Hayata, doğumla başlıyoruz.
Ölüm gelene kadar koştuğumuz süreye de, hayat ve ömür diyoruz.
Bu koşuyu, Hz. Ali’nin şu cümlesi ne güzel dile getirmekte:
“Dünya arkasını dönmüş, rüzgar gibi esip gitmekte. Ahiret de, aynı hızla karşıdan gelmekte.”
Rüzgar gibi geçen dünya hayatını, dolu dolu yaşayan bir sahabe, Hazreti Ebu Hureyre.
Asıl adı Abdurrahman’dır. Hayatını, eğitim ve öğretim faaliyetleriyle geçiren Yemen’li bu güzel insan; dört yıl boyunca Peygamberimiz’in yanından hiç ayrılmamış, söylediği her sözü ezberleyerek çağlar ötesine aktarmıştır.
Onun, Allah Rasulü ile nice hatıraları da vardır. Hatta bu hatıralardan biri, Ebu Hureyre yani kedicik babası olarak bilinmesinin ve asırlardır böyle anılmasının hikayesini taşımaktadır…
Bir gün Hz. Peygamber, onu bir kedi yavrusunu severken ve kucağına alıp oynarken görmüş. Efendimiz’in bir şey söylemesinden çekinen Ebu Hureyre, kediyi hemen hırkasının içine saklayıvermiş. Hırkanın içindeki hareketliliği gören Peygamberimiz, gülümsemiş ve şöyle demiş:
“Hırkanın altında ne sakladın?”
Hırka açılınca, küçük kedi yavrusu ortaya çıkmış ve tüm sevimliliğiyle kendini Allah Rasulü’nün karşısında bulmuş.
Masum kedi yavrusuyla bir müddet oynayan ve başını okşayan Peygamberimiz:
“Ebu Hureyre! Sen, kedi babasısın.” buyurmuş…
Meşhur seyyahımız Evliya Çelebi, Hz. Ebu Hureyre için der ki:
“Sağlığında binlerce kedisi vardı. Mısır’ın Giza şehrinde, onun hatırasını canlı tutmak için yapılmış bir makamın etrafında da, nice yüz bin kedi vardır.”
Allah Rasulü, tıpkı arkadaşları gibi kedileri çok severdi. Şehir dışından Medine’ye döndüğü bir gün, yavrularını emziren bir kediyle karşılaştı. Çevresindeki topluluğu dikkatli olmaları konusunda uyardı ve kediyi rahatsız etmemek için yolunu değiştirip, onun etrafından dolandı. Daha sonra aynı kediyi sahiplenerek, adını Müezza koydu.
O’nun, kedisi Müezza’yı ne kadar çok sevdiğini anlatmak için, sanırım şu örneği vermek yeterli olacaktır.
Müezza bir gün, Hz. Muhammed’in giysisinin ucunda uyuyakaldı. Her kedi dostu gibi, uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Efendimiz, onu uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etti.
Tahmin edeceğiniz üzere, Müezza uykusuna büyük bir keyifle devam etti.