Hz. Süleyman’ın (As.) neslindendi. Sanatkâr bir peygamberdi. Sanatı dülgerlikti.
Peygamberlik bölgesi, Kudüs ve çevresiydi.
Sâlihlerdendi. (Mâide6/85)
Duası makbuldü;
“Sana dua etmekle ey Rabbim! Hiçbir zaman mahrum olmadım.” (Meryem 19/4)
İhtiyarlık çağında çocuğu oldu. (Meryem 19/1-11)
Beyt–i makdis’de Hz. Meryem’in bakımını üzerine aldı. (Âli-i İmrân 3/37)
Çocuk talebi
Çocuk, insan neslinin ve ülküsünün devamı demekti. Evlenen her çiftin beklediği tek meyveydi.
Zekeriyya (As.), hayat boyu sürdürdüğü tevhid mücadelesi bakımından, gelecek için tehlike sezdi. Yakınlarına güvenemedi. Oğlu olmasını diledi. Rabbine gizlice şöyle dua etti:
“–Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla bir şeyden mahrum kalmadım.
Doğrusu benden sonra yerime geçecek yakınlarımın iyi hareket etmeyeceklerinden korkuyorum. Karım da kısırdır. Katından bana bir oğul bağışla ki, bana ve Ya’kub oğullarına mirasçı olsun!
Rabbim! Onun rızanı kazanmasını da sağla! (Meryem 19/4-6)
Yâ Rabbi! bana kendi katından temiz bir soy bahşet! (Âl-i İmrân 3/38)
Rabbim! Beni tek başıma bırakma! Sen vârislerin en hayırlısısın. (Enbiyâ 21/89)
Dua, kulun Allah’a arz–ı hâli idi. Dileklerini dile getirişiydi.
Dua, ibadetti. Dua, kulun Allah’a aczini itirâfıydı.
Dua, (Allah’dan başka) herkes için gerekti.
Hz. Zekeriyya da (As.) bu gereği hissetti. Dua etti. Rabbi cevabını ona beklemediği bir şekilde lûtfetti.
“–Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik. (Meryem 19/7)
Zekeriyya (As.) bu müjdeye şaştı: “–Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir? dedi.
Allah cevap verdi:
“–Rabbin böyle buyurdu. Çünkü bu bana kolaydır. Nitekim sen yokken, daha önce seni yaratmıştım.” (Meryem 19/8-9)
Bu nasıl olacaktı? Yahya nasıl doğacaktı?
Allah buyurduktan sonra, olmamaya imkân mı vardı?
Allah bu oluş şeklini bir başka ayette şöyle açıkladı.
“Zekeriyya’nın duasını kabul edip kendisine Yahya’yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.” (Enbiyâ 21/90) Gönül saygısı, korku ve ümit iyi olmak ve iyilikte yarışmak, duanın kabul nedeniydi.
Zekeriyya (As.) ve eşi, bize özellikleri ve dualarıyla en güzel örnekti.
Yahya’nın doğacağı müjdesinin veriliş şekli de Kur’ân’da açıklanmıştı.
“Mihrabda namaz kılmaya durduğu sırada, hemen melekler ona şöyle seslendi:
–Haberin olsun! Allah sana Yahya adlı çocuğu müjdeliyor. O, Allah’dan gelen bir kelimeyi (Îsâ’yı) tasdik edecek, milletinin efendisi olacak, nefsine hâkim bulunacak ve sâlihlerden bir peygamber olacaktır.” (Âl-i İmrân 3/39)
Zekeriyya (As.) her istediğinin kendisine verilmiş olduğunu öğrenmiş olmaktan pek memnundu. Ancak Yahya’nın gelişini önceden bilmeyi uygun buldu. Bu dileğini de Allah’a şöyle sundu:
“–Rabbim! Öyle ise bana bir alâmet ver” dedi. (Meryem 19/10. Bk. Âl-i İmrân 3/41)
Allah’dan nidâ geldi:
“–Alâmetin, üç gün işâretten başka şekilde insanlarla konuşmamandır. Rabbini çok an! Akşam–sabah hamdet! (Âl-i İmrân 3/41. Bkz, Meryem 19/10)
Gün oldu, Zekeriyya’nın (As.) nutku tutuldu. Mihrabdan çıktı. Milletine;
“Sabah–akşam Allah’ı tesbih edin! diye işârette bulundu.” (Meryem 19/11)
Gün oldu, Yahya doğdu. Zekeriyya (As.) arzularına istediği gibi kavuştu. Çok geçmeden Zekeriyya (As.), azgın milleti tarafından şehid edildi.
Bu olay ve şekli ve Zekeriyya’nın (As.) peygamberlik mücadelesi Kur’ân’da bildirilmedi.
Zekeriyya (As.) hakkında indirilmiş bulunan ayetler bunlardan ibaretti. Tevhid mücadelesi, oğlu Yahya (As.) ile devam etti.
Sallallahu aleyhi ve sellem