Çocuk gözüyle, çocukların ebeveynleri algılama biçimi nasıldır? Ebeveynlerin tutum ve davranışları çocuklar nazarında nasıl görünmekte?
Psikolojik Danışman Furkan Konyalı, AKRA’da katıldığı “Aynadaki İnsan” programında bu sorulara dair şu bilgileri paylaştı:
“Çocukların yaş guruplarına göre her birinin ebeveyn tutum ve davranışlarını algılama biçimi de farklı.
8 yaş sonuna kadar çocuk, ebeveyne itaat eğiliminde görülürken ki ebeveyn yönlendirmeleri onlara alan da açmakta; ön ergenlik denilen 9-10 yaştan itibaren olan süreçte çocuklar, ebeveyn tutumlarını daha çok hayatlarına müdahale olarak görebiliyorlar.
Gençlik kısmı olan lise ve üniversite döneminde artık bireyselleşmenin ön plana çıktığı gençlerin anne babalarının kendisini anlamadıklarını, sürekli yargıladıklarını düşündükleri ve söyledikleri dönem.
Anne-baba çocuk ilişkisinin temelleri 0-6 yaş grubunda, tohumları ekiliyor. Bu dönemdeki ilişki daha müspet ve pozitif ise gençlik dönemine de böyle sirayet ediyor fakat negatif ilerliyorsa etkisi de buna göre şekilleniyor.
Daha baskıcı, kuralları değişemeyen ailelerde olumsuz iletişim örüntülerine daha sık rastlanmakta. Bu da çocuğu aileden kopartabiliyor. Özellikle ekran bağımlılığı vb sebepler uzaklaşmayı artırıyor. Ebeveyn ‘keşke’leri de burada başlıyor.
Ebeveyn ‘keşke’leri nelerdir?
Çocuğun doğumundan ilkokul sürecini atlatana kadarki süreç ilk süreçtir. Burada dil kalıpları, evdeki kurallar, çocuğun yapmak istemediklerine zorlanması, çocuğun becerilerinin farkında olmadan büyütülmesi, onların iyi yapabildiklerinin farkında olmamak, sonraki süreçte özellikle ergenlik döneminde çocuğun yaş döneminin getirdiği reflekse aynı sertlikte, aynı çözümsüzlükte karşılık vermek bağları zayıflatabiliyor.
Tabi burada çocuğu fazla merkeze almak, her dediğini yerine getirmek yaklaşım değil çocukların birey olarak değer bulması, aile masasında görüşlerini dile getirebilmesi asıl olandır.
Ebeveynler daha çok talepkâr pozisyonda mı?
Evet, Türk aile yapısında genelde böyle. Daha çok talep eden anne babalar uymasını beklediklerimiz de çocuklar oluyor. Aynı durumda çocuk ta talepkâr olduğunda çatışma yaşanabiliyor.
Karşılıklı anlaşılma söz konusu olmalı. Çocukların adalet duygusu zedelenmemeli. Çocuktan beklenilen kitap okuma, ekrana mesafe koyma gibi talepleri anne babalar da uygulayabilmeli.
Kitap okurken aile birlikteliği, ödev yapılırken anne babalar da gerekli işlerini yapması, evin derlenip toparlanmasında iş birliği olması çatışmaları da ortadan kaldıracaktır.
Odanın toplanması da oyunlaştırılabilir. Masal saati anne baba ve diğer kardeşlerin ortak seslendirme yapmasıyla oyunlaştırılabilir.
Baktığımızda ‘ödev yap’, ‘oku’ gibi direktifler direk çocuk üzerinde etkisi olmuyor. Ödev yaptıkları odalarında çeşitli kartonlar, kalemler, gereçler gibi ilgi çekici materyaller olmalı.
Evde cemaatle namaz kılınmadıysa çocuğun ibadet rutini kazanması da elbette zor olacaktır.
Her yaklaşım kendi döneminde doğrudur. Anne babalarımız akşam namazı sonrası dışarıda olmamızı istemezlerdi. Burada hem gecenin şerrinden korunma hem akşam vakti ailece daha çok birlikte yapma imkânı bulduğu bir zaman dilimi olduğu için paylaşmanın artması ümidi vardı yine olmalı.
Ekransız saatler uygulaması belirlenerek günümüze uyarlanabilir.
Ailece etkinlik, izlenecek bir şey olduğunda birlikte izleyip değerlendirmek; aile akraba ziyaretlerin birlikte yapılması önemlidir.
Hedef belirlenmeli. Bu hedef, anne babaların da hedefi olmalı. “Ailemiz bu yıl neyi başarabilir”, “neyi gerçekleştirebilir” gibi bir hedef, çocukların da her şeyi kendilerinden beklenmediğini ortaya koymuş olur.
Her olumlu davranışı aileler düşünemeyebilir.
Taklit edebileceğimiz komşular akrabalar etrafımızda varsa onlardan örnekler alabiliriz.
Hiçbir olumlu örnek teşkil etmeyen insanlarla mesafe koymaya çalışmalı.
"Keşke" dememek için nelere dikkat edilmeli?
* Rutinler ve sınırlarımız olmalı. Popüler bir akıma hemen kendimizi kaptırmak, yeni bir diziyi hemen ailece oturup izlemek sınırlarımızı etkiliyor.
* Önce niyet etmek, rutinlerin ailemize katkılarını önemsemek, aile ile ilgili kararlarda çocuklarla oturup istişare etmek, belirlediğimiz rutinleri yazmak, ailece günlük haftalık planlar çıkarıp bunu uygulamak olumlu katkılar sağlar.
* Çocukların dirençleri, onların katılım göstermemeleri söz konusu olabilir, pozitif bir dille ısrarcı olunursa aile rutinleri sağlanabilir.
* Aile içerisinde olumlu ve katılımcı bir iletişim ortamı sağlanmalı.
* Kardeş aileler, örnek kahramanlar takip edilerek destek olabilir. Resulullah’ın ( SAS.) örnek hayatı, aile hayatı nasıldı? Dünyaya iz bırakan örnek aileler neler yaparlardı? İncelenebilir.
* Hedeflerimiz yazılı olmalı. “Ailece hedefimiz insanlığa faydalı olmaktır” gibi bir ifade yazılı olursa gelen misafirlerimizi bile olumlu etkiler.
* İnsan psikolojisinde çok önemli yeri olan dua unutulmamalı. Çocuklarımız ve ailemizle ilgili sık sık dua etmeli. Allah’tan yardım istemek, aile huzur talep etmek maddi dualardan daha önemlidir. Anne babasının nasıl dua ettiğine şahit olmayan çocuklar var. Onlar da bu duaları duymalı.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.