle artan alınan ilaç sayısı iştahsızlığa neden olabilmekte.
· Otuz yaşından sonra kas kaybı başlamakta, özellikle gününü hareketsiz geçiren yaşlılarda kas kaybı daha hızlı artmakta.
· Yaşlılıkta kronik hastalıklar nedeniyle sıkı diyet kısıtlamaları da bu kişilerin dengeli ve yeterli beslenmesine engel olabilmektedir.
Yaşlılıkta sağlıklı ve doğru beslenme nasıl olmalı?
Doç. Dr. Hilal Özkaya, yaşlılıkta sağlıklı beslenmek için özellikle dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
1- Yeterli su alımına dikkat edilmeli, su içmeyi unutma riskine karşı yaşlıların yanı başında su bardağı ve sürahi bulundurulmalı.
2- Su içmeyi sevmeyen yaşlılarda içme suyu uygun bitkiler ile (taze nane yaprağı, limon kabuğu, tarçın kabuğu vb) ile aromalandırılabilir.
3- Artan karbonhidat alımı isteğine karşın yaşlının gıda alımı sağlıklı protein ve yağlar ile dengelenmeli. Sağlıklı atıştırmalık denilen, dengeli oranda yağ, karbonhidrat ve protein içeren ara öğünler ile diyet zenginleştirilmeli.
4- Kas kaybı ve buna bağlı oluşacak diğer sağlık risklerine (düşme, kırılganlık vb) karşı yaşlının yaşına ve fonksiyonelliğine uygun hareketli bir yaşam sürdürmesi sağlanmalı.
5- Kas kaybını önlemek için egzersizle beraber protein alımını artırmak önerilmekte. Bu nedenle hekime ve diyetisyene danışılarak yaşlının ihtiyacına göre protein alımı artırılabilir.
6- Yapılan çalışmalar, yaşlıların sosyal ortamda daha iştahlı ve mutlu yemek yediğini göstermekte. Bu nedenle mümkün olduğunca kalabalık, neşeli sofralarda yemek yenmesi sağlanmalı.
7- Yaşlının aldığı ilaçların kendi hekimince düzenli olarak kontrol edilmesi sağlanarak artık gerekmeyen ilaçların tedaviden çıkarılması ve akılcı bir ilaç tedavisi planlanması yoluyla çoklu ilaç kullanımına bağlı iştahsızlığın önlenmesi sağlanmalı.
8- Lif tüketimi hem kabızlıktan koruması hem de prebiyotik özelliği ile başta bağırsak sağlığı olmak üzere vücut sağlığına katkısı nedeniyle teşvik edilmeli.
9- Ancak yeşil sebze tüketimimde bazı kan sulandırıcı ilaçları kullanan hastalarda dikkatli olunmalı ve bu ilaçları kullanan yaşlılarda lifli beslenme miktarı hekim ve diyetisyenle düzenlenmeli.
10- Sağlıklı ve dengeli beslenen bir yaşlıda D vitamini dışında vitamin desteklerine gerek bulunmamaktadır. Vitamin ve mineral destekleri sadece hekim kontrolünde alınmalı.
11- Yaşlılarda kalp ve damar hastalığı, diyabet, böbrek yetmezliği gibi diyet yapılması gereken hastalıklarda yaşlının kendine özgü diyet düzenlenmesi konusunda yetkin diyetisyenler ile yaşlının yaşına ve durumuna uygun diyet düzenlemesi yapılmalı.
12- Sosyal medyada veya televizyonda çıkan, kolay yoldan sağlığa kavuşulmasını öneren programlar veya sosyal çevre, konu komşu, akraba tavsiyesiyle bilinmeyen bitkiler veya karışımlar kullanılmamalı, gerektiğinde bitkilerin sağlıklı kullanımı için fitoterapi sertifikası olan hekimlerden tavsiye alınmalıdır.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.