Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
“Çocuklarınıza ok atmayı, ata binmeyi ve yüzmeyi öğretiniz.”
Peygamberimiz bu sözüyle, sporla yakından ilgilendiğini gösteriyor, sporun farklı dallarıyla uğraşmayı çevresindekilere tavsiye ediyordu…
Spor, fiziki kondisyonu iyileştirmeyi amaçlayan bir etkinliktir. İnsanlar; tarih boyunca koştular, tırmandılar, ağır nesneleri kaldırdılar, yüzdüler. Özellikle Arabistan yarımadasında; seferler, çobanlık ve ticaret vesilesiyle, sıcak çöl ikliminde saatlerce yürüdüler. Bu yürüyüşler, insanları daha hareketli ve güçlüklere karşı dirençli hale getirdi.
Bu direnci kazandıkları sporlardan biri de, tarihi çok eskilere dayanan güreşti.
Asr-ı saadet döneminde, Rukane isminde, sırtı yere gelmeyen meşhur bir güreşçi vardı. Kendisi o derece iri ve kuvvetliydi ki, karşısına çıkan tüm rakipleri tek tek yenmeyi başarmıştı.
Rukane, bir gün koyun sürüsünü otlatırken, Efendimiz’le karşılaştı. Bir müddet sohbet ettiler. Sohbetin ardından, güreş müsabakası yapmaya karar verdiler.
Allah Rasulü, müsabaka sonunda Rukane’yi yendi. O da bu yenilginin ardından, Hz. Muhammed’in beden kuvveti kadar manevi kuvvetine de hayran olduğunu dile getirdi.
Hz. Peygamber’in ilgi alanı sadece güreş değildi. Çocukken öğrendiği yüzmeyi de çok seviyor, o dönemin önemli sporlarından biri olan koşuculuğa, büyük bir ilgi duyuyordu. Arkadaşlarına koşu yarışı yapmaları için izin verirdi. Hatta kendisi de eşi Hz. Aişe ile koşu yapar, koşunun yarışa döndüğü zamanlarda geride kalan Rasulullah, yarışı kazanan Hz. Aişe olurdu…
Peygamberimiz bir gün, heyecanlı bir grupla karşılaştı. İçlerinden hangisinin daha kuvvetli olduğunu bilebilmek için, büyük bir taşı yerden kaldırmaya çalışıyorlardı. Yarış oldukça çekişmeliydi. Allah Rasulü, ağırlık kaldırma yarışına müdahale etmedi ve onları büyük bir dikkatle izledi.
Başka bir gün, arkadaşlarının okçuluk antremanına denk geldi. Bu spor, o dönemde hem bir güvenlik hazırlığı hem de eğlence amacı taşıyordu. Eslem kabilesinden bir grup da, oku hedefe isabet ettirmek için yarış yapıyordu.
Hz. Peygamber yanlarından geçti ve:
“Ey İsmailoğulları! Haydi, ok atınız. Sizin babanız da iyi bir ok atıcısıydı. Bu yarışta ben de Seleme b. Ekva tarafındayım.” buyurdu.
Efendimiz’in bu sözü üzerine, karşı takımın okçuları duraksadılar. Onlara:
“Ne oldu ki, ok atmıyorsunuz?” diye sordu.
“Ya Rasulallah Siz karşı takımdayken, biz nasıl ok atarız?” cevabını verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz:
“Haydi atın! Ben hepinizle beraberim.” buyurdu.