Tüketim alışkanlıklarının değişmesine bağlı olarak gelişen sanayileşme çevresel kirliliğin artmasına sebep olmakta. Bu süreçten etkilenen doğal kaynakların başında su geliyor.
Atık sular, kanalizasyon yöntemiyle toplanarak ve arıtma tesisine iletilerek doğaya zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilebilmekte. Buna karşın bazı endüstriyel ve evsel kullanım suları herhangi bir önlem alınmaksızın doğrudan alıcı ortama (deniz, göl, nehir vb.) deşarj edilmekte.
Su kaynaklarını korumak ve oluşabilecek hastalık yapıcı mikroorganizmaları önlemek amacıyla atık sular deşarj edilmeden önce kesinlikle arıtılmalı. Arıtılmamış su, yerüstü veya yeraltı sularına karıştığında insanlar ve diğer canlılar için büyük sağlık tehditleri oluşturmakta.
Atıksuların arıtım sonrası deşarjı konusunda ülkemizde bazı yönetmelikler yayınlanmıştır. Bunlardan biri “Su Kalite Kontrolü Yönetmeliği”dir. Suyun kalitesini korumak, izlemek ve denetlemek amacıyla belirlenmiş kuralları ve standartları içeren yönetmelik, suyun insan sağlığına zarar vermemesi ve çevreye olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için belirli standartların oluşturulmasını ve uygulanmasını da sağlamaktadır. Yönetmelik, suyun kirlenmesini önlemek ve kontrol etmek için alınması gereken önlemleri ve su kalitesi izleme ve raporlama süreçlerini de düzenlemektedir.
Bu amaçlar doğrultusunda, su kalitesinin korunmasına yönelik planlama esaslar ve yasaklar, atık suların boşaltım ilkeleri ve boşaltım izni esasları, atık su altyapı tesisleri ile alakalı esaslar ve su kirliliğinin önlenmesi amacıyla yapılacak izleme, denetleme usul ve esasları bu kapsamda yer alıyor.
Alıcı ortamların kirletilmesinden sonra eski haline dönmesi hem uzun zaman alabilmekte hem de yüksek bütçeler gerektirebilmekte. Bu sebeple; daha az atık su oluşması için çalışmaların yapılması, geri kazanım çalışmaları, atık su arıtımı için en uygun yöntemin seçilmesi gibi hususlar önem arz etmekte.
Deşarj yapılırken sudaki oksijenin belirli seviyelerin altına düşmemesi ve alıcı ortamdaki doğal yaşamın olumsuz etkilenmemesi için mutlaka gerekli önlemlerin alınması gereklidir. Oksijen miktarının düşüklüğü ile sudaki toksik maddelerin artması gerek sudaki doğal hayatı, gerekse suyu kullanacak olan toplumun sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.
Öte yandan, atık sularda azot ve fosforun yüksek konsantrasyonlarda bulunması su kütlesindeki ekolojik değişikliklere ve olumsuz etkilere sebep olan ötrofikasyon olayına yol açmakta. Atık sularda bulunan patolojik mikroorganizmaların tatlı sulardaki yaşam süreleri fazla olduğundan bu mikroorganizmalar deşarj sonrası uzak noktalara ulaşabilmekte, balıkların ve diğer su ürünlerinin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilmekte.
Atık suların arıtılmasının çevreye ve doğaya faydaları:
Su kirliliğinin azaltılması: Atık suların arıtılması, su kaynaklarının kirlenmesini engellemekte ve sucul ekosistemlere zarar veren kirleticilerin suya karışmasını önlemekte.
Su kaynaklarının korunması: Arıtılmış atık suların doğaya deşarj edilmesi, su kaynaklarının ve su yaşamının korunmasına yardımcı olmakta.
Toprak kirliliğinin önlenmesi: Atık suların arıtılması, toprak ve tarım alanlarının kirlenmesini engellemekte ve toprak verimliliğini korumakta.
Biyolojik çeşitliliğin korunması: Atık suların arıtılması, sucul ekosistemlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı olmakta ve su yaşamının sürdürülebilirliğini desteklemekte.
İnsan sağlığının korunması: Arıtılmış atık suların çevreye deşarj edilmesi, insan sağlığını olumsuz etkileyen hastalıkların yayılmasını önlemekte.
Su döngüsünün korunması: Arıtılmış atık suların doğaya geri dönmesi, su döngüsünün korunmasına ve sürdürülebilir su kaynaklarının kullanımına katkıda bulunmakta.
Bu sebeplerle, atık suların arıtılması çevre ve doğa için önemli bir koruma yöntemi olup sürdürülebilir su kaynaklarının korunmasına yardımcı olmakta.
Sonuç olarak atık sular öncelikli olarak kaynağında azaltılmalı, geri kazanılmalı ve yeniden kullanılmalı. Bu sayede var olan su kaynakları korunacak ve temiz su kaynakları üzerindeki kullanım yükü azaltılmış olacaktır. Bu işlemlerden sonra oluşan atık sular, arıtılarak ve yönetmeliklerde belirlenen kriterler dikkate alınarak deşarj edilmelidir.
ÇEKUD