Bulundukları zamana ve mekâna kıymet katan, Gelibolu’da yaşamış, hayat tarzları yanında Muhammediyye ve Envâru’l Âşıkîn isimli eserleri ile gelecek yüzyıllara damga vurmuş iki yiğit kardeş:
Yazıcıoğlu Muhammed ve Ahmed-i Bîcân Efendiler…
Onlar, Peygamber (SAS.) sevgisinin şairleri olarak da tanımlanabilir. Resulullah sevgisi ve muhabbetini kaleme dökülen ahenkli satırlarla yıllar sonra dahi gönüllere nakşetmiş iki güzide şahsiyet..
Bu iki kardeş, tasavvufi hayatları, ilmi faaliyetleri ve halkla kurdukları güçlü bağlarla hem ilim ve sohbet meclislerinde hem de insanların gönül dünyalarında derin izler bırakmışlardır.
Gelibolu’da yetişen kıymetler
Avrupa ile Asya arasında önemli bir güzergâh noktası olan Gelibolu ve çevresi, beldelerin fethinden önce gönüllerin fethini düstur edinenlerin ilgi alanı olmuş kıymetli yerlerden biri. Yazıcıoğlu ailesi de Rumeli’nin İslamlaştırılması sürecinde Ankara’dan Gelibolu’ya gelen Osmanlı kültür tarihimizin önemli ailelerinden biri.
Yazıcızade kardeşler 15. yy. Osmanlısında yaşamış iki önemli sufi ve ilim adamı.
Babaları Yazıcı Salih, Anadolu’da astroloji alanında ilk Türkçe mesnevi eser olan Şemsiyye’nin yazarı bir âlim.
Yazıcızadeler aslen Gelibolulu değiller ancak burayı vatan-ı asli kabul ederler. Hem burayı hem de burada yaşayanları çok sevdiklerini sürekli dile getirirler. Gelibolu’yu kitapları vesilesiyle de ön planda tutarlar. Edirne medreselerinde iyi bir eğim alırlar.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin Edirne yolculuğu sırasında Gelibolu’yu ziyaret etmesiyle kendisiyle tanışıp ona intisap ederler.
Yazıcızâdeler, Gelibolu Namazgâhı yakınında, bugünkü Hamzakoyu sahiline nazır, bir kayaya oyulmuş iki hücrelik çilehanede yaşamışlardır. Ömürlerini Hakk için halka hizmete adamış olan bu iki güzel insan, maddi ve manevi konumlarıyla toplum tarafından sevilip sayılırlar. Bir yandan daima vaaz ve nasihatte bulunurken, diğer yandan da ahalinin ısrarı üzerine kitaplar kaleme alırlar.
Yazıcızadeler'in Eserleri
Yazcızade Muhammed’in kardeşi Ahmed-i Bican’ın teşvikiyle yazdığı “Megaribbü’z-Zaman” eseri manzum bir eserdir. Daha sonra kardeşinden bu eserin daha iyi anlaşılması için Türkçe yazmasını ister. Bunun üzerine Ahmed-i Bican Efendi, “Envârü’l-âşıkîn” eserini hazırlar.
Yazıcıoğlu Muhammed eserinin bazı bölümlerini Türkçe olarak ve mevlid özelliğinde Muhammediyye adıyla yeniden yazar.
Muhammediyye eseri Anadolu’da Rumeli’de ve Türkistan coğrafyasında okunan çok kıymetli bir eser haline gelir. Padişah ve ailelerinden, âlimlere, halkım tün kesimlerine kadar okunan sevilen bir eser olur.
Hatta, Osmanlı tarihindeki en çok okunan 5 eserden ikisi Yazıcızadelerin eseridir denilebilir.
Bu eserin bu kadar sevilmesi, kıymet bulmasının sebeplerinin başında Hz. Muhammed (SAS.) Muhabbeti gelmektedir. Resulullah Efendimiz ile başlayıp biten bir eserdir. Peygamberimize yazılan methiyelerden oluşur.
Dili, anlaşılır bir niteliktedir. Evliya Çelebi de binlerce kişi tarafından ezberlendiğini söyler.
Eserlerin muhtevası
Muhammediye eseri, 3 bölümden oluşur: Yaratılış, siyer-mevlid ve kıyamet.
Allah-u Tealâ’nın yarattıkları, Nuru Muhammedi, Kısas-ı Enbiya, Siyer ve Mevlid konuları beyitler halinde anlatılmaktadır.
Envâru’l Âşıkîn eseri de 3 ya 5 bölümden oluşur. Bu eserde de yaratılış, Kısas-ı Enbiya, Ashab-ı Kiramın faziletleri, Meleklere vahyedilen kelimeler, Allah’ın kıyamet günü insanlara hitabı gibi konular yer almaktadır.
İlim şehri Gelibolu
Gelibolu Osmanlı döneminde stratejik konumu, ticari yönü ve liman kenti olmasının yanında ilim ve kitap şehri olarak da öne çıkar.
Buraya gelen devlet adamları, Yazıcızade kardeşlerin kabrini ziyaret ettikten sonra göreve başlar.
Hatta, Muhammediye eseri Sultan 3. Selim’den itibaren her cülus merasiminde hürmet gösterilen bir eser olarak kıymet buLur. Gelibolu’daki türbeden Muhammediye eseri sarmalanıp İstanbul’a getirilir. Padişah kitabı ziyaret eder. Buradaki asıl mana kitap değil Hz. Muhammed’in (SAS.) manen ziyaret edilmesidir. Eser, Yazıcızadelerin vasiyeti gereği Gelibolu dışına çıkartılmaması için bir dahaki cülus merasimine kadar yeniden asli yerine getirilir.
600 sene boyunca binlerce nüsha, Kırım’dan Rumeli’ye, Rumeli’den Anadolu’nun her bir köşesine yayılır. Peygamber Efendimiz’in aşkını gönüllere, kulaklara işler. Muhammediyye’nin el yazma nüshaları çoğaltılarak yüzyıllarca okunmuş, ezberlenmiş, matbu yayın sürecinde de en çok baskısı yapılan eserler arasında yer almıştır.
Öyle ki devletin ilerleyen yıllarında yaşanan zorlukların Muhammediyye eserinin artık eskisi kadar çok okunmamasına, okunmasının unutulmasına, asıl manasıyla Peygamber Efendimiz ile daha az meşgul olunmasına bağlayan yorumlar da dikkat çekmektedir.
Gelibolu halen bu iki mühim mana ereninin naaşlarını bağrında saklamaktadır.
Gelibolu’daki Azebler Namazgâhı’nın hemen yakınında Yazıcızade kardeşlerin türbeleri bulunmakta ve ziyaret edilebilmektedir.