Af ve mağfiret ayı olan Ramazan’ın farkında olanların insânî ve rahmânî duygularının coştuğu, Cennet kapılarının açıldığı, oruç tutan Müslümanın, Kur’ân-ı Kerîm’le buluşmaya her zamankinden çok vakit ayırabildiğinin farkına vardığı kutlu ay.
Sahur vesilesiyle seher vaktinde bülbüllerin nasıl ve niçin öttüğünü idrak eder insan. Sevdikleriyle sahur ve iftar sofralarında buluştuğu gibi yalnızların, kimsesizlerin, garib ve fakirlerin de sofraları şenlensin diye gayret içinde olur.
Her iftar vaktinde oruçlunun sevineceği iki andan birini yaşayıp diğerini ümit ederken sevindirmenin de sevinmek kadar hatta daha fazla değerli olduğunu hisseder.
Biz rahmet ayının ne kadar farkında olursak Rabbimizin tertemiz küçük kulları da bu ayla o kadar bağ kuracaktır. Ramazan ayı çocuklarımızın eğitimi açısından eşi bulunamayacak bir fırsattır.
Oruç tutan büyüklerinin daha mutlu, daha anlayışlı olduğunu ve kendisiyle daha nitelikli vakit geçirdiğini tecrübe eden çocuklar, Ramazan ayını, gelişini dört gözle bekleyecek kadar benimser.
Ramazan ayı çocukları Allah Teâlâ’ya ve Rasûlullah Efendimiz’e (SAS.) ulaştıran yolun başlangıcıdır. Bu mübarek günler çocukların bu yöndeki gelişimi ve yetişmesi için de önemlidir.
Çocukları sevindirme ayı
Öyleyse Ramazan; Kur’ân, oruç, namaz, paylaşma, yardımlaşma ayı olduğu kadar bu bilincin çocuklara kazandırılma ayıdır da diyebiliriz. Bu da en güzel sevmek, sevinmek ve sevindirmekle olur.
Ramazan’da yetimleri de hatırlamalı
Bu yönüyle Ramazan, çocukları sevindirme ayıdır. Ramazan’ın bu özelliğini sadece kendi çocuklarımız için değil tüm çocuklar ve şefkatli ebeveyni olmamız tavsiye edilen yetimler için de değerlendirmeliyiz.