Geçmişte eğitim öğretim süreçlerinin olmazsa olmazı defter ve kalemken, günümüzde cep telefonları öğrenciler için hem defter hem kalem hem de kitap olabiliyor.
Özellikle üniversitelerde yani cep telefonun serbest olduğu alanlarda öğrenciler ders notu almak yerine fotoğraf çekmeyi tercih ediyor.
Eğitimciler, not alma alışkanlığının tarihe karışmak üzere olduğuna dikkat çekerek teknolojiyle birlikte birçok öğrenci davranışının değiştiğini belirttiler.
Örneğin öğrenciler, ders çalışırken okumak yerine dinlemeyi ya da arkadaşlarıyla sohbet etmek yerine yapay zekayla dertleşmeyi tercih edebiliyorlar.
Öte yandan bu durumun sadece üniversite değil lise hatta ortaokul kademesinde bile öğrenciler tarafından talep edildiğini dile getiren bazı eğitimciler, ‘tahtanın fotoğrafını çekip whatsapp gruplarına atmamızı istiyorlar’ dediler.
Derslerde fotoğraf çeken öğrencilerle sıklıkla karşılaştığını söyleyen Prof. Dr. Naciye Aksoy, bu durumun düşünce ve öğrenme sürecini olumsuz etkilediğini belirterek şöyle konuştu:
“Tahtada yazılı olanın yazıyla zihnimize aktarılması o bilginin kalıcılığını artırıyor. Ayrıca odaklanmayı da sağlıyor. Fakat bu fotoğraflandığı zaman öğrencilerin zihninden de film şeridi gibi geçip giden bir şeye dönüşüyor. Öğrenciler bu şekilde bilgileri belki ilerde kullanırım diye bir depoya atıyor. Ancak attıkları depo kendi bellekleri değil, telefonun belleği oluyor."
Okuma hızları da yavaşlıyor
Derslerinde fotoğraf çekimine izin vermediğini belirten Prof. Dr. Kaya Yıldız ise, şunları söyledi: “Öğrenciler derste sadece fotoğraf çekmiyor aynı zamanda ses ve video kaydı da almak istiyor. Yani not alma alışkanlığının ciddi bir şekilde azaldığını söylemek mümkün. Bu sebeple öğrencilerime mutlaka kalem ve defterlerinin yanlarında olması gerektiğini hatırlatıyorum. Tablet ya da telefona izin vermiyorum. Bunun yanı sıra öğrencilerin ders çalışma teknikleri de değişti. Önceden ilgili kitabı ya da ders içeriğini okuyup not alırlardı. Şimdi onun yerine kulaklıklarını takıp ilgili yeri dinlemeyi tercih ediyorlar. Böyle olunca göz tembelleşiyor ve okuma hızları yavaşlıyor. Üniversite düzeyindeki öğrencilere sesli okuma yaptırdığımda bu durumla sıklıkla karşılaşıyorum.”
Öğrencilerin fotoğraf çekerek etkili ve kalıcı öğrenmeyi sağlamalarının mümkün olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Erten Gökçe, “Eller zihnin anahtarıdır. Yani öğrencinin eline kâğıdı kalemi alıp not tutması bilgiye odaklanmasını kolaylaştırıyor. Çünkü tahtaya yazılan bilgi deftere geçirilirken el ve zihin koordinasyonu sağlanır. Bu sayede de daha kalıcı öğrenme gerçekleşir. Telefonla çekilen görüntü, bilginin içselleştirilmesinin önüne geçer” dedi.
Hürriyet