Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan yeni bir derleme, beslenmeyle aldığımız polifenol bileşiklerin bağırsaklarımızdan beyne geçerek beyni nasıl koruyabileceğini inceliyor.
Çeşitli araştırma modelleri ve gönüllü katılımcıların yer aldığı çalışmaların da incelendiği derlemede ana noktalar oldukça dikkat çekici. Buna göre yediğimiz bazı besinlerdeki polifenoller beyin bariyerini geçerek beyin fonksiyonlarını ve bilişsel sağlığı etkileyebilir.
Dost bakteriler iş başında
Bağırsaklarımız milyonlarca faydalı mikroorganizmaya ev sahipliği yapıyor. Yediğimiz gıdalardaki polifenolleri birer bioyodönüşüme tabi tutuyorlar. Böylece kan-beyin bariyerini geçebilen ve beyin sağlığını düzenleyebilen metabolitler oluşturuyorlar.
Nasıl Çalışıyorlar?
Söz konusu metabolitler beyin sinyalizasyonunu iyileştirmeye, iltihabı azaltmaya ve beyin dejenerasyonuna karşı koruma sağlayabilecek beyin adaptasyonunu desteklemeye yardımcı olabilir. Böylece beyinde sinir hücrelerinin yapısal veya işlevsel olarak kaybıyla adlandırılan nörodejenerasyon kısmen önlenebilir.
Metabolitler neden önemli?
Kan-beyin bariyeri, beyin içine yalnızca bazı maddeleri kabul eden oldukça seçici bir engel. Araştırmacılar söz konusu bariyeri etkili bir şekilde geçebilen metabolitlerin önemine vurgu yapıyor.
İnceleme, çeşitli deneysel çalışmalara dayanarak beyin sağlığı için faydalı olabilecek belirli bileşikleri vurgulamakta:
· Zeytin ve sızma zeytinyağında bulunan hidroksitirosol: Mitokondriyal fonksiyonu iyileştirirken zararlı beta-amiloid plaklarını, oksidatif stresi, hücre ölümünü azaltmaya yardımcı olur.
· Çay ve kahvede bulunan kafeik asit: Nörodejeneratif (beyin dejenerasyonuyla ilgili) hastalıklarda karşılaşılan fosforlanmayı ve beta-amiloid birikimini azaltır, hipokampüste kök hücrelerden yeni işlevsel sinir hücreleri üretimini destekler.
· Soya ürünlerinde bulunan ve emilimi geleneksel beslenen Asyalılarda daha yüksek olan ekol: Beynin destek hücrelerinin hareketini artırabilir ve hipokampüsteki esneklik/ plastisite gerektiren bağlantıları iyileştirebilir.
· Çilekte ve narda bulunan ürolitin A ile ceviz ve narda bulunan ürolitin B: Beyinde iltihaplanmayı azaltma ve hücre temizleme süreçlerini teşvik etme potansiyeli gösterir.
· Çörekotu ve keten tohumunda bulunan enterolakton: Beyin dejenerasyonuyla bağlantılı enflamasyon/ iltihaplanma ve enzimatik aktivitenin azaltılmasında rol oynar.
· Yaban mersini ve turna yemişinde bulunan vanilik asit: Mitokondride kas hareketleriyle uyum süreçlerini uyabilir ve sinir hücrelerinde farklılaşmaya dahil olan gen ifadelerini düzenleyebilir.
Eldeki veriler söz konusu bileşiklerin bilişsel gerileme üzerine olumlu etkilerinin muhtemel olduğunu gösteriyor; beyin sağlığı üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için yeni araştırmalara ihtiyaç bulunuyor.
Genel itibariyle bu bulgular, sağlıklı gıda tercihlerinin ve beslenme alışkanlıklarımızın beyin sağlığının korunmasında ve bilişsel gerilemenin önlenmesinde önemli bir rol oynayabileceğini de vurguluyor.